ÖSYM'nin savunmasına avukattan cevap

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Mayıs 2011 18:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- YGS'deki şifre iddiaları üzerine sınavın iptali istemiyle Konyalı bir öğrenci adına Ankara 7. İdare Mahkemesine dava açan avukat Ahmet Gürol Şağban, ÖSYM'nin savunmasında şifre iddialarına ilişkin gerekli incelemelerin ve inceleme sonuçları ile ilgili gerekli açıklamaların yapıldığını ifade ettiğini belirterek, "Bu iddiaların incelendiğinden bahseden ÖSYM'nin savunmasına ek olarak hiçbir soruşturma veya inceleme raporu sunamadığını görmekteyiz" dedi.

Gürol, ÖSYM'nin savunmasına ilişkin mahkemeye yazılı cevap sundu. Cevap metninde, ÖSYM'nin savunmasından da alıntılar yapılarak, yöneltilen sorulara savunmada yanıt verilemediği belirtildi.

Cevap metnine göre ÖSYM savunmasında, şunlar kaydedildi:

"Merkezimiz tarafından 'kapalı dönem' içinde hazırlanarak sınava giren 1 milyon 692 bin 345 adaya verilen soru kitapçıklarının oluşturulmasına esas teşkil eden master soru kitapçığındaki cevap seçenekleri küçükten büyüğe ya da benzeri bir düzen içinde yer almıştır. Basına verilen soru kitapçığının master soru kitapçığından basit olarak türetilmiş bir kitapçık olduğu, master soru kitapçığındaki doğru cevaplar ile basına verilen soru kitapçığındaki doğru cevaplar aynı seçenekte yer almaktadır. Adaylara verilen soru kitapçıklarında ise doğru cevabın da yeri değiştirildiğinde, şifre olarak ima edilen yol izlendiğinde doğru cevaba ulaşılamadığı, bu soru kitapçığı sınav bittikten sonra türetildiğinden ve sınava giren hiçbir adaya verilmediğinden hiçbir adaya üstünlük sağlanmadı. Tüm sınav evrakı ve soru kitapçıklarının da hazırlanmasında 'kapalı dönem' olarak ifade edilen ve tüm dünyadan izole bir ortamda hazırlandığından bu dizilişin ÖSYM çalışanları dahil dışarıdan herhangi biri tarafından bilinmesi imkansızdır. Bu açıklamalarımızda da görüleceği üzere sınavda yer alan soruların bir şifre tekniği kullanılarak cevap anahtarının oluştuğu iddiası tamamen gerçek dışıdır."

Cevap metninde, ÖSYM'nin savunmasında 5 Nisan 2011 tarihinde yaptığı Basın Duyurusu'nun bir tekrarını yaptığı ileri sürülerek, "Bu tarihten sonra sanal kitapçıkların internet ortamında yayınlanmasından sonra tüm kitapçıklarda şifre olduğu açıkça ortaya çıkınca davalı idare tüm kitapçıklarda şifre olduğunu kabul etmiştir. ÖSYM'nin mahkemeye sunduğu savunmasında ise bu ikrarından geri dönmüştür" denildi.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir tarafından adaylara gönderilen mektuba da yer verilerek, mektupta yer alan ifadeler doğrultusunda ÖSYM'nin şifreyi itiraf ettiği ve bu mektubun ÖSYM'nin internet sitesinde halen de yayımlanmaya devam ettiği ifade edildi.

Cevap metininde, ayrıca Ankara Üniversitesi Ölçme ve Değerlendirme Bölümü'nce "YGS'nin uygulanmasına ilişkin alınan kararın da bir bölümüne yer verildi. Metinde, şunlar kaydedildi:

"Davalı İdare savunmasında şifre iddialarına ilişkin gerekli incelemelerin ve inceleme sonuçlarıyla ilgili gerekli açıklamaların yapıldığını ifade etmektedir. Öncelikle madem şifre yoktu neyi incelediniz? ÖSYM bir aya yaklaşık bir süredir şifre ile ilgili hiçbir açıklama yapmamıştır. Eğer bundan haberimiz olmamışsa bu gerekli açıklamalar hangi tarihte, nereye yapılmıştır? Kaldı ki bu iddiaların incelendiğinden bahseden ÖSYM'nin savunmasına ek olarak hiçbir soruşturma veya inceleme raporu sunmadığını görmekteyiz. Oysa ki, bir devlet kurumu olan ÖSYM'nin iddialar ilk ortaya çıktığı andan itibaren gerekli idari soruşturmaları başlatması ve konuyu her yönden soruşturması ve bunu bir soruşturma raporuna bağlaması kanuni ödevidir. O halde hangi incelemeden bahsedilmektedir. Bu incelemeye ilişkin resmi sonuçlar niçin savunmaya eklenmemiştir? O halde davalı idarenin olayın ilk patlak verdiği andan itibaren hiçbir soruşturma dahi başlatmaması, şifrenin örtbas edilmeye çalışıldığının açı ispatıdır."

-"ŞİFRENİN SIZIP SIZMADIĞI KONUSU"-

ÖSYM'nin savunmasının bir başka bölümünde ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmaya atıfta bulunarak, sınavın iptalini gerektirecek bir olumsuzluğun tespit edilmediğinin açıklandığının beyan edildiği belirtildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmanın neticelendiğine ilişkin bir bilginin ulaşmadığı, dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmanın halen devam ettiğini açıkladığı anımsatılarak, başsavcılığın "sınavın iptal edilmesini gerektirecek bir olumsuzluk tespit edilmedi" şeklinde de bir açıklamasının bulunmadığı belirtildi.

Hakkında gizlilik kararı alınan bir soruşturma dosyası hakkında ÖSYM'nin nasıl ve ne şekilde bu dosya ile ilgili beyanda bulunduğunun sorulduğu cevap metninde, "Şifrenin sızıp sızmadığının sınavın iptali için ehemmiyeti yoktur. Öngörülmemiş şekilde doğru cevaplara ulaşmayı sağlayan bir şifreleme tekniğinin kitapçıklarda kullanılmış olması dahi tek başına iptal için yeterlidir" görüşüne yer verildi.

ÖSYM'nin, 8 ilde cezaevlerinde yapılan Fen Bilimleri testinin 30 Nisan 2011 tarihinde tekrarlanması işleminin hukuka aykırılık oluşturduğuna ilişkin beyanlara karşı savunmasında hiçbir cevap vermediği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Sınav sonuçlarının açıklanması ile birlikte on binlerce aday sınava itiraz etmektedir. ÖSYM resmi internet sitesinde her gün her saat sınav neticeleri ve sıralamalar adeta borsa gibi değişmektedir. Bu dahi, sınavların bilimsellik, gizlilik ve güvenilirlik ilkelerinden uzak olduğunu, eşitlik ve adalet ilkelerinin hiçe sayıldığını yeterince ortaya koymuştur. Adaylar ve aileler arasında çok büyük bir infial ve kargaşa yaşanmakta, vatandaşların devlete güven duyguları da zedelenmektedir. Dava konusu sınav Anayasa'da güvence altına alınmış eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi her geçen gün kamu düzenini derinden sarsmaktadır."

AVUKAT ŞAĞBAN: İTİRAFTAN DÖNÜŞ SORUNU ÇÖZER Mİ?

YGS'deki şifre iddiaları üzerine sınavın iptali istemiyle Konyalı bir öğrenci adına Ankara 7. İdare Mahkemesine dava açan avukat Ahmet Gürol Şağban, ÖSYM'nin mahkemeye sunduğu savunmasında "şifrelemeyi yok saydığını" belirterek, "Şimdi bu itiraftan geri dönmek sorunu ne kadar çözer, bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum" dedi.

Şağban, ÖSYM'nin mahkemeye savunmasını sunmasının ardından "cevap" vermek üzere geldiği İdare Mahkemesinin önünde gazetecilere açıklama yaptı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmanın gizli olarak yürütüldüğünü ve henüz karar verilmediğini anımsatan Şağban, "Gizli olan bir soruşturmayla ilgili soruşturma evrakının intikal edip etmeyeceği konusunu bilemiyorum ancak mahkeme talep etmiştir ve kısa sürede sonuçlanması için tebligatın memur eliyle yapılmasını istemiştir" diye konuştu.

Talebin Başsavcılığa ulaşıp ulaşmadığına ilişkin soru üzerine Şağban, "Ulaştığını tahmin ediyorum. Yürütmeyi durdurma talebinin çok kısa sürede sonuçlanması için bir bilirkişi raporuyla zaman alınmaması gerekiyor. Bizim taleplerimiz içinde de var. Hatta taleplerimizde 1 milyon 700 bin soru kitapçığının incelenmesi de var. Çünkü şifreleme iddiasının başka türlü ortaya çıkması bu yönüyle mümkün değil" yanıtını verdi.

Şağban, Başsavcılığın istenen belgeleri ne kadar sürede göndermesi gerektiğine ilişkin, "O savcılığın takdiri. Yalnız mahkeme tebligatın memur eliyle yapılmasını istediğine göre bu işin hızlı olmasını istiyor demektir" diyen Şağban, mahkemede toplantının sürüp sürmediğine ilişkin soru üzerine de, "bu konuda açıklama yapamayacağını, kalemden aldığı tebliği açıkladığını" belirtti.

-"AYNI ZAMANDA, AYNI SORULARLA SINAV YAPILMALI"-

"Bilirkişi raporu gecikirse adaylar için bir sorun ortaya çıkarmayacak mı?" şeklindeki soru üzerine Şağban, şunları söyledi:

"Aslında soruşturmayla bizim davamızın doğrudan ilgisi olmadığı kanaatindeyim. Biz sadece şifre iddialarına dayanmadık, mesela fen bilimleri testinin tekrarlanmasına dayandık. Buradaki kanuna aykırılık o kadar açık ki, 7. maddenin 3. fıkrasına çok net şekilde aykırı. Burada mutlaka aynı adaylara, aynı zamanda, aynı sorularla sınav yapılması gerekiyor, bu çiğnendi. Soru kitapçıklarında 1 milyon 700 bin adet basılmadan dolayı zor sorularla başlayan adayların kolay sorularla başlayanlara nazaran eşitsizlik olduğunu ileri sürdük. Yani dayandığımız hususlar sadece şifre iddiaları ve şifrenin kamuoyuna sızıp sızmadığı değil. Ama bu manada şunu ilave edeyim, METEKSAN'daki inceleme Ankara 7. İdare Mahkemesinin savunma istediği günün ertesi günü meydana geldi. Yani o basılma hadisesi savunma istendikten sonra oldu. Bu dikkat çekiciydi. 3 gün içinde inceleme tamamlandı. Arkadaşlar, 1 milyon 700 bin kitapçıktan ve cevap anahtarından bahsediyoruz. Size bir YGS sorusu sorayım, 20 kişilik bir bilirkişi heyeti olsa ve 1 dakika harcasa her kitapçığa kaç günde inceleme tamamlanır? 59 günde arkadaşlar. 3 günde tamamlanması mümkün değil ama burada doğru cevap 3 gibi çıkıyor. O yüzden ben Cumhuriyet Savcılığının soruşturmasının çok etkili bir soruşturma olduğu kanaatinde değilim şu aşamada."

Şağban, bir başka soru üzerine, "Şifre iddialarını yalanladılar ama ÖSYM Başkanı bizzat adaylara gönderdiği mektupta şifreyi doğruladı. Yine ÖSYM Yönetim Kurulu Radikal Gazetesi'ne verdiği demeçte bir kurgulamanın, bir şifrelemenin olduğunu itiraf etti. Şimdi bu itiraftan geri dönmek sorunu ne kadar çözer, bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum" dedi.

-"MAHKEME DEĞERLENDİRECEK"-

Bilirkişi raporunun istenmesinin ne anlama geldiği yönündeki soruya karşılık Şağban, "Sayın mahkeme mutlaka bütün hususları değerlendirerek karar verecektir. Savcılığın soruşturması ortaya konan hususlardan birisi bunu da görmek isteyecektir" şeklinde konuştu.

Şağban, 2. basamak başvurularının yarın sona ereceğinin anımsatılması üzerine de, "Sürecin uzamasından biz de memnun değiliz. Milyonlarca genç ve aile bu davayı bekliyor. Mahkeme de memnun değil ki tebligatı memur eliyle yapmış. Ancak buradaki kusur yine ÖSYM'nin. Niçin 15 gün bekledi? Bakın ben savunmaya cevabı 3-4 saatte hazırladım. Bu kadar zor değil, neden bu kadar beklendi. Uzamanın sorumlusu ÖSYM" değerlendirmesinde bulundu.

Şağban, "Mahkeme, bilirkişi yerine doğrudan yürütmeyi durdumalı mıydı?" sorusuna da "Takdir mahkemenindir. İncelemeden ve araştırmadan hüküm vermesi düşünülemez. Ben hoşnutsuzluk yaşamıyorum aksine memnunum" diye yanıtladı.

Ne kadar sürede sonuç alınacağı konusunda Şağban, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı ne kadar çabuk gönderirse, kararın da o kadar çabuk karar verileceğini dile getirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber