Liselerin Dört Yıla Çıkarılmasının Detayları
Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, ortaöğretimde eğitim-öğretim süresinin 4 yıla çıkarılmasıyla ilgili olarak bakanlık Başöğretmen Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Tüm genel ve mesleki teknik orta eğitim kurumlarına 2005-2006 eğitim ve öğretim yılından itibaren yeni kayıt olacak öğrencilerin, bu okulları dört yılda tamamlayacaklarını açıklayan Bakan Çelik, bu uygulamanın mevcut öğrencileri kapsamayacağını, yeni kayıt olacak öğrencilerden başlamak üzere kademeli olarak hayata geçirileceğini bildirdi. Devamı için başlığa tıklayın.
Bakan Çelik, öğrenim süresi ?hazırlık artı 3 yıl? olan genel ve mesleki öğretim kurumlarının öğrenim süresini de 2005-2006 öğretim yılından itibaren hazırlık sınıfı olmaksızın 4 yıl olacağını kaydetti. Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Halihazırda lise birinci sınıfta veya hazırlıkta olan öğrenciler eski statüye tabi olarak eğitim öğretime devam edecekler. Yabancı dil öğretimi ağırlıklı olarak ilköğretimde başlatılacak, 4, 5, 6 ve 7. sınıflarda ağırlıklı olarak verilecektir. AB ve OECD ülkelerinde olduğu gibi, yabancı dili günlük hayatta kullanılabilir kılmak amacıyla interaktif, yani karşılıklı etkileşime dayalı bir yaklaşım esas alınarak öğretim programları ve haftalık ders sayıları belirlenecektir. 2004-2005 öğretim yılından itibaren 105 okulda (40'ı genel lise) pilot olarak uygulamaya konulan mesleki ve teknik eğitim sisteminin güçlendirilmesi projesi kapsamında uygulanan, 9. sınıf haftalık ders çizelgesinde yer alan ortak beceriler, bilgisayar ile tanıtım ve yönlendirme dersleri, 2005-2006 öğretim yılından itibaren tüm genel liseler ile mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarının 9. sınıfında okutulacaktır.?
Bakan Çelik, öğrenci alımı, öğretim programları ve yabancı dil öğretimi konusunda birbirinin benzeri olan Anadolu liseleri ile yabancı dil ağırlıklı program uygulayan ve kamuoyunda ?süper lise? olarak bilinen liselerin 2005-2006 öğretim yılından itibaren ?Anadolu Lisesi? adıyla tek program adı altında birleştirileceğini söyledi.
Halen bu okullara devam eden öğrencilerin statülerinin korunacağını ve mezun oluncaya kadar öğrenimlerini kayıtlı bulundukları okullarda sürdüreceklerini açıklayan Çelik, ?Birleştirme yalnızca 2005-2006 öğretim yılında bu okullara kayıt hakkı kazanan öğrenciler bazında uygulanacaktır? dedi.
Çelik, fen, Anadolu, Anadolu güzel sanatlar, spor, Anadolu öğretmen ve Anadolu mesleki ve teknik orta öğretim programlarının uygulandığı liseler ile imam hatip liseleri ve Anadolu imam hatip liselerinin yeniden yapılandırılmasında kendi statülerinin göz önünde bulundurulacağını kaydetti. Bu okulların öğrenci alımı ve öğretim programları itibariyle mevcut statülerinin korunacağını belirten Bakan Çelik, bu okullarda da öğretim süresinin hazırlık süresi olmaksızın 4 yıl olacağını bildirdi.
Bakan Çelik, mevcut sistemde öğretim süresi hazırlık artı 4 yıl olan bazı liseler ve orta öğretim kurumlarının istemeleri halinde mevcut statülerini uygulamaya devam edebileceklerini de kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, liseden sonra bitirme sınavı getirilmesine yönelik bir kararlarının henüz bulunmadığını, bunun düşünce aşamasında olduğunu belirterek, ?ÖSS müfredatı sonsuza dek bugünkü gibi kalmayacaktır. Görüştüğümüz YÖK yetkilileri, önümüzdeki yıldan itibaren bu muhtevayı ve sınavın bu şeklini değiştirmek üzerinde çalıştıklarını ifade ediyorlar? dedi.
Bakan Çelik, Liselerin 4 yıla çıkarılmasının, 57. Hükümet döneminde, Talim Terbiye Kurulu'nca kararlaştırıldığını, 2003-2004 yılında bunun uygulanmasının söz konusu olduğunu anımsatan Bakan Çelik, ancak hükümeti devraldıklarında, fiziki mekan, donanım, dokümantasyon, öğretmen potansiyelleri itibariyle gerekli altyapı çalışmalarının yapılmadığını tespit ettiklerini anlattı.Bakan Çelik, bu hazırlıkların yapılmasından sonra, 4 yıllık lise uygulamasının hayata geçirilmesinin daha doğru ve anlamlı olacağını düşündüklerini, bunun üzerine 4 yıla çıkarılması kararını 2 yıl ertelediklerini ifade etti.
?4 yıl uygulaması, öğrencilerin ortaöğretime daha az devam etmesi, kız öğrencilerin daha az devam ettirilmesi için yapılmıştır? şeklinde bazı yorumlar yapıldığını anımsatan Çelik, bu yorumların kendisini hayrete düşürdüğünü ve üzüldüğünü kaydetti.
Çelik, liselerin 4 yıla çıkarılması kararını alma amaçlarını şöyle açıkladı: ?AB perspektifi bunu gerektiriyor. 3 Ekim'de müzakere süreci başlayacak ve bu tarihten önceki en öncelikli konu başlıkları eğitim, bilim, araştırma istatistik gibi konulardır. Biz, bu sürece hazır olmak zorundayız. AB ülkelerindeki uygulamaya baktığımızda, Almanya'da 9 yıllık temel eğitimin üzerine 4 yıllık tahsilden sonra üniversiteye gidebiliyorlar. İtalya'da bu 9 artı 5, Finlandiya ve Macaristan'da 9 artı 3 şeklindedir. Bizim 3 yıllık liselerden mezun olan gençlerimiz, diplomalarının denkliği itibariyle çok ciddi sıkıntılar çekiyorlar. AB ülkelerine gittiklerinde, bir problemleri olmasa bile asgari 1 yıllık telafi programından geçmeleri gerekiyor. Diplomaları kabul edilmiyor. Biz bu denkliği, bu uyumu sağlamak zorundayız. Modüler bir eğitim sistemi getiriyoruz. Birinci, ikinci, üçüncü kademe sertifikasyon programlarının uygulanması için, mutlak suretle bu 4 yılın olması gerekiyor.?
Çelik, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nce, veli, öğrenci ve öğretmenler üzerinde, hazırlık sınıflarının fonksiyonel olup olmadığı, bu sınıflardan gerekli yarar sağlanıp sağlanmadığı yönünde geçen yıl, 25 ilde bir araştırma yapıldığına işaret ederek, araştırmada, ezici bir çoğunluğun, hazırlık sınıfının fonksiyonel, yararlı ve dil öğreniminde faydalı olmadığı sonucunun çıktığını söyledi. Hazırlık sınıflarında yoğunlaştırılmış bir dil programı uygulandığına işaret eden Çelik, öğrencilerin birinci sınıfa başladığında ise dil dersinin neredeyse ortadan kalktığını belirtti. Bakan Çelik, diğer sınıflarda ise üniversiteye hazırlanma telaşı başladığını, bu nedenlerle hazırlık sınıfında görülen dil derslerinin unutulduğunu, edindikleri bilgilerin adeta havaya uçtuğunu kaydetti.
Çelik, matematik, fizik, biyoloji ve kimyanın da yabancı dilde okutulmasının esas olduğunu, ancak bu uygulamanın yürümediğini, faydalı da olmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Bu yılın başında aldığımız bir karar var: Bunu, okulların imkan ve tercihlerine bıraktık. Yabancı dil eğitimine çok önem verelim ama yabancı dilde eğitim yapmanın aslında çok da doğru olmadığını, üniversitelerdeki yabancı dilde eğitimin bile çok faydalı olup olmadığının tartışıldığı bir ortamda, bilimsel araştırmalar sonucu biz böyle bir sonuca vardık, bu kararı aldık. Hazırlık sınıfı, bu anlamda bir sıkıntı yaratıyordu. Fen ve matematik dersleri, ilköğretim 8. sınıfa kadar yoğun olarak görülüyordu, 1 yıllık hazırlıkla birlikte öğrenci, bu derslerde bütün bağlarını koparıyor, daha sonraki sınıflarda intibak problemi çekiyordu.?
Hüseyin Çelik, AB ülkelerinin, hazırlıkta geçen süreyi, lise eğitim süresine dahil etmediğini, bunun da öğrencilerin mağduriyetine yol açtığını vurguladı.Liselerde 40-45 saate varan ders görüldüğünü, bunun da öğrencilerin araştırma yapmasına, kültürel faaliyetlere katılmasına, sosyal aktiviteler içinde olmasına, öğrenmeye dayalı etkinlikler içinde bulunmasına engel olduğunu belirten Bakan Çelik, ?Yeni müfredatımız, sosyal hayata açık, hayata, mesleğe, yüksek öğretime hazırlamayı esas alıyor. Bunu yapabilmemiz için haftalık ders programlarını seyreltmemiz gerekiyor. Haftada, 40-45 saat yerine, belki 25-30 saat ders olması lazım. Onun dışında kalan boş saatlerde, elbette öğrencileri başı boş bırakmak, kendi haline terk etmek söz konusu değildir? diye konuştu. Çelik, öğrencileri, sosyal sorumluluk, sportif, kültürel aktiviteler anlamına gelebilen, onları sosyal hayata hazırlayan diğer etkinliklerle bu sürecin doldurulacağını söyledi.
Çelik, liseden sonra bitirme sınavı getirilmesine yönelik bir kararlarının henüz bulunmadığını, bunun, düşünce aşamasında olduğunu bildirerek, şunları kaydetti: ?Bu, lise diploması vermeye yönelik bir sınav olmayacaktır. Birçok gelişmiş batı ülkesinde üniversite sınavının önünde, bir anlamda olgunlaşma sınavı anlamına gelebilecek sınavlar var. Bunlar, öğrencilerin lise tahsili boyunca bilgilerini ölçmeye yöneliktir. Böylelikle öğrencinin, okula bağlanmasını, okulu terk ederek, dershanelere gitmesini de bir çapta önlemiş olabileceğini düşünüyoruz. Tabii ki ÖSS müfredatı da sonsuza dek bugünkü gibi kalmayacaktır. Görüştüğümüz YÖK yetkilileri de önümüzdeki yıldan itibaren bu muhtevayı ve sınavın bu şeklini değiştirmek üzerinde çalıştıklarını ifade ediyorlar. Eğer değiştirilmezse, ÖSS'nin ortaöğretim kurumlarını olumsuz etkileme süreci devam edecektir. Bu da Türkiye'nin çok büyük zararına olacaktır. Biz buna yasal olarak da müdahale ederiz.?
Çelik, 3 yıllık eğitim yapan okulların oranının yüzde 74 olduğuna dikkati çekerek, bu okulların üniversiteye girme oranının ise yüzde 1-7 arasında değiştiğini ifade etti. Bakan Çelik, ?Bu uygulamamızla birlikte, yüzde 74'lük okullarımızın kalitesini yukarı çekmeyi hedefliyoruz. Bu kesimi, çok daha iyi bir konuma getirme çabasındayız.Bu değişikliğin en büyük faydası bu olacaktır? dedi.