Büyükanıt'a, bildiriye zemin hazırlayan esrarengiz kurşunlar da sorulacak

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 03 Şubat 2012 11:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği 27 Nisan e-Muhtırasıyla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturmada 25 Nisan 2007'de dönemin YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'i hedef aldığı ileri sürülen ve iki gün sonra Genelkurmay'ın sitesinde yayınlanacak geceyarısı bildirisine zemin hazırlayan esrarengiz kurşunların da hesabı sorulacak. Soruşturmada bildiriyi 'Ben yazdım' diyen Büyükanıt'ın da ifadesi alınacak

Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, 27 Nisan 2007'de Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinden yayınlanan "e-bildiriyle" ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma çerçevesinde 27 Nisan e-Muhtırasına zemin hazırlamak için kullanılan, Erdoğan Teziç'in başında bulunduğu YÖK'e silahlı saldırı girişimi de araştırılacak.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tıkanması ve 27 Nisan bildirisine giden süreçte YÖK'e silahlı saldırı da kullanılmıştı. Saldırıdan sonra kaçan saldırganın odasında bulunan seccade de 'YÖK'e saldırı laiklik karşıtıdır' vurgusunun yapılmasına neden oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde başörtüsü karşıtlığıyla bilinen Erdoğan Teziç'in başında olduğu YÖK'e saldırı otel odasında bulunan seccadeden yola çıkan bazı kesimler tarafından ısrarla Danıştay Saldırısı'nda benzetilerek 'laikliğe kurşun' diye kamuoyuna yansıtıldı. Sonrasında, Teziç'e suikast planlayan provokatör Nurullah İlgün'ün korsan özel güvenlikçi olduğu tespit edildi. İlgün olaydan bir buçuk saat sonra yakalanmasına ve 'kahraman olmak için bunu yaptım' demesine rağmen saldırı o gün Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ANAP üzerinden adeta dinamitledi.

MUMCU SALDIRIYI DUYUNCA...

2007'deki e-Muhtıra sürecinde, Sabih Kanadoğlu'nun 367 förmülü devreye sokularak, Meclis'teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik turlar boşa çıkartılmış, 367'nin aşılmaması için ANAP'lıların Meclis'te yer almalarının önüne geçilmişti. Özellikle dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'e yönelik kamuoyuna yansıtılan suikast girişimi de Erkan Mumcu'nun yönetimindeki ANAP milletvekillerinin Meclis'te yer almamaları için bahane oluşturmuştu. YÖK Başkanlığı'na silahlı saldırıyı herkesten önce öğrendiği öne sürülen ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun, yeni bir durum oluştu diyerek Meclis'e göndermediği milletvekilleri Cumhurbaşkanlığı seçiminin 367 engeline takılmasına yol açmışlardı.

DEMOKRASİYE KARŞI YÖK SALDIRISI TEZGAHI

27 Nisan 2007 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce, Gül'ü Cumhurbaşkanı seçtirmek istemeyen zihniyet hem güvenlik, hem siyasi alanda son kozlarını oynadı. 25 Nisan günü dönemin YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e yönelik silahlı saldırı girişimi yapıldı. YÖK'ün garaj kapısında görevliye bir vatandaş yaklaşmış ve cebinden silah çıkartmıştı. Mermiyi silaha sürdükten sonra başkanın odasını görevliye soran saldırgan görevlinin telsizini de gasp etti. Daha sonra garaja doğru ilerleyen saldırgan burada güvenlik görevlilerini görünce panikleyerek kaçtı ve kaçarken de iki el ateş etti. Binaya dahi giremeden dışardan havaya ateş ederek kaçan saldırgan, o tarihte jandarma bölgesi olan Bilkent'ten tek çıkış noktası olmasına rağmen yakalanamamıştı. Saldırganın izini süren güvenlik güçlerinin kaldığı otel odasında bir seccade bulunması, tıpkı Danıştay saldırısında olduğu gibi başörtüsüne karşı çıkan dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'e yönelik 'laiklik karşıtı' suikast girişimi olarak yansıtılmıştı. Saat 13.30 sıralarında olan olayın 16.30'dan sonra basına yansıması da o günlerde şüphe uyandıran sorular arasında yer almıştı. Basına yansımadan önce, yine dönemin ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun saldırı girişiminden haberdar olması ve o zamana kadar Meclis'te Cumhurbaşkanlığı seçimine girecek olan ANAP grubunu 'YÖK Başkanı'na suikast girişimi olduğu ve hükümetin bundan sonra görevde kalmasının zor olacağı' şeklinde uyarılarda bulunduğu Mumcu'nun danışmanları tarafından dile getirilmişti.

Kanadoğlu'nun 367 garabeti incelemede

27 Nisan soruşturmasının 367 krizi, ANAP'lıların Meclis'e girmemesi ve kapatma davasını kapsayacak şekilde genişleyeceği belirtildi. Savcılık, cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki krizin perde arkasını da araştıracak. 27 Nisan soruşturmasını, 12 Eylül darbesiyle ilgili iddianameyi hazırlayan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin yürütüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk tur oylamasına son anda katılmayacağını açıklayan dönemin Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ve DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın herhangi bir baskıya uğrayıp uğramadığı da araştırılacak.

ADIM ADIM e-MUHTIRA

11. Cumhurbaşkanı'nın seçileceği dönemde ortaya çıkan 27 nisan muhtırasına giden süreçte pek çok olay yaşandı. Bunlardan ilkini Cumhuriyet mitingleri oluşturdu. Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere Meclis'te Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hükümet karşıtı mitingler düzenlendi. Mitinglerle ülke genelinde hükümet karşıtı bir hava oluşturulması sağlanmaya çalışıldı. Mitinglerle istediğini elde edemeyen güçler daha sonra hukuku devreye soktu. 367 garabetinin mimarı olan Sabih Kanadoğlu, çeşitli televizyon kanalları ve gazetelere verdiği demeçler ile Meclis aritmediği üzerinden 367 krizini devreye soktu. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanmasıyla birlikte 367 etrafında sergilenen tartışmaların dozajı artılıdı. Kanadoğlu'nun yol göstermesiyle CHP, Anayasa Mahkemesi'ne giderek 367 kararının alınmasına yol açarken, yine de ANAP grubuyla 367'nin aşılabileceğini hesap eden güçler Erkan Mumcu üzerinden baskıları artırdı. YÖK Başkanlığı'na silahlı saldırı ile de ANAP'lıların Meclis'te yer almalarının önüne geçilmiş olundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber