Evde diyalize giren hastaların zamanı kendisine kalıyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 05 Ekim 2010 19:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sağlık Bakanlığı tarafından faaliyete geçirilen ve pilot il olarak İzmir'de uygulanan evde diyaliz çalışması, dokuz hastayla devam ediyor. İl Sağlık Müdürü Mehmet Özkan, yeterlilik belgesi alan hastalar için ev hemodiyalizi uygulamasına başladıklarını bildirdi. Bugüne kadar diyaliz merkezlerine giderek saatlerce bekleyen hastaların, evlerine kurulan cihazlarla zamandan kazandığını anlatan Özkan, makineleri hastaların kendisinin ayarladığını ifade etti.

Yeni uygulamayla ilgili bilgi veren İl Sağlık Müdürü Özkan, projenin Sağlık Bakanlığı'nın genelgesi ve diyaliz merkezleri hakkında yönetmelikleri çerçevesinde yürütüldüğünü söyledi. Proje kapsamında ilk çalışmanın 2008 Ekim ayında İzmir'de yapıldığını hatırlatan Özkan, "Şu anda evine diyaliz makinesi yerleştirilen ve kendi kendini makineye bağlayan dokuz hastamız var. Birçok insan, aktif meslekleri nedeniyle gündüzleri işinde olduğu için bu yöntemi tercih ediyor. Ömür boyu haftada üç gün, ortalama 4'er saat kamu veya özel hemodiyaliz merkezlerine gitmek zorundalar. Bunu evde kendisi yapmak isteyen kronik böbrek yetmezliği hastaları için bu yöntem tercih edilebilecek. Kişiler, en az iki ay süreyle bağlı bulundukları diyaliz merkezleri tarafından eğitiliyor. Ardından uygulamayı yapacak kişiye en az iki hafta, aynı diyaliz merkezinde bu işlem yaptırılıyor. Daha sonra da evine gidebiliyor. Merkezin temin ettiği cihazla kendi kendine ev hemodiyalizi uygulamasına başlıyor. Tabii bu arada yeterlik belgesi alınıyor, yoksa hastaya inisiyatif verilmiyor. Bu hastalar, en geç üç ayda bir ziyaret ediliyor ve sürekli irtibat halinde olunuyor. Toplam 80-100 bin civarında hasta olduğunu düşünürsek, önümüzdeki yıllarda hayatın içinde kalmak isteyen hastalarımız için bir model olacak." dedi.

Evinde kendi kendine diyalize bağlanan hastalar da durumdan memnun. 1987 yılından bu yana böbrek yetmezliği çeken Uğur Yüksek (46), bugüne kadar iki defa böbrek nakli olduğunu belirterek, "Bir tanesi 10, diğeri ise 7 yıl gitti. Sonra yeniden diyalize başladım. İki yıldır diyaliz merkezine gidiyordum. Bu ev hizmetinden bahsettiler. Özgür olacağım için uygulamayı kabul ettim. Diyalize 8 saat giriyorum. Her şeyini ben hazırlıyorum. İşlerim çok kolaylaştı. Kafeterya çalıştırıyorum. Gecede diyalize giriyorum, ben uyuyorum makine çalışıyor. Diyalizdeyken kitap okuyorum, televizyon izliyorum. Ev diyalizi, sağlık açısından da zaman açısından da çok iyi. Herkese tavsiye ederim." şeklinde konuştu.

Ege Nefroloji Diyaliz Merkezi Başhemşire ve Ev Diyaliz Koordinatörü Fatma Töz ise ev uygulamasının Türkiye'de yeni başladığını söyledi. Kliniktekinden çok farklı olmadığını ifade eden Töz, "Klinikte hastalar 4 saat diyalize girerken evlerinde bu süreyi uzatıp 8 saat yapıyoruz. Bu da onların yaşam kalitesini arttırıyor ve daha sağlıklı olmalarını sağlıyor. 4 saat diyalizdeyken ilaç kullanmaları gerekiyor, bu da devlete yük oluyor. Ev diyalizinde buna gerek kalmıyor. Hastalarımız için en önemli konu ise özgürlük. Evde bütün gece diyalizde kalırken gündüzler kendilerine kalıyor. Bu uygulama öğrenciler için de çok iyi, okullarına rahat rahat gidip geliyorlar." dedi.

Evde diyaliz hizmeti konusunda Prof. Dr. Ali Başçı ve Prof. Dr. Ercan Ok'un başkanlığında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bölümü'yle birlikte ilk çalışmaları yürüttüklerini kaydeden Fresenius Medical Care (FMC) İcra Kurulu Üyesi Dr. Hakan Göker de, "Dört yılı aşan bilimsel çalışmaların ardından, Türkiye'de de evde diyaliz uygulamasını hazır hale geldik. Sağlık Bakanlığı'nın onayı ve SGK'nın ödeme kapsamına almasıyla birlikte bu hizmeti sunmaya başladık." diye konuştu. İzmir'in ardından 2010 ve 2011 yılları içinde diğer illerde de yaygınlaştırılması hedeflenen evde diyaliz için tıbbi açıdan uygun hastaların, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kliniklerde bir süre eğitimden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Göker, "Bu eğitimdan sonra hasta, evine kurulacak sistemle kendi diyalizini yapabilecek. Bir hasta, haftada ortalama üç defa 4'er saat bu tedaviden yararlanmak zorunda. Bu da en az iki ya da üç gününün kliniklerde geçmesi anlamına geliyor. Evde diyaliz uygulayan hastalar günlük yaşamlarından kopmadan, dilerlerse gece uykusu sırasında ve 4 saatten daha uzun süre diyaliz yapabilecek. Böylece hem daha iyi tıbbi sonuçlar hem de daha kaliteli bir yaşam mümkün olabilecek." dedi.

Hakan Göker, Türkiye'de diyaliz tedavisi gören hasta sayısının 55 bini aştığını kaydetti. 2020 yılında yaşam şartları ve diğer hastalıkların böbrek yetersizliğini tetikleyecek olması sebebiyle sayının 100 bini aşacağını ifade eden Dr. Göker, mevcut hastalara devlet ve üniversite hastaneleri dışında 400'ü bulan özel diyaliz merkezlerinin tedavi hizmeti sunduğunu kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber