Sünnet kavramı önceden çocuklara aşılanmalıdır
Yozgat Bozok Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Veli Kurt, okulların kapanması ile beraber ailelerin, çocukların erkekliğe ilk adımı olarak görülen sünnet düğünü düzenlediklerini, bu kapsamda sünnet kavramının ne anlama geldiğinin önceden çocuklara aşılanması gerektiğini söyledi.
Yaz döneminde artan sünnet düğünleri nedeniyle ailelere dikkat etmesi gereken hususlar hakkında önerilerde bulunan Dr. Kurt, sünnet olacak olmanın çocuklarda korku ve kaygıya neden olduğunu belirtti.
Dr. Kurt, "Sünnet, Müslümanların İslam dininin emrini yerine getirmek için yapılmaktadır. İslam dininin ve geleneklerimizin vazgeçilmezlerinden olan (hatta sünnetsizliğin büyük bir ayıp olarak görüldüğü ülkemizde) sünnet kavramının çocuk için ne anlama geldiğini, onun zihin dünyasında neler hissettirdiğinin yeterince farkında mıyız? Acaba sünnet denince çocuğumuzun zihninden ne korkular ve fırtınalar geçiyor biliyor muyuz? Toplumumuzda sünnet, çocuğu hem onurlandırıcı hem de çocuğa acı veren, cezalandırıcı bir uygulama olarak yapılmaktadır. Aileler, çoğunlukla kendi karar verdikleri bir yaşta ve zamanda çocuklarını sünnet ettirmektedirler. Çocuğun yaşı, gelişim dönemi, psikolojik durumu buna hazır mı pek dikkat edilmemektedir. Hatta sünnet olana kadar çocuk hiçbir şekilde bilgilendirilmemekte sadece ucundan kesilecek diyerek çoğunlukla geçiştirilmektedir. Bu da çocuk üzerinde olumsuz etkiler kalmasına neden olacaktır." dedi.
Sünnetin ne anlama geldiği ve öneminin, çocuklara, onurlandırıcı bir ifadeyle önceden anlatılması gerektiğini vurgulayan Dr. Kurt, "Kafalarında oluşan senaryoları bir tarafa bırakarak onlara sünnetin neden olması gerektiğini, faydalarının en güzel şekilde anlatılması gerekir. Çünkü her insan kendine göre çeşitli şeylerden kaygı duyar. Bu gibi durumlarda çocukta da kaygı oluşmaktadır. Yapılacaklar hakkında bilgilendirilmeyen çocuk için de sünnet çok büyük bir kaygı olmaktadır. Bu nedenle çocuklar zaman zaman sünnet törenlerinden kaçmayı ve kaygılarından kurtulmayı tercih etmektedirler. Yanlış davranışlardan biri de çocukların yaptıkları yaramazlıklar karşısında penislerinin kesilmesi ile tehdit edilmesidir ki sünnet konusunda yeteri bilgiye, bilinç düzeyine sahip olmayan çocuk sünneti kendisine verilmiş bir ceza olarak düşünmektedir. Toplumumuzda, özellikle erkek çocuklarının sürekli olarak penislerinin kesilmesi ile tehdit edilmesi zaten gelişim dönemi olarak yaşamış olduğu penisini kaybetme korkusunu daha da artırmaktadır." diye konuştu.
En uygun sünnet olma zamanının, doğum sonrasındaki ilk bir hafta olduğunu kaydeden Kurt, şöyle devam etti: "Sünnet hangi yaşta yapılmalı? Toplumumuzun giderek artan bilinç düzeyi ile beraber aileleri, çocuklarının sünnet olurken psikolojisinin de buna hazır olup olmadığı sorusuna cevap aramaya itmektedir. Bizlere sık sık, 'oğlumuzu hangi yaşta sünnet yaptıralım?' sorusu yöneltilmektedir. Aslında en uygun zaman doğum sonrası ilk bir haftadır, ancak birçok aile bu dönemde çocuğunu sünnet ettirmemekte, daha çok okul öncesi dönemi tercih etmektedir. Okul öncesi dönem çocukların cinselliği yeni yeni fark etmeye başladığı kendi cinselliğinin farkına vardığı dönemdir. Çocuğa, sürekli olarak hatalarından dolayı yapılan penisinin kesileceği tehdidi erkek çocuğunun korkularının daha da artmasına sebep olmaktadır. Çocuklar 6-7'li yaşlarda artık gerçeği tam olarak değerlendirmeye ve yapılan tehditlerin aslında korkutmadan ibaret olduğunun farkına varmakta, yaşamış olduğu kaygılarından kurtulmaktadır. Aileler, bu nedenle eğer çocuklarına sünnet hakkında yeteri kadar bilgi vermemişlerse penisini kesmekle tehdit etmişlerse, bu kaygı nedeniyle çocukta istenmeyen korkuların hayat boyu devam etmesine neden olabilir. Benim önerim, eğer çocuğun penisi ile ilgili acil tıbbi bir sorunu yoksa çocuğun 7 yaş ve sonrasında sünnet ettirilmesi, acil sünnet ettirilmesi gereken durumlarda eğer çocuk okul öncesi dönemde ise muhakkak bir çocuk psikiyatrisine başvurularak yardım alınması gerekir."