Nasıl bir cumhurbaşkanı?

Haber Giriş : 09 Mayıs 2005 06:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer, cumhurbaşkanının yetkileri konusunda Anayasa hukukçusu Ahmet Necdet Sezer'den farklı düşünüyor.
Yargıç Sezer, imzaladığı mahkeme kararlarında, hükümetin kararnamelerine karşı cumhurbaşkanının "uyarı ve tavsiyeden öte direnmesi"ni parlamenter sisteme aykırı buluyordu.

Cumhurbaşkanının hükümet işlemleri hakkında "yerindelik denetimi yapamayacağını" söylüyordu.
Cumhurbaşkanı Sezer ise, "kararnameleri imzalamamak yoluyla iktidar gücünü denetleme" ve kararnamelerin "kamu yararının ve kamu hizmetinin gereklerine uygun olmasını denetleme" yetkilerine sahip olduğunu söylüyor.

Anayasa'nın bu konudaki 104. maddesi, "Cumhurbaşkanı kararnameleri imzalar" ve "Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir" diyor; Devlet Denetleme Kurulu dışında cumhurbaşkanının herhangi bir denetleme yetkisinden bahsetmiyor.

By-pass edilemez
1992 senesi; Demirel-İnönü hükümeti Cumhurbaşkanı Özal'ı "by-pass" etmek için, Adalet Bakanlığı'yla ilgi tayin kararnamelerinde cumhurbaşkanının imza yetkisini kaldırıyor. Özal önce veto ediyor, ardından Anayasa Mahkemesi'nde dava açıyor.

AKP hükümeti de, Gelir İdaresi ile ilgili yasada, üst düzey atamalarda cumhurbaşkanının imzasını kaldırıyor. Sezer de veto ediyor.
Özal'ın açtığı davada Anayasa Mahkemesi, haklı olarak, "Önemli atamalarda cumhurbaşkanının imzası şarttır, by-pass edilemez" diyor. (Karar: 1993/18)

Sadece uyarır
PEKİ ama yetkileri bakımından nasıl bir cumhurbaşkanı?
Sezer'in imzasını taşıyan bu kararında Yüksek Mahkeme, Anayasamızın cumhurbaşkanına önemli yetkiler verdiğini ama asıl yürütme yetkisinin hükümette olduğunu belirterek aynen şöyle diyor:
"Aslında başbakan ve ilgili bakanlar tarafından alınan bir kararın devlet başkanınca imzalanarak biçimsel olarak tamamlanması söz konusudur. Sorumluluğunu hükümetin taşıdığı kararnameler hakkında cumhurbaşkanının uyarı ve tavsiyede bulunmaktan öte direnmesi, sistemin özelliğine ters düşer."
Mahkeme kararı devam ediyor:
"Anayasa ve yasalara aykırı olmadıkça, cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulu işlemlerini siyasal yerindelik yönünden denetleyip imzalamak zorunda olduğu açıktır. Öğretide de cumhurbaşkanının rolünün uyarı ve tavsiyeden öteye geçmemesi gerektiğine işaret edilmektedir."
Bu kararı gününe uygularsak şu anlam çıkıyor: DYP-SHP hükümeti, Cumhurbaşkanı Özal'ı 'by-pass' edemez ama Özal da hükümetin gönderdiği kararnameleri imzalamak zorundadır.

Peki bugün?..
Cumhurbaşkanının denetim yetkisi var mı?
AKP iktidarı Gelir İdaresi atamalarında cumhurbaşkanını 'by-pass' eden bir kanun çıkardı, Sezer de haklı olarak veto etti. Ama Sezer veto gerekçesinde, yargıçken imzaladığı kararın aksine, cumhurbaşkanına aşırı yetkiler tanıyor.

Hatta kararnameleri imzalama (ve imzalamama) yoluyla "iktidar gücünü denetleme" yetkisi olduğunu söylüyor.
"Cumhurbaşkanının yansızlığı nedeniyle, kararnamelerin kamu yararına ve kamu hizmetlerinin gereklerine uygun olmasını ve siyasi emellere hizmet etmemesini sağlamak" yetkisinden bahsediyor!

Yerindelik denetimi
CUMHURBAŞKANI Sezer, bu sözleriyle kendisine "yerindelik denetimi" yetkisi tanıyor; "kamu yararı" denetimi yapabilecek olan yargının yetkisini de gasp ediyor.
Anayasa hukukçusu Sezer, çağdaş parlamenter sistemde "Gerçek güç kaynağı, seçimle oluşan parlamentodur" diyordu, asıl yürütme yetkisinin hükümette olduğunu, cumhurbaşkanının yetkilerinin biçimsel olduğunu söylüyordu. Şimdi ise, veto gerekçesinde hükümet işlemlerinin hukuki geçerlik kazanması için cumhurbaşkanının "katılmasıyla ortaklaşa yapılması gereği"ni savunuyor.

Ve geçmiş hiçbir cumhurbaşkanının yapmadığı şekilde, sık sık kanunları, kararnameleri geri çeviriyor!
Yarın devam edeceğiz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber