13 yaşındaki bakır ustası yaptıklarıyla görenleri şaşırtıyor

Gaziantep'te yaptığı bakır işlemelerle görenleri şaşırtan ve Bakırcılar Çarşısı'nda kendisine 'Küçük Usta' lakabı takılan 8'inci sınıf öğrencisi Yunus Emre Keklik, babadan öğrendiği mesleği 5 yıldır sürdürüyor.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 26 Haziran 2012 10:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bakırcılar Çarşısı'na gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelen Gaziantep'in en küçük bakır ustası 13 yaşındaki Yunus Emre Keklik, bakır ve sedefe verdiği şekille ömrünü mesleğe vermiş ustalara taş çıkartıyor. 5 yıldır bakır işleme sanatıyla uğraşan Yunus, "Bu şekilleri benim yaptığıma çoğu kişi görmeden inanmıyor. Babamdan öğrendiğim bu işi seviyorum ama büyüyünce öğretmen olmak istiyorum" dedi.

Kalifiye eleman bulmakta zorlanan babasına yardım etmek amacıyla bu işe atıldığını dile getiren minik usta, haftalık 50-60 TL kazandığını, kazandığı parayı ise annesine vererek biriktirdiğini belirtti. Bakır işleme sanatının kolay bir meslek olmadığını söyleyen Yunus, "Bir bakır vazoyu işlememiz 5 günümüzü alıyor. Kolay bir sanat değil ama yorucu olmasına rağmen zevkli bir meslek. İşimi severek yapıyorum" diye konuştu.

Yunus, mesleğe adım attığı anı ve görenlerin ilgi odağı haline gelmesini de şu sözlerle anlattı:

"Mesleğe 5 yıl önce imalathanemize gittiğimde heves ettim. Babamda elime bir vazo ve bir kalem verdi, önüme de bir şekil koydu. Zamanla işi öğrendim ve 5 yıldır dükkandaki tasarımları yapıyorum. Görenler şaşkınlıkla bakıyor. İlk başta benim yaptığıma inanmıyorlar. Görmeden inanmayanların sayısı oldukça yüksek. Gördüklerinde ise hayrete düşüyorlar. Çoğu zaman bana küçük usta diye sesleniyorlar. Ama ben okulumu bitirip öğretmen olduktan sonra bu işi hobi amaçlı yapacağım."

İşlediği bakırları genellikle turistlerin aldığını söyleyen Yunus Emre, "Bakırın kilosu da pahalı. Bunun için el emeğimizin karşılığı düşüyor. Ama yine de ekmeğimiz çıkıyor" dedi.

Baba Mesut Keklik ise, oğlunun bakır işleme sanatını ustalıkla icra ettiğini ifade ederek, "Dükkanda çalışırken yanımıza gelir gider, eline aldığı bakırları çizerdi. Bizim gibi çekirdekten yetişti. Heves etti ve öğrendi. Böylelikle bakırcılığı da yaşatmak istedik. Elinde altın bir bilezik olsun istedik. Şu anda çocuk yetiştiremiyoruz. Çünkü bu iş sabır gerektiren ve zor bir iş. Oğlum da bu işi ustalıkla yapıyor ama öğretmen olmak istiyor. Kendi yaşamını kendisi belirleyecek" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber