Erdoğan, Dersim belgelerini açıkladı/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Mayıs 2011 17:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Erdoğan, Van'da halka seslendi. İşte Başbakan Erdoğan'ın açıklamarından satır başları:

Belge bir bu çok önemli. Bu bakanlar kurulu kararnamesi. Diyor ki, Bağdat'ta Necah basımevinde Kürtçe olarak bastırılmış olan kitabın dağıtılmasının ve yurda sokulmasının yasaklanması, toplatılması kararlaştırılmıştır. İmza kim biliyor musunuz? İsmet İnönü ve CHP'nin bakanlar kurulu.

Tarih 4 Ekim 1944. Tabi şimdi sayın Kılıçdaroğlu herhalde bunları öğrendi ki yeni bir şey söylüyor. Biz yeni CHP'yiz diyor. Ama yeri geldiği zaman da ne diyor, biz Türkiye'nin en eski partisiyiz diyor.

Belge iki. Suriye'de yapılıp yurdumuza sokulan 1763 ve 1764 sayılı Kürtçe plağın yurdumuza sokulmasının ve dağıtılmasının yasaklanması, mevcutlarının toplattırılması kararlaştırılmıştır. 28 Ekim 1944. İmza reisi cumhur İsmet İnönü ve CHP'li bakanlar kurulu.

Şimdi geliyorum üçüncü belgeye. Ölü Haço oğlu, Süleyman Haço tarafından yazılarak 1948 yılında Halep'te bastırılan, Modern Kürt Edebiyatı isimli kitabın, yurda sokulmasının yasak edilmesi toplatılması kararlaştırılmıştır. 25 Kasım 1949 imza İsmet İnönü.

Belge dört. Kürt Fukara Hayır Cemiyeti tarafından 1932 yılında El Cezire'de basıtırılan kitabın yurda sokulmasının yasak edilmesi ve elde edileceklerinin toplattırılması kararlaştırılmıştır. 25 Kasım 1949 imza İsmet İnönü. Altta CHP'li bakanlar.

Belge beş. Ahmedi Hani tarafından yazılan ve İstanbul'da Nemci İstikbal Matbaası'nda basılan kitabın dağıtımının dağıtımının yasak edilmesi ve elde edileceklerinin toplattırılması kararlaştırılmıştır. 13 Nisan 1950 imza reisi cumhur İsmet İnönü.

AYNI KIBLEYE DÖNÜYORUZ

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz, aynı kıbleye dönüyoruz... Bizim camilerimizden aynı ezan okunuyor. Bizim besmelemiz bir, Fatihamız bir, Yasinimiz bir... Ellerimizi semaya açıp dua ederken, biz biliyoruz ki, Allah, konuştuğumuz dillere değil, yüreklerimize bakıyor, samimiyetimize bakıyor'' dedi.

Van Beşyol Meydanı'nda partisince düzenlene mitingde halka hitap eden Erdoğan, ''Ben bugün Van'a, yüreğimi bir kez daha sizlere açmaya, gönlümden geçenleri sizlerle paylaşmaya geldim. En başından itibaren bizim dilimiz samimiyet dilidir'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Biz size hiçbir zaman yalan söylemedik, Allah'ın izniyle de söylemeyeceğiz. Biz sizlere mahcup olmadık, Allah'ın izniyle bundan sonra da mahcup olmayacağız. Biz, sizinle konuşurken, gönül diliyle konuşuyoruz, yüreğimizle, kalbimizle konuştuk. Biz, Doğu'da ayrı, Batı'da ayrı konuşanlardan olmadık.

Van'da konuşup, gidip İstanbul'da bu söylediklerini yalanlayanlardan olmadık.

Burada, Kürt kardeşlerime söz verip, sonra onu Ankara'da unutanlardan olmadık. Samsun'a ayrı, Hatay'a ayrı, Antalya'ya, Kars'a ayrı, Tunceli'ye ayrı, Diyarbakır'a, Van'a ayrı dil ve üslup kullananlardan olmadık.

Biz, gece başımızı yastığa koyduğumuzda, kendi iç muhasebemizi yapıyoruz. Millet için ne yaptık, kardeşlik için ne yaptık, eser olarak, hizmet olarak ne ürettik; bunun muhasebesini yapıyoruz.

Biz gece başımızı yastığa koyduğumuzda, ülkemizin yoksul çocuklarını, acılı annelerini düşünüyor, aynı rüyayı biz de görüyoruz.''

-''RAHMETLİ DEDEM SARIKAMIŞ'TA VATANI SAVUNMAYA GİTTİ''-

''Rahmetli büyük dedesinin'' 1915'te, Rize'den kalkıp Sarıkamış'a vatanını savunmaya gittiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, rahmetli babaannesinin kendilerine hep onun elinde silah, nasıl donarak şehit olduğunu anlattığını söyledi.

Bunun gururunu, bunun verdiği aşkı, heyecanı babaannesini dinleyerek yaşadığını ifade eden Erdoğan, Van'ın bu noktada çok daha hazin bir hikayesi olduğunu vurguladı.

Sarıkamış Harekatı öncesinde, Van'da mevcut cephaneyi cepheye götürecek yetişkin bulunamadığını, çünkü herkesin savaşmaya gittiğini, yaşları 12 ile 17 arasında 120 tane Vanlı çocuğun, yürüyerek Sarıkamış'a gidip bu cephaneyi yerine ulaştırma görevini üstlendiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''1915 yılının Ocak ayında, o ayazda, o kara kışta, 120 çocuk, dağları aşarak, binbir badireyi atlatarak Sarıkamış'a varıyorlar, emaneti yerine teslim ediyorlar. Geri dönerken, soğuk amansız bir şekilde bastırıyor, 22'si dışında hepsi yolda donarak şehit oluyor. Biz işte buyuz...''

Hürriyet - AA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber