Milli Eğitim'de Bakanlık Zor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Temmuz 2011 15:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN hükümet programını sunuş konuşmasında;

?Okullara bir milyona yakın bilgisayar tahsis ettiklerini, okulların yüzde 97'sine hızlı internet erişimi sağladıklarını, Cumhuriyet tarihinde ilk defa her çocuğa ücretsiz ders kitabı dağıtılması uygulamasını başlattıklarını belirten Erdoğan, eğitim gören engelli sayısını 10 kat artırdıklarını" ifade etti.

?

Erdoğan, ''Okul öncesinden üniversiteye uzanan eğitim basamaklarında milli değerlerimizi ve uluslararası standartlar esas alınarak eğitim sistemimizi tamamen gözden geçirecek ve kaliteyi merkeze alan bir dönüşüm programı uygulayacağız. Eğitim sistemini yeniden yapılandıracağız'' dedi.

Sayın Başbakanın söylediklerine aynen katılıyoruz. Yapılanlar doğrudur rakamlara da diyeceğimiz yoktur. Fakat her alanda olduğu gibi Eğitim'de de çıraklık, kalfalık dönemi geçirdiğimiz görülmektedir.

İnşallah ustalık dönemi diye dillendirilen dönem gerçek anlamda ustalık dönemi olur. Göz boyamaya değil, geleceği inşa etmeye yönelik icraatlar yapılır. Ustalık dönemi icraatları için icra edenin yada edeceklerin de usta olması gerekir. Bakan belirlendi Sayın Ömer DİNÇER? Şimdi merakla beklenen Bakan Yardımcısının kim olacağı ve sayın bakanın hangi ekiple çalışacağı. değişiklik yapacak mı yapmayacak mı sorularının cevabı? Bakan yardımcısının eğitilme iç içe eğitimden gerçek anlamda anlayan, eğitimi kısır döngülerden kurtaracak olan bir kişi olması şart.

Eğitimde sayın Başbakanın ?Eğitim sistemini yeniden yapılandıracağız? cümlesine uygun bir icraat yapılacaksa bunun için eğitimin sağlam temellere oturtulması şart. Ulusal bir eğitim politikası oluşturulması en doğru yaklaşım olacaktır.

Sayın Bakan;

Eğitimin tüm paydaşlarını bir araya getirerek Ulusal bir eğitim politikası oluşturmalısınız. Bu politika günümüze ve geleceğe yönelik içeriklere sahip olmalı. Bu ülkede eğitim adına bir şey yapmak istiyorsanız her zaman söylenen ?bakanlar, hükümetler değiştikçe eğitim politikaları alt üst ediliyor? cümlesini tarihe gömmelisiniz. Bu böyle geldi böyle gitmez demelisiniz. TED başkanı Sayın Selçuk PEHLİVANOĞLU SBS ile ilgili yaptığı değerlendirmede de bizim söylediğimizi söylüyor. Ulusal bir eğitim politikası oluşturulmalı her bakan, her hükümet kafasına göre değişiklik yapmamalı diyor.

Sayın bakan bu bakanlıkta ne yaparsanız yapın, ağzınızla kuş dahi tutsanız eleştiri gelecektir. Bu nedenle sorumluluğu paylaşmalısınız.

Acele bir şekilde kanun tasarısı hazırlatınız ve Teşkilat yapısında oynamalar yapınız. Milli Eğitim Kurulu adı altında bir kurul oluşturunuz. Bu kurula siyasi partilerden de akademisyenlerden de STK'lardan da yani siyasetin her kademesinden belli kriterlere göre üyelerin seçimin yapınız, yaptırınız. Eğitime tek bir kişi değil bu kurul yön versin. Yapılan yanlışlığın sorumluluğu da bu kurula ait olsun. Her iktidar yada bakan değişiminde Milli Eğitim Politikalarında değişiklik olmasın. Gelen iktidarlar sadece kurulun kararlarını uygulamakla mükellef olsun.

Tek başına AKP'nin CHP'nin, MHP'nin yada BDP'nin eğitim politikası ile yürümez bu iş.

Uzlaşı kültürüne eğitimle başlayalım. Ülkenin geleceğinin temelini birlikte inşa etmelisiniz.

Ne diyor sayın başbakan bunca yaptıklarını sıraladıktan sonra ?Eğitim sistemini yeniden yapılandıracağız? bu bir itiraftır sayın bakan. Çünkü son yıllarda eğitimin girilmeyen kalesi kalmadı. Bürokratlar değişti en alt kademeye kadar, müfredat değişti, ders çizelgeleri değişti, kitaplar değişti, TTKB yapısı ve işlevi dahi değişti son yıllarda? Buna rağmen yeniden yapılandırmadan bahsediliyorsa bir yerde yanlışlık var demektir.

Kurun böyle bir yapıyı onlar karar versin kaç yılda kaç Meslek Lisesi kaç genel lise yapılacağına, genel müdür olmak için birilerinin adamı, yakını olmanın yeterli olup olmadığına, okul yöneticisinin nasıl seçileceğine, öğretmen planlamasının nasıl yapılacağına, açıkta bulunan, atanamayan öğretmenlerin nalsı atanacağına, öğretmen yeterliliğinin nasıl tespit edileceğine, öğretmenlerin ve tüm çalışanların haklarının nasıl dizayn edileceğine, okulların nasıl eşit hale getirileceğine (Fiziksel, donanım, kadro? yönleriyle).

Anormal (ikili) eğitimden normal(tekli) eğitime nasıl geçilir, müfredat içerikleri nasıl düzenlenmeli, öğretmen eğitimi gerekli midir?, hizmet içi eğitim nasıl olmalı, öğretmenlerin ve çalışanların özlük hakları nasıl düzeltilir, okullar nasıl daha yaşanır ve sevilir hale getirilir, sınava dayalı sistemden nasıl kurtuluruz, planlasınlar sayın bakan.

Sayın bakan son yıllarda tepkiye göre yönetmeye başlandı MEB. Bir icraat yapıldı geceden sabaha mevzuat değiştirildi, tepki gelince ve yoğunlaşınca geri adım atıldı. Atama yapılmayacak denildi, tepki gelince geri adım atıldı. Sözleşmeliye kadro kademeli verilecek denildi, seçim sonrası denildi bir anda bir gecede koşulsuz kadro verildi. Arkası hiç düşünülmedi, sonuçları hiç kestirilemedi. Kadroya geçti tüm sözleşmeliler çok da güzel oldu ama bu kez de KPSS puanıyla kadroya geçenler mağdur oldu. KHK ile kadroya geçenin adaylığı kaldırıldı, zorunlu hizmeti muaf edildi, yer değiştirme hakkı tanındı ama KPSS puanıyla kadroya geçen aday kaldı, zorunluya tabii oldu, yer değiştirme isteyemedi.

Bu nedenle yapıyı değiştirmek lazım sayın bakan.

Bu zaman ister ama çok zaman istemez sayın bakan. Acil işler var sizi bekleyen biliyoruz ama her şeyi zamana yayarak eğitim adına sağlıklı adımlar atmanız bekleniyor sizden. Herkes gelişinizi umutla karşılamış gibi görünüyor ama unutmayın bu bakanlıkta bir günde oklar ters yöne dönebilir. Bu umutlu bekleyişleri kişisel beklentisi olanların değil, ülke adına eğitim adına kaygı duyanların beklentisi olarak algılayınız. Diğer akbaba grubu yakında zaten ortaya çıkacaktır sayın bakan.

Acil bekleyen konulara da kısaca bakalım isterseniz:

Sadece imzanızı bekleyen Yönetici atama yönetmeliği, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği,

Öğretmenlerin atama ve yer değiştirme yönetmeliği,

Şefler isyanda, şube müdürleri de isyanda mali haklarından dolayı, maliyeye gönderdik deniliyor bir türlü çıkmıyor karar. Şef memurdan az maaş alıyor çözüm bekliyor,

Torba yasada izinlerde mali haklara dokunulmaz deniliyor okul yöneticileri ek ders alıp almayacaklarını bilemiyorlar maalesef

İkili eğitim yapılan okullar var 07:00-18:00 arası çalışıyor yöneticisi ama aldığı ücret 08:30-17:00 çalışanla aynı.

Öğretmenin mali hakları düzeltilecek mi cevap bekliyor,

Başbakan bir milyon bilgisayar dağıttık okullara diyor Bilgisayar öğretmenleri fazlalık durumda çözüm bekliyorlar,

Sözleşmeli iken KPSS puanıyla kadroya geçen öğretmenler mağduriyetleri giderilsin bekliyor,

Her tarafta görevlendirme personel var, şube müdürü, il müdürü, yardımcısı, ilçe müdürü, okul müdürü, yardımcısı? vs bunların görevlendirmeleri ne olacak acil olarak bekleniyor,

Başbakan, bakan para almayın diyor, müdürler kara kara düşünüyor okulu nasıl boyatacağım?, yıl içinde hizmetliyi nasıl çalıştıracağım, temizliği nasıl yaptıracağım, fotokopi, bilgisayar bozuldu nasıl tamir ettireceğim, tebeşir almak için nereden para bulacağım diye. Çözün bu işi kalksın okullardan para işi ve devlet her okulu eşit hale getirsin artık. Daha ileriye gidin okula bağış yapmak isteyen bağışını devlete yapsın eğitim adına, okula değil?

?

İş zor yük ağır ama altından kalkılınca zevkine varılmaz bir duygu? Bir yerden başlamak lazım işe ve sürdürmek lazım çalışmayı durmadan, yılmadan, usanmadan? Kolay gelsin, başarılar?

Saygılarımla?

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber