Cezalar, çocukta duygu ve hissetme yeteneğini ortadan kaldırıyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 09 Ocak 2011 16:06, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Fatih Üniversitesi Öğretim Görevlisi Uzman Pedagog Prof. Dr. Adem Güneş, ailelerin çocuklarına ceza vermemesini söyledi. Güneş, "Cezalar duygu ve hissetme yeteneğini ortadan kaldırıyor, bir takım yoksunluklar oluşturuyor." dedi.

Bolu Belediyesi ile Bolu Eğitim Sevenler Derneği (BESDER) birlikte 'İnsanlığın Son Sığınağı Aile' konulu panel düzenledi. Belediye Yeni Nikah Salonu'nda düzenlenen panele ilahiyatçı yazar Selman Kuzu ve Prof. Dr. Adem Güneş konuşmacı olarak katıldı. Paneli, AK Parti Bolu milletvekili Metin Yılmaz ve çok sayıda aile dinledi. Salonda yer bulamayan bazı aileler de paneli ayakta dinlemek zorunda kaldı.

Fatih Üniversitesi Öğretim Görevlisi Uzman Pedagog Prof. Dr. Adem Güneş, konuşmada duygusal iletişimin önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Güneş, "Konuşmada eş işitiyor ancak duymuyor. Konuşmada duygusal iletişime geçilemiyor, sözel iletişimde kalınıyor." dedi. Prof. Dr. Güneş, eşlerin işitsel iletişim yerine duyma ve hissetme yeteneğini geliştirmesi gerektiğini kaydetti.

Uzman pedagog Prof. Dr. Güneş, ailelerin çocuklarına ceza vermemesi gerektiğinin altını çizdi. Cezaların çocuklardaki duygu ve hissetme yeteneğini ortadan kaldırdığını belirten Prof. Dr. Güneş, şöyle devam etti: "Cezalar çocuklarda bir takım yoksunluklar oluşturuyor. Ailelerin çocuklarına verdiği cezalarla çocuktaki duyma ve hissetme yeteneği kayboluyor."

Prof. Dr. Güneş, eşler tartışırken çocuklarının şahit olmasını istemediğine dikkat çekerek, "Eşler çocuklarını diğer odaya gönderiyor. Ancak bu doğru değil. Çocuklar tartışmaya şahit olmalı. Eşlerin tartışmaya buldukları çözümleri görmeli. Diğer odaya gönderilen çocuk, 'acaba babam anneme zarar mı veriyor?' düşünceleriyle uykuya dalıyor. Bu da gelişimi olumsuz etkiliyor." diye konuştu.

Prof. Dr. Adem Güneş, çocuklar için baba modelinin çok önemli olduğuna vurgu yaptı ve ekledi: "Baba yoksunluğu bir çocuğun taşıyabileceği bir durum değil. Baba olmazsa çocukta hayali bir baba oluşuyor. Ayrıca derin bir boşluk oluşuyor. Böyle yetişen bir kız evleneceği erkeği baba modelinde seçer. Evleneceği eşten baba yoksunluğunu doyurmaya çalışır."

İlahiyatçı yazar Selman Kuzu da iletişimde olmazsa olmazın konuşmak ve dinlemek olduğunu aktardı. Kuzu, eşlerin birbirlerinin duygularının farkında olmadığından yakınarak, şunları söyledi: "Erkek hanımının duygulanını kale almıyorsa, ona göre davranmıyorsa, hanımda aynısını yapıyorsa, bu durum yok saymakla eş değerdir. Duyguların ihtiyacını göreceğiz. Bunu başarmadan birbirimizi anlama noktasına gelemeyiz."

"Sağlıklı iletişimin temel unsurları konuşmak, dinlemek, aktif dinlemek, can kulağıyla dinlemek." diyen Kuzu, kulak ucuyla dinlendiği zaman alınması gerekenin alınmadığını dile getirdi. Kuzu, konuşmasında empatinin önemine de dikkat çekti. Kuzu, "Erkek hayata biraz hanımca, hanımda hayata biraz erkekçe bakmaladır. Her yuvada problem olur ancak bunun çözümü istişaredir." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber