Yasak ama A-8 makam aracı kullanılıyor. Bu nasıl mümkün?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 17 Ocak 2012 00:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kamudaki araç savurganlığına kim dur diyecek?

Kamuoyuna yansıyan Bakan Yardımcısının Audi A-8 marka araç sevdası gözlerin tekrar kamudaki araç savurganlığına çevrilmesine yol açtı. Birçok kurumdaki genel müdürlerin Audi A-6 araç kullanmasına kimsenin ses çıkaramamasına karşılık Bakan Yardımcısının Audi A-8 ine bu kadar tepki gösterilmesini anlamak mümkün değildir.

Mevcut mevzuata göre böyle bir aracın temin edilmesi zaten mümkün değildir. Öyleyse kamu kurum ve kuruluşların müsteşarları veya genel müdürleri hukuken mümkün olmayan bir durum söz konusu iken nasıl oluyor da Audi- A-4, 6, 8 marka araçları makam aracı olarak kullanıyorlar? Cevabı çok basit. Kamu kurumlarının bankalarda paraları bulunmaktadır. Bu paraların karşılığında faiz geliri sağlanmaktadır. Ayrıca da bankalar kamu kurumlarına faiz ödemesi dışında bu şekilde promosyon olarak araba vb. mal ve hizmet sunmaktadırlar. Peki bu arabalara ödenen yüksek kiraların kaynağı kamu kaynağı değil midir? Elbette kamu kaynağıdır. O zaman bu tür anormalliklere kim dur diyecek?

Kaldı ki bu tür promosyon ödemelerini Ziraat, Vakıf ve Halk Bankaları gibi kamu kaynağı kullanan bankalar yapmaktadır. Anlayacağınız balık baştan kokmuş ve bu bankalara siz bu şekilde bir ödemeyi nasıl yaparsınız diye kimse de sormuyor. Yani anormal bir çok uygulama maalesef normalleşmiş.

Biz buradan Başbakanlık Teftiş Kuruluna suç duyurusunda bulunuyoruz. Hangi kamu kurumu banka promosyonu adı altında hangi kaynağı hangi kurum yetkilisinin hizmetine sunmuştur. Fakirin fukaranın hakkını hukukunu korumak ve kollamakla görevli insanlar maalesef en ufak bir vicdan muhasebesi dahi yapmadan hoyratça bu hakkı gasp etmektedirler.

Bu durumlar aynı zamanda etik davranış ihlalidir. Aşağıda bu konuyla ilgili mevzuat dayanağını da göstereceğiz. Maalesef Kamu Görevlileri Etik Kuruluda bu konuya seyirci kalmaktadır. Herhangi birisinin şikayet etmesine gerek varsa işte biz şikayet ediyoruz.

237 sayılı Taşıt Kanununun 10 uncu maddesinde; ?Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler ve döner sermayelerin yıl içinde her ne şekilde olursa olsun edinebilecekleri taşıtların cinsi, adedi, hangi hizmette kullanılacağı ve kaynağı yılı bütçe kanunlarına bağlı (T) işaretli cetvelde gösterilir.

Yukarıda sayılanlar dışında kalan kurum ve kuruluşlar tarafından bu Kanun gereğince taşıt edinilebilmesi, edinilecek taşıtın cinsi, adedi, hangi hizmette kullanılacağı ve kaynağı gösterilmek suretiyle önceden alınmış Bakanlar Kurulu kararına bağlıdır. Ancak, il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile mahallî idare birlikleri kendi meclislerinin kararı ile taşıt edinirler.

Ancak, Avrupa Birliği ile yürütülen mali işbirliği kapsamındaki projelerle ilgili olarak yıl içerisinde alınması gerekli görülen taşıtlar ile Başbakanlık hizmetlerinde kullanılmak üzere yıl içerisinde hibe edilen taşıtlar Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının uygun görüşü üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile edinilebilir.

İçişleri Bakanlığınca lüzum görüldüğü takdirde, bu Kanuna bağlı (1) sayılı cetvelde yazılı "İl Valileri" taşıtları, gelir durumu müsait olan il özel idare bütçelerinden de satın alınabilir.

Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde belirtilenlerin (Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı hariç) emir ve zatlarına verilenler, (2) sayılı cetvelin birinci ve ikinci sırasında yer alanlar, güvenlik önlemli (zırhlı) araçlar ve koruma altına alınanlarla ilgili yönetmelik hükümlerine göre tahsis olunan araçlar dışında hibe dahil, her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıt edinilemez. Yerli muhteva oranı % 50'nin altında kalan taşıtlar yabancı menşeli sayılır. Bu oranı artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.? hükümlerine yer verilmiştir.

Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas Ve Usullere baktığımızda da aynı kısıtlamaları görüyoruz.

Bu esasların 6 ncı maddesinde;

?b) Hizmet alımı suretiyle yabancı menşeli binek ve station - wagon cinsi taşıt edinilmesini Kanunun 10 uncu maddesinin beşinci fıkrasında öngörülen makam ve hizmetler ile sınırlı olacaktır.

c) Kanuna ekli (1) ve (2) sayılı cetvellerde yer alanlar ile güvenlik önlemli (zırhlı) araçlar ve koruma altına alınanlarla ilgili yönetmelik hükümlerine göre tahsis olunan araçlar dışında kullanılacak binek ve station - wagon cinsi taşıtların motor hacmi 1600 cc'yi geçmeyecektir.? ifadelerini görüyoruz.

Peki bu kurallara uyan kaç kamu kurumu var? Maalesef çok sınırlı. Maliye Bakanı Audi A-8 marka makam aracı kullanan Bakan Yardımcısını araştıracağına kamudaki bu savurganlıklara dur demenin yollarını araştırmalıdır. Bankalar aracılığıyla promosyon adı altında kamu kaynakları israf ediliyor mu? Yada örtülü ödenek gibi kullanılıyor mu? Kullanılmıyor mu?

Gelelim işin etik boyutuna

Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı başlıklı 15 inci maddesinde;

1- Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamındadır.

2- Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir.

3- Kamu görevlileri, yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel kişilerden kendileri, yakınları veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya veya aracı eliyle herhangi bir hediye alamazlar ve menfaat sağlayamazlar.

4- Kamu görevlileri, kamu kaynaklarını kullanarak hediye veremez, resmi gün, tören ve bayramlar dışında, hiçbir gerçek veya tüzel kişiye çelenk veya çiçek gönderemezler; görev ve hizmetle ilgisi olmayan kutlama, duyuru ve anma ilanları veremezler.

5- Uluslararası ilişkilerde nezaket ve protokol kuralları gereğince, yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından verilen hediyelerden, 3628 sayılı Kanunun 3. maddesi hükümleri saklı kalmakla birlikte, sözkonusu maddede belirtilen sınırın altında kalanlar da beyan edilir.

Aşağıda belirtilenler hediye alma yasağı kapsamı dışındadır:

a) Görev yapılan kuruma katkı anlamına gelen, kurum hizmetlerinin hukuka uygun yürütülmesini etkilemeyecek olan ve kamu hizmetine tahsis edilmek, kurumun demirbaş listesine kaydedilmek ve kamuoyuna açıklanmak koşuluyla alınanlar (makam aracı ve belli bir kamu görevlisinin hizmetine tahsis edilmek üzere alınan diğer hediyeler hariç) ile kurum ve kuruluşlara yapılan bağışlar,

b) Kitap, dergi, makale, kaset, takvim, cd veya buna benzer nitelikte olanlar,

c) Halka açık yarışmalarda, kampanyalarda veya etkinliklerde kazanılan ödül veya hediyeler,

d) Herkese açık konferans, sempozyum, forum, panel, yemek, resepsiyon veya buna benzer etkinliklerde verilen hatıra niteliğindeki hediyeler,

e) Tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve sembolik değeri bulunan reklam ve el sanatları ürünleri,

f) Finans kurumlarından piyasa koşullarına göre alınan krediler.

Aşağıda belirtilenler ise hediye alma yasağı kapsamındadır:

a) Görev yapılan kurumla iş, hizmet veya çıkar ilişkisi içinde bulunanlardan alınan karşılama, veda ve kutlama hediyeleri, burs, seyahat, ücretsiz konaklama ve hediye çekleri,

b) Taşınır veya taşınmaz mal veya hizmet satın alırken, satarken veya kiralarken piyasa fiyatına göre makul olmayan bedeller üzerinden yapılan işlemler,

c) Hizmetten yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü hediyeler,

d) Görev yapılan kurumla iş veya hizmet ilişkisi içinde olanlardan alınan borç ve krediler.

Bu Yönetmelik kapsamına giren en az genel müdür, eşiti ve üstü görevliler, bu maddenin 5 inci fıkrası ve 6 ncı fıkranın (a) bendinde sayılan hediyelere ilişkin bir önceki yılda aldıklarının listesini, herhangi bir uyarı beklemeksizin her yıl Ocak ayı sonuna kadar Kurula bildirirler.

Sonuç olarak ister etik kuralları deyin ister ahlak kuralları deyin şuan kimsenin bunları taktığı falan yok. Eğer kamu kurumlarının bir bankayla ilişkisi varsa bu bankalar bu kurumlara promosyon vb. adlar altında kaynak kullandırmaktadırlar. Bunun önüne nasıl geçileceği ise herkes tarafından çok net olarak bilinmesine rağmen ilgililerin harekete geçmemesini doğrusu anlamak mümkün değildir. Şeffaf olmayan ilişkiler yumağı maalesef sorunun temelinde yatmaktadır. Bu ise bankaların kamu kurumlarındaki nakit varlıkları karşılığında promosyon adı altında örtülü ödenek gibi kamu kurumlarına kullandırdıkları parasal kaynaklardan kaynaklanmaktadır. Bu kaynakları kullanmak ise son derece doğal karşılanmakta ve hiç kimse de bundan rahatsızlık duymamaktadır. Bu kaynakların çoğu zaman yabancı menşeli araç olarak makam aracı şeklinde kullandığı görülmektedir. Bu yöneticiler bazen Müsteşar bazen de genel müdür ve daha aşağı unvan şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Doğrusu burada isim vererek kimseyi rencide etmek istemiyoruz. Ama bu konu maalesef vakayı adiye haline gelmiştir.

237 sayılı Taşıt Kanunu ve ilgili yönetmelik ile Başbakanlık Genelgesi ne söylerse söylesin kamu kurumları amirlerinin önünde hiçbir mevzuat engel olamıyor. Banka aracı kiralıyor ve kamu kurumuna tahsis ediyor. Kamu kurumunun amiri pozisyonundaki kişilerde hiçbir rahatsızlık duymadan makam araçlarını kullanıyorlar. Bunların hiçbirinde de resmi plaka yoktur. Bu durum ise araçların hoyrat kullanımını daha da hoyratlaştırmaktadır. İlgili hiçbir mercide bu işe dur deme lüzumunu göstermiyor. Bu kadar fakir fukaranın bulunduğu bu Ülkede hiçbir rahatsızlık duymadan ve vicdanlarda sızlama olmadan makam araçları bu yöntemlerle lüks hale getiriliyorsa ne diyelim helal olsun.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber