Çelik: Sınavsız geçiş, meslek yüksekokullarını katletmiştir
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik mesleki eğitim ile ilgili ciddi bir reforma
ihtiyaç bulunduğunu, bunun için de Yükseköğretim Yasası'nın değiştirilmesi gerektiğini
belirterek, ''Elbette vatandaş da meslek lisesi öğrencisi de sabretti. Süleyman
Nazif'in 'Kara Bir Gün' makalesinin sonunda kullandığı bir atasözü vardır: Sen
sabretsen de zaman sabretmez'' dedi.
Çelik, Sürmeli Oteli'nde düzenlenen ''Avrupa Birliği Sürecinde Hayat Boyu Eğitim
ve İstihdam'' konulu sempozyumun açılışına katıldı.
Çelik, açılışta yaptığı konuşmada, mesleki ve teknik eğitiminin önünde büyük
engeller bulunduğunu belirterek, bu engellerin kaldırılması ve mesleki ve teknik
eğitimin cazip hale gelmesi için çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.
Meslek okullarının özendirilmesi konusunda bazı adımlar atacaklarını kaydeden
Çelik, ''Mesele sadece ÖSS meselesi değildir. Elbette ÖSS'deki katsayı adaletsizliği
mesleki eğitimi baltalayan koşulların başında gelmektedir. Ancak tek sebep bu
değildir'' dedi.
Çelik, Diyarbakır'da yaptıkları incelemelerde, ortaöğretim çağındaki gençlerin
yüzde 87'sinin genel liselere devam ettiğini sadece yüzde 13'ünün mesleki ve
teknik eğitimde öğrenim gördüğünü tespit ettiklerini anlattı. ''Bu kabul edilebilir
bir oran değildir'' diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de meslek yüksekokulları kanayan bir yara olmaya devam etmektedir.
Meslek yüksekokulları özellikle ortaöğretim düzeyinin üzerinde daha ileri bir
aşamada meslek eğitimi verilmesi için kurulmuştur. Türkiye'deki 612 meslek yüksekokulunun
neredeyse dörtte birden fazla bir oranı öğrencisizlik sebebiyle kapalıdır. Çünkü
öğrenciler meslek yüksekokullarındaki eğitimi beğenmemektedir ve meslek yüksekokullarını
meslek yüksekokulu olarak maalesef algılamamaktadır. Çok ciddi bir reform yapılması
gerekiyor. Tabii bu reformun yapılması için YÖK yasasının değişmesi gerekiyor.
Biz YÖK yasasını değiştirelim derken, durup dururken can sıkıntısından böyle
bir şeyi gündeme getirmedik. Biz burada peşin hükümlülüklerin, ideolojik kaygı
ve saplantıların mutlaka bir tarafa bırakılması gerektiğini düşünüyoruz.''
''YETKİM YOK''
''Türkiye'nin bu konuda bir kabuk değiştirmesi gerektiğini yoksa parçası olmaya
çalıştığı AB standartlarını yakalayamayacağını ve ülkeye yazık olacağını'' söyleyen
Çelik, şunları kaydetti:
''Meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş meselesi, meslek yüksekokullarını
adeta katletmiştir, oradaki kalite adeta dibe vurmuştur. Meslek yüksekokulları
birçok yerde bizim endüstri meslek liselerinin ve diğer meslek liselerinin bünyesinde
eğitim yapmaktadır. Bizim atölyelerimizi, işliklerimizi kullanmaktadırlar. Ciddi
bir sıkıntı yaşanmaktadır. Tek kelimeyle yazıktır.
Diyeceksiniz ki 'eğitim sizin sorumluluğunuzda niçin düzeltmiyorsunuz?' Maalesef
Milli Eğitim Bakanı olarak ben meslek yüksekokullarına doğrudan doğruya müdahale
etmeye yetkili değilim. Buralarda düzenleme yapma yetkisine sahip değil. Anayasa'nın
130 ve 131. maddesi bu yetkiyi tamamen YÖK'e vermiştir. Bu yetkiye dayalı olarak
YÖK burada tasarruf hakkını kullanmaktadır.''
''ORTAÖĞRETİMİ FELÇ EDEN BUDUR''
''Son günlerde, ÖSS yaklaştıkça birçok velinin kapılarını çalmaya başladığını,
lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak okula gitmediklerinden yakındıklarını''
anlatan Çelik, ''bunun lise müfredatı ile ÖSS'de sorulan soruların örtüşmemesinden
kaynaklandığını'' söyledi.
Çelik, şöyle devam etti:
''Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir gariplikle karşılaşamazsınız. Ama ÖSS'de
neyin sorulması neyin sorulmaması gerektiğine de biz karar veremiyoruz maalesef.
Çocuklar haklı olarak bize diyor ki 'ya bize öğrettiğiniz gibi sorun ya da bize
sorulduğu gibi öğretin.' Siz eğer 3 yıl boyunca edebiyat dersi vermişseniz ve
üniversite sınavlarında bundan tek soru sormuyorsanız öğrenci edebiyat dersini
gereksiz birşey olarak değerlendirir. Yerine göre Müzik dersi de, Beden Eğitimi
dersi de Tarih dersi de gereksizdir. Niçin? Çünkü öğrencilere tek amaç olarak
sadece üniversiteye girmek, üniversite sınavını kazanmak gibi bir amaç koymuşsunuz.
Ortaöğretimi felç eden, baltalayan budur. Biz bunu değiştirelim, bu yapıyı ortadan
kaldıralım. Bırakın insanlar hangi yükseköğretim kurumuna gireceklerse o kurumun
gerektirdiği altyapıya sahiplerse buna mani olmayın.''
''PSİKOLOJİK ENGEL VAR''
Meslek liselerinden mezun olan her 100 kişiden ancak 2'sinin kendi alanı dışındaki
yükseköğretim kurumlarına girebildiğini ifade eden Çelik, ''öğrencilerin önünde
psikolojik engel bulunduğunu'' kaydetti.
Çelik, şöyle konuştu:
''Eğer siz bu yasağı kaldırırsanız yine giremeyecekler çünkü ÖSS'de genel lise
müfredatına göre soru sorarsanız meslek liselerinden mezun olanlar yine genel
lise mezunlarına göre soru stili itibariyle dezavantajlı olacaklar. Ancak o
psikolojik engel ortadan kalkacaktır. Bunun mutlaka Türkiye'de gerçekleşmesi
gerekiyor. Biz siyasi iktidar olarak, bu konularda toplumsal bir mutabakatın
sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Düşmanlarımızı sevindirecek birşey yapmak
istemiyoruz. Ülkede gerginliklere yol açacak birşey yapmak yapılsın istemiyoruz.
Bizim sayısal çoğunluğumuz buna yeterlidir. Ama 'ne kadar gider' diye dostlarım
soruyorlar. Elbette vatandaş da meslek lisesi öğrencisi de sabretti. Süleyman
Nazif'in 'Kara Bir Gün' makalesinin sonunda kullandığı bir atasözü vardır: Sen
sabretsen de zaman sabretmez.
Biz sabretsek de bazı şeyleri zaman çözecektir. Ben inanıyorum ki aklıselim
galip gelecektir. Rasyonalite galip gelecektir. Başka türlü memleketimize iyilik
etmiyoruz.''
''TÜRKİYE'DE CİDDİ İŞSİZLİK VAR''
''Türkiye'de ciddi anlamda işsizlik bulunduğunu, Devlet İstatistik Enstitüsü'nün
yayımladığı rakamların bu konunun ciddiyetini gösterdiğini'' söyleyen Çelik,
ancak iyi yetişmiş, mesleğinde birikim sahibi olan kişilerin işsiz kalmasının
mümkün olmadığını ifade etti.
AB'nin Türkiye'nin tam üyeliğe almak için ''bekleme odasında fazla tutmaya
çabaladığını'', bunun da Türkiye'nin nüfusunun fazlalığından kaynaklandığını
kaydeden Çelik, vasıfsız insanların AB'yi korkuttuğunu söyledi.
İş dünyasına, ''hangi vasıfta eleman istiyorlarsa bu eğitimin verildiği mesleki
ve teknik okulların, eğitim merkezlerinin müfredatını birlikte hazırlama'' çağrısında
bulunan Çelik, ''Firmalar desinler ki, bize şu özelliklere, şu bilgilere ve
beceriye sahip şu kadar insan lazım. Biz onlar için bile hususi kurslar açmaya
hazırız'' dedi.
''ÜNİVERSİTE MEZUNLARI ÇIRAKLIK EĞİTİMİ ALIYOR''
Çıraklık eğitim merkezlerine devam eden öğrencilerin yüzde 77'sinin üniversite
mezunu olduğunu bildiren Çelik, ''Bu kişiler bir üniversiteye gitmiştir ama
maalesef bitirdiği üniversiteden bir hayır görmemiştir, iş bulamamıştır. Zararın
neresinden dönülse kardır demiştir ve oraya yönelmiştir'' diye konuştu.
Üniversite mezunlarının çoğunun iş bulamadıklarına işaret eden Çelik, Türkiye'de
77 üniversitede 94 fen edebiyat fakültesi bulunduğunu belirtti. Çelik, ''Buralar
adeta seri üretim yapmaktadır, diploma vermektedir. Buradan mezun olanların
ciddi işsizlik problemleri vardır'' dedi.
AB'ye uyum sürecinde 300 meslek çeşidi belirlendiğini ve meslek standartlarını
belirleme çalışmalarının sürdüğünü anlatan Çelik, Türkiye'de en yaygın 30 mesleğin
standartlarının saptandığını ifade etti. Ulusal Meslek Standartları Kurumu kurulması
çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Çelik, her mesleğin bir standardı ve
eğitim süreci olacağını kaydetti.
Çelik, Bakanlığın 20 milyon öğrencinin eğitiminden sorumlu olduğunu, neredeyse
1 milyon personeli bulunduğunu belirterek, ''Belki dünyadaki en büyük hastalık
irisi kuruluşlardan biridir. 1 milyon personeli olan bir kuruluş olmaz'' diye
konuştu.