Danıştay, başörtüsü kararını oybirliğiyle aldı/ Video

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 20 Ocak 2011 08:50, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

Yargının, yoğun iş yükü nedeniyle verdiği tahliye kararları tartışılmaya devam ederken, Danıştay 8. Dairesi, ALES'e başörtüsü ile girmenin önünü açan kılavuzun yürütmesini jet hızıyla durdurdu

LÜTFİ KAPLAN ANKARA

Yargının, yoğun iş yükü nedeniyle verdiği tahliye kararları tartışılmaya devam ederken, bazı davalarda ise jet kararlar vermesi dikkat çekiyor. Danıştay 8.Dairesi, 2010 Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı'na (ALES) başörtüsü ile girmenin önünü açan ALES Sonbahar Dönemi kılavuzunun yürütmesini durdurdu. Ekim ayında açılan davayı sonuçlandıran daire, gerekçe olarak da, ?adayların gerek başvuru sırasında fotoğraf çektirirken, gerek sınava girerken yanında bulunduracağı fotoğrafta başlarının çeşitli nesnelerle kapatılmasına ve sınava bu şekilde girmesine olanak sağlanacağından fiziksel olarak teşhislerinde güçlük oluşacağı gibi sınav güvenliği açısından da olumsuz sonuçlar yaratabilir? dedi.

KARARI OYBİRLİĞİ İLE ALDI

Danıştay 8.Dairesi, 12 Ocak 2011'de yaptığı toplantıda, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası'nın Ekim 2010'da yaptığı, YÖK'ün Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı Sonbahar Dönemi kılavuzunda yer alan ve adayların sınava başörtüsü ile katılmasına imkan sağlayan düzenlemelerin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebini görüştü. Daire oybirliği ile ALES'e başörtüyle girilmesinin önünü açan kılavuzun yürütmesini durdurdu. Daire, yürütmeyi durdurma gerekçesinde şöyle dedi:

TEŞHİSİ SAÇA İNDİREN GEREKÇE

?Dava konusu kılavuzda başı açık fotoğraf çektirme ve sınava başı açık gelinmesini zorunlu kılan düzenlemelere yer verilmemesi nedeniyle başvuruda bulunan erkek-kadın adayların gerek başvuru sırasında fotoğraf çektirirken, gerek sınava girerken yanında bulunduracağı fotoğrafta başlarının çeşitli nesnelerle kapatılmasına ve sınava bu şekilde girmesine olanak sağlanacağından fiziksel olarak teşhislerinde güçlük oluşacağı gibi sınav güvenliği açısından da olumsuz sonuçlar yaratabilecek bir niteliği bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.?

ÇAĞDAŞ KAZANIMLARI TÖRPÜLEME İDDİASI

Sendika avukatlarının yürütmeyi durdurma ve iptal başvurusunda, ?'YÖK'ün benzer konularda ortaya koyduğu yaklaşım dikkate alındığında yapılan değişikliklerin amacı açıktır'' denildi. Dilekçede ayrıca ?'herhangi bir ihmalin, dikkatsizliğin sonucu olmadığı, düzenlemenin Cumhuriyet'in çağdaş kazanımlarını törpüleme kastına dayandığı'' yorumları da dikkat çekti. Danıştay 8. Dairesi kararında ayrıca, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Danıştay'ın başörtüsüyle ilgili kararlarına yer verdi.

?ÖZGÜRLÜKLER ANCAK KANUNLA SINIRLANIR'

Danıştay 8. Dairesi'nin ALES sonbahar dönemi kılavuzundaki kılık kıyafetle ilgili düzenlemeyi durdurma kararını değerlendiren hukukçular, Danıştay'ın bu kararla ?Yasa koyucu' gibi davrandığına dikkat çekiyor.

HUKUKEN UYGULANAMAZ

Anayasa Hukukçusu KTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez: Danıştay burada AYM'nin kararına atıfta bulunuyor, AYM'nin kararından hareketle böyle bir sonuca ulaşıyor. Anayasaya göre özgürlüklerin sınırlandırılması ancak kanunla mümkün olur. Şu anda sınava girişte ALES ve benzeri başörtülü girilemeyeceğine ilişkin hiçbir hukuki düzenleme yoktur. Fakat Danıştay eskiden beri yaptığı üzere AYM kararlarına atıfta bulunuyor, AYM kararları kanun değildir. AYM bir karar verirken kanun koyucu gibi hüküm veremez, bu anayasanın 153. Maddesi'nin açık hükmüdür. Dolayısıyla Danıştay kararının hukuken uygulanması mümkün değildir. Hukuka aykırı bir kararla karşı karşıyayız Sınav görevlilerinin ya da ÖSYM'nin cinyiseti bilme gerekçesi yok. Bu verilecek kararı kendilerine göre ikna etme kararıdır.?

KARAR ANAYASAYA AYKIRI

Anayasa Hukukçusu Prof. Mustafa Kamalak: ?Danıştay kararının dayanağı Anayasada yoktur. 8. Daire'nin kararı anayasaya aykırı. Anayasa'nın 2., 13. ve 42. maddelerine aykırıdır. 2. Madde'ye aykırı çünkü, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.Hukuk devletinde özgürlükler asıl, yasaklar ise istisnaidir. Özgürlük için hüküm aranmaz. Yasak için hüküm aranır. Madde 13'e de aykırıdır çünkü maddeye göre temel haklarla ilgili kısıtlamalar, sadece Anayasa'nın ilgili maddesinde belirtilen sebeplere dayalı olarak ve ancak kanunla sınırlandırılabilir. Eğitim hakkıyla ilgili düzenleme Anayasa'nın 42. Maddesi'nde yer almıştır. Eğitim ve öğretim hakkı herkes için temel haktır. Bu hak, kanunla düzenlenir.

Kara mizah gibi

Başörtülü olduğu için 1998 yılında Prof. Nur Serter tarafından kurulan ikna odalarına girmek zorunda kalan ve eğitimini uzun bir süre yarım bırakan İ.Ü Tarih Bölümü mezunu Hanife Gökdemir, kararı trajikomik bulduğunu söyledi. Yüksek lisansa başvuru yapmak için başörtülü fotoğrafının istendiğini ifade eden Gökdemir, ?O kadar saçma bir gerekçe ki. Dışarda gezerken bayan ya da erkek olduğumuz anlaşılmıyor mu? Saçından mı anlaşılıyor? Çok komik bir gerekçe... Kara mizah olarak değerlendiriyorum. Ben de hazır başörtüsü sorunu çözülmüşken yüksek lisans için başvurdum, başı açık fotoğraf ibaresini görünce ?ALES'e başörtülü girilebiliyor, İ.Ü'ye başörtülü girilebiliyor' dedim.

AK Parti'den sert tepki: Karar hukuki değil, ideolojik

AK Parti Grupbaşkan Vekili Bekir Bozdağ: Sadece gülüyorum. Kahkahalarla gülüyorum. Bunu nasıl hukuk ve adaletle bağdaştırıyorlar anlamıyorum.Anayasal ve yasal dayanaklar deniyor, soruyorum Anayasa'nın hangi maddesinin neresinde bu var. Bunun göstermeleri gerekir. Kanunlarımız var ve tüm yürürlükteki kanunlar var, bana bir tane göstersinler. İma yoluyla bile başörtülü giremezler diye bir yasa hükmü göstersinler. Ama malesef hem Anayasa Mahkemesi hem de Danıştay'ın kendilerini yasama organının yerine koyarak hukuksuz ve haksız karar vermişlerdir.

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Adalet adil olmadığı, ideolojik davrandığı sürece Türkiye'de yargıya olan güvenin zafiyete uğradığını, yargının güven verici ortamdan uzaklaştığını görürüz ki en büyük tehlike buradadır.İlgisiz şahısların müracaatını kabul edip yargılamaya başvuran bir yargının herhalde kararının da denetlenmesi gerekir. TBMM'nin yaptığı Anayasa değişiklikleri denetlenebiliyorsa, yaptığı kanunların Anayasa'ya uygun olup olmadığı denetlenebiliyorsa, yargının da verdiği kararların Anayasaya uygun olup olmadığı denetlenebilmeli

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber