ÖSS adaylarına tavsiyeler

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 07 Haziran 2005 11:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Öğrencilerin imtihan kaygısını azaltmaları için;

-Beslenmeye dikkat etmelerini,

-Uykuya özen göstermelerini,

-Negatif düşüncelerin karşısına pozitiflerini koymalarını

tavsiye ediyor


ÖSS imtihanına sayılı günler kala, uzmanlar da öğrencileri psikolojik yönden rahatlatacak tavsiyelerde bulunuyor. Sınav kaygısının son yıllarda, psikoloji alanında daha fazla ilgi gördüğünü belirten Psikolog Ferahim Yeşilyurt, "Yüksek düzeyde akademik başarı beklentisi, öğrenciler üzerinde ilkokuldan itibaren yoğun bir baskı oluşturmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, sınav kaygısının her 5 öğrenciden birini olumsuz derecede etkilediği ortaya çıkmıştır. Bu çok yüksek bir orandır" dedi
Psikolog Ferahim Yeşilyurt, sınav kaygısının azaltılması için öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu. "Zamanınızı planlamaya çalışın" diyen Yeşilyurt'un önerileri şöyle:
"Kaygı, zaman düzensizliklerine yol açar ve bu da kaygıyı daha da arttıran sonuçlara neden olur. Hareket bozukluklarına karşı koymaya çalışın. Gerginlik sizi aşırı hareketliliğe veya donukluğa itebilir. Sınavın çok yaklaştığı günlerde, beklenilenin tersine daha çok ders çalışmak yerine, fizik aktivitelerini arttırmak, eğlenceli sporlara zaman ayırmakta yarar var. Kaygıya karşıt hoşluklar üretmeye çalışın. Negatif duyguların karşısına pozitifleri koymak önemli bir yöntemdir. Zevk aldığımız şeylere ve hobilerimize hafta içinde en az birkaç saat ayırmalıyız. Sinema ya da açık havaya çıkmak gerginliği azaltır. Enerjiyi ve olumluluğu artırır. Ekstra sorunlar edinmekten kaçının. Çatışmalardan kaçmak, sorunları ertelemek, sınav stresinize başka stresler eklememek önemlidir. Beslenmenize dikkat edin. Şekerli gıdaları aşırı almak yerine düzenli beslenme. Vitamin, özellikle de B vitaminin kullanılması yararlı olabilir. Uykunuza özen gösterin."
Yeşilyurt, sınav heyecanının vücutta çeşitli değişikliklere yol açtığını ifade ederek, "Çarpıntılar, düzensiz kalp atışları, düzensiz solunum, hava açlığı, ellerde titreme, vücutta ateş basması hissi, baş dönmesi, bayılma hissi, kas yorgunlukları, uyuşma, titremeler. Bu fiziksel belirtilerin özel bir anlamı yoktur. Dikkatinizi bedeninizden uzaklaştırdığınızda, burnunuzdan birkaç kez derin nefes aldığınızda hafiflerler" açıklamasında bulundu.
Ailelere de tavsiyelerde bulunan Yeşilyurt, ailenin gelecek konusundaki endişelerinin çocuklarına da yansıyacağını belirterek, "Bu nedenle öncelikle aileler kaygılarını azaltmaya çalışmalıdırlar. Çocuğunuzdan beklentilerinizde gerçekçi olmaya çalışın. (Sözel bölümü bitiren bir öğrenciden tıp fakültesini kazanmasını beklemeyin) Bu zor dönemde çocuklarınıza anlayışlı ve destekleyici davranın. Çocuğunuzu hiçbir zaman başka çocuklarla kıyaslamayın. Çocuğunuzu taktir edin, geçmişteki başarılarını vurgulayın" şeklinde konuştu.


ÖSS'ye hazırlanan öğrencilere obezite uyarısı

Sınava yoğun tempoda çalıştığı için saatlerce hareketsiz kalan ve düzensiz beslenen öğrencilerin kaslarının yağ dokusuna dönüşmesiyle, obezite riskinin arttığı bildirildi.

Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yalçın Kaya, insan vücudundaki kasların büyük bölümünün, direnç gördüğü ölçüde geliştiğini, uzun süre kullanılmayan kasların ise yağa dönüştüğünü belirtti.
Kasa dönüşen yağların kilo problemleriyle başlayarak, artık bir hastalık olarak kabul edilebilen obeziteyi tetiklediğini anlatan Kaya, bu durumun ağırlıklı olarak masa başında çalışan, hareketsiz bir yaşamı olan ya da düzenli spor yapmayanlar için daha büyük risk taşıdığını ifade etti.
Aynı tehlikenin, adeta geleceklerinin şekillendiği ÖSS sınavına hazırlanan yüzbinlerce öğrenci için de geçerli olduğunu vurgulayan Kaya, "Sınava yoğun tempoda çalıştığı için saatlerce hareketsiz kalan, düzensiz beslenen ve stres altında olan öğrencilerin kasları yağ dokusuna dönüşebiliyor. Bu duruma, zamanı en iyi şekilde değerlendirmek için uykusuz geçirilen geceler de eklenince vücutta denge daha da bozuluyor. Bu nedenle de tüketilen yiyecekler, vücutta daha kolay depolanabiliyor. Bu durum ise kalp ve damar rahatsızlıkları başta olmak üzere birçok hastalığa neden olan obeziteye yol açıyor"dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber