Sezer'in Erdoğan'a gönderdiği mektubun tam metni

Haber Giriş : 04 Haziran 2005 16:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
T.C.

CUMHURBAŞKANLIĞI

SAYI : B.01.0.KKB.01-83-6-2005-93 07 / 03 / 2005

KONU : Vekaleten atamalar.

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN

BAŞBAKAN

Kamu kurum ve kuruluşlarındaki üst düzey yöneticilik görevlerinden kimilerinin atanmaları uygun görülmeyen kişilere vekaleten yürüttürüldüğü; yine atamasının onaylanmayacağı düşünülen kimi kişilerin de, kararname düzenlenmesine gerek görülmeden üst düzey yöneticilik görevine vekaleten getirildikleri ve bu durumun süreklilik kazandığı gözlenmektedir.

1- Cumhurbaşkanlığı'na 59. Hükümet döneminde, 28.02.2005 gününe kadar toplam 2340 atama kararnamesi gelmiş; bu kararnamelerden 306'sı imzalanmayarak geri gönderilmiştir. Geri gönderilen atama kararnamelerinin 17'si atanmak istenen kişilerin yasa ya da yönetmelikte yazılı koşulu taşımadığı, 58'i yöneticilik ya da bakanlığın görev alanıyla ilgili konularda yeterli bilgisi ve deneyimi bulunmadığı, 13'ü yargı kararlarına uygun olmadığı gerekçesine ve 163'ü de diğer nedenlere dayanmaktadır.

Gerekçelerden de anlaşılacağı gibi üst düzey yöneticilik görevine atanmak istenenlerin kimileri kamu yararı ve kamu hizmetinin gereği olarak bu görevlerde bulunmaması gereken kişilerdir. Oysa, uygulamada bu kişilerin atanmak istenilen görevlerde vekaleten çalıştırıldığı anlaşılmaktadır.

Böylece, vekaleten görevlendirmelere kalıcılık sağlandığı ve hizmetin aksamaması için istisnai bir yöntem olan vekalet statüsünün bir istihdam modeline dönüştürüldüğü saptanmaktadır.

Anayasa'nın 128. maddesinde, Devlet'in genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği kurala bağlanmıştır.


Bu kuralda yer verilen 'asli ve sürekli' olma niteliği, kamu görevi yönünden olduğu kadar, hizmetin gereği bu görevi yürüten kamu görevlileri yönünden de geçerlidir.

657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nda da, bu anayasal kurala uygun biçimde Devlet memurluğu bir meslek olarak öngörülmüş, asli ve sürekli görevlere atamanın gerektirdiği düzenlemelere yer verilmiştir.

Bu anayasal ve yasal düzenlemeler uyarınca, bir kamu görevinin, göreve ilişkin kadroya asaleten atanan memurlar eliyle yürütülmesi zorunludur.

Devlet Memurları Yasası'nda, bir görevin vekaleten yürütülmesi, memurun geçici olarak görevinden ayrılması ya da kadronun boş olması durumlarına özgü ve kamu görevinin aksatılmadan sürdürülmesinin gereği olarak 'geçici bir önlem' niteliğinde öngörülmüştür.

Danıştay 5. Dairesi2nce de belirtildiği gibi vekalet, hizmetin gereklerinden kaynaklanan geçici bir uygulamadır. Asıl olan, kadrolara, yasal koşulları taşıyanlar arasından, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun atama yapılmasıdır.

Asli ve sürekli görevlere vekaleten atama, hizmetin aksamadan yürütülmesi amacıyla getirilen istisnai ve geçici bir görevlendirme yöntemi olduğuna göre, bu tür görevlerin, gerekli koşulları taşıyan kamu görevlileri arasından asaleten atama yapılarak yürütülmesi olanaklı iken, vekaleten atanmış kişiler eliyle yürütülmesi, istisnai ve geçici olması gereken uygulamaya kalıcılık ve süreklilik kazandırmaktadır. Bu durum, Anayasa ve yasa koyucunun amacına ve hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

Ayrıca, yönetimin genelgelerine de yansıyan Danıştay'ın yerleşik görüşüne göre, vekaleten atananlar asilin tüm yetkilerine sahip olacağından ve vekil atanmasıyla görevin niteliği ve gerekleri değişmeyeceğinden, asilde bulunması gereken koşulların vekilde de aranması zorunludur.

Dolayısıyla, asaleten atanması yetkili üst makamlarca uygun görülmeyen bir kamu görevlisinin aynı ya da farklı bir görevi yetkili alt makamın onayıyla vekaleten yürütmesi yargı kararları ile de bağdaşmamaktadır.

2- Geri gönderilen atama kararnamelerinin 55'i de, geçmişte başarılı hizmet gören ve başarısızlığı saptanamayan kamu görevlilerinin görevden alınmasına ilişkindir.

Bulunduğu üst düzey göreve, mesleği ile ilgili alanlarda geniş bilgisi ve üstün deneyimi ile, tüm kademelerden geçerek yükselmiş olan ve başarısızlığı saptanamayan kamu görevlilerinin salt siyasal nedenlerle görevden alınması kamu hukuku, gelenekler ve kamu yararı ile bağdaşmamaktadır.

Ne var ki, bu görevlilerin bir çoğunun yetkileri fiilen sona erdirilerek, görevin, yerine atanmak istenilenlere vekaleten yürüttürüldüğü gözlenmektedir.

Ayrıca, görevden alınması uygun görülmeyen ya da görülmeyeceği düşünülen kamu görevlilerinin işlemlerine ilişkin kimi nedenlerle inceleme ve soruşturma yaptırılarak, hem yıllarını devlete hizmetle geçirmiş kamu görevlilerinin haksız nedenlerle suçlu duruma düşürüldüğü, hem de bu gerekçe ile görevlerinden alınması yolunda kararname hazırlandığı saptanmaktadır.

Kuşkusuz yapılan işler yargı denetimine bağlıdır. Ancak, bu tür uygulamalar, kişilere yaşattığı olumsuzluklar yanında yarattığı karmaşa ve sindirme yüzünden kamu hizmetinin aksamasına ve kamu kurumlarına duyulan güvenin azalmasına neden olmaktadır.

3- Devlet belli ilkeler doğrultusunda varlığını sürdürmektedir. Devlet'in varlığını ilkeli biçimde sürdürmesi ehil devlet memurlarıyla olanaklıdır. Devlet memuru hükümeti değil, Devlet'i temsil etmektedir. Çünkü, hükümetler geçici, devlet kalıcıdır. Devlet politikası olabilecek konu ve alanlar hükümetten hükümete değişirse devletin sürekliliği sağlanamaz.

Ayrıca, bu durum, anayasal ve yasal kurallara, kamu yararına ve kamu hizmetinin gereklerine uygun düşmemektedir.

Yukarıda belirtilen gerekçelerle, kamu görevlerinin sürekli olarak vekaleten yürütülmesi uygulamasına son verilmesinde, Devlet'e ve hukuka olan güvenin ve saygının yitirilmemesi yönünden zorunluluk görülmektedir.

Gereğini rica ederim.

Ahmet Necdet SEZER

CUMHURBAŞKANI

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber