'Adaylık garantisi' alamayan bürokratlar, istifa edemiyor
Ziraat'ten komedi gibi kâr açıklama toplantısı
3.7 milyar liralık kâr ile yine kâr şampiyonu olan Ziraat Bankası, kârı açıklayıncaya kadar adeta akla karayı seçti. Kârın, ilk önce şubat ayının son haftası açıklanması kararlaştırıldı. Ancak bakanların basın toplantıları ve ekonomi muhabirlerinin Antalya programı nedeniyle o hafta basın toplantısı düzenlenemedi. Hafta başında ise kârın 2 Mart'ta açıklanacağı duyuruldu. Aynı saatte, Babacan'ın da bir TV programına katılacağını duyan Ziraat Bankası yönetimi, ?Ayıp olur? diyerek basın toplantısını 3 Mart'a erteledi. O gün de Çalışma Bakanı'nın basın toplantısı olduğu öğrenilince toplantının saati değişti. Banka yönetimi, bakan ile aynı saatte toplantı yapmamak için bu kez saatini değiştirdi. Böylece, toplantı üçüncü ertelemenin ardından gerçekleştirildi. Banka yöneticileri, ?basın toplantısını düzenlemek kâr rekoru kırmaktan daha zordu? yorumu yaptılar.
12 Haziran'da yapılacak milletvekili seçimlerine kısa bir süre kala, gözler adaylık için istifa edecek bürokratlara çevrildi. Ancak bu seçimde AK Parti'den milletvekili adayı olmak isteyen birçok bürokratın, istifa etmekten vazgeçtiği öğrenildi. Aday gösterilme garantisi alamayan bürokratlar, istifanın ardından ?ya yerimize yeni isimler atanırsa? korkusu yaşıyorlar. Bu nedenle hiçbir bürokrat aday gösterilme sözü almadan, istifa etmek istemiyor. Kulislerde bazı bürokratların ise MHP'den aday olmanın yollarını aradığı konuşuluyor. Bu seçimlerde milletvekili adayı olması beklenen ekonomi bürokratları arasında ise Hazine, Maliye, Enerji Bakanlığı Müsteşarları ile Ziraat Bankası, Botaş Genel Müdürleri bulunuyor.
?İmarbank soyuldu' dedik 6 ay hapis cezası yedik
Ergenekon operasyonu kapsamında 11 gazetecinin gözaltına alındığı gün elime, Eyüp 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ilginç bir kararı ulaştı. Kararda, İmarbank'a el konulmasının ardından, yani 22 Temmuz 2003 tarihinde Yeni Şafak Gazetesi'nde kaleme aldığım ?akıllara zarar hortum oyunları' başlıklı haber nedeniyle, firardaki Kemal Uzan, Hakan Uzan ve Cem Uzan'a hakaret ettiğim belirtilerek, hakkımda 6 ay hapis cezası verildiği yazıyordu. Şaka gibi ama gerçek. Yedi yıldır firarda bulunan kırmızı bültenle aranan Uzan Ailesi'nin bireylerini yurda getirerek yargılayamayan devlet, bankadaki usulsüzlükleri yazan gazeteciye hapis cezası vererek cezalandırılmasını isteyebiliyor. Aynı yargı, 2003 yılında el konulan ÇEAŞ ve Kepez şirketlerindeki usulsüzlüklerden dolayı Uzan Ailesi bireyleri hakkında açılan davaları, zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle rafa kaldırıyor. Ne diyelim burası Türkiye...
Hüseyin Özay