Kamuda İç Denetçiler ile Müfettişler arasındaki görev örtüşmesi sorununa bir çözüm önerisi

Kamudaki teftiş kurulları, ?deforme olanın ihtiyacı reformdur' prensibiyle, 2000 yılı sonrası evrensel değerlere uygun bir dönüşüme/değişime tabi tutulmak istenmektedir. Bu değişimin felsefede, zihniyette ve tutumlarda nasıl hayat bulacağı hususu net değildir. Özellikle 2003 yılından bu yana teftiş kurullarının akıbeti büyük bir ciddiyetle tartışılmaktadır. İç denetimin devlet sistemine dâhil olması ve bazı kurumlarda aksak da olsa işlemeye başlaması denetime canlılık getirmiştir, ancak son yedi yıllık süreçte anlaşılan, geleneksel teftiş kurullarının artık ortadan kaldırılamayacakları ve istenmemelerine rağmen var olmaya devam edecekleri gerçeğidir. Bu konuya ilişkin olarak önemli bir makaleyi dikkatlerinize sunuyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 30 Eylül 2010 16:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

2006 yılından itibaren bakanlıklarda, üniversitelerde, belediyelerde ve il özel idarelerinde iç denetim birimleri kurulmaya başlanmıştır. Haziran 2009'a kadar 200'den fazla kamu kurumunda 789 iç denetçinin atanması sağlanmıştır. Atananların %54'u denetmen, %34'ü müfettiş, %11'i kontrolör'dür.

Özellikle bakanlıklarda iç denetim birimleri ile teftiş kurulları arasında görev ve yetki yönünden çatışmalar yaşanmaktadır. Bunun en ciddi örneği, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 63'üncü maddesinde yer alan ?iç denetim, iç denetçiler tarafından yapılır.? hükmüne rağmen; Maliye Bakanlığında, bakan onayı yürürlüğe giren ?Maliye Teftiş Kurulu Görev Standartları'dır.

?Kamuda İç Denetçiler ile Müfettişler Arasındaki Görev Örtüşmesi Sorununa Bir Çözüm Önerisi: İngiltere Eğitim Sisteminde İç Denetim ve Teftişin Rol ve Sorumlulukları? isimli bu çalışmada, Anglo Sakson kültürünün temsilcisi ve iç denetimin kaynağı konumundaki İngiltere'de, teftiş ? iç denetim görev ayrışmasının nasıl sağlandığı, eğitim sisteminden hareketle ele alınıp incelenmiş ve Türkiye uygulaması için bir çözüm önerisi geliştirilmeye çalışılmıştır.

Şener Gönülaçar'ın Mali Hukuk Dergisinde yayımlanmış makalesi için tıklayınız.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber