MYO'ların başarıları her geçen yıl düşüyor, bölümler kapatılıyor
Meslek liselerinin yüksekokullara doğrudan devam etmelerini sağlamak amacıyla
2002 yılından bu yana uygulanan 'sınavsız geçiş'in, üç yılda ortaya koyduğu
sonuçlar meslek eğitiminin kalitesinin tartışılması gerektiğini gözler önüne
seriyor. Akademisyenler, öğrencilerin isteksiz geldikleri için başarı oranının
çok düştüğünden ve iki yılda mezun verememekten yakınıyor. Öğrenciler ise mecburiyetten
sınavsız geçiş haklarını kullandıklarını belirterek, "Yüksekokullar liseden
fazla bir şey katmıyor" diyor.
İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu mezun veremediği için
tam beş bölümünü kapatmak zorunda kaldı. Okulun elektrik bölümünün ikinci öğretiminde
sosyal derslerde başarı yüzde 84 iken öğrencilerin sınavsız geçişle geldiği
ilk yıl bu oran yüzde 57'ye düştü. Temel derslerde yüzde 66 olan başarı ise
yüzde 40'a geriledi. Haberleşme bölümünün ikinci öğretiminde ise başarı oranı
yüzde 80 iken yüzde 62 oldu. Bu bölümün mesleki derslerinde yüzde 65 olan başarı
da yüzde 43'e düştü.
Öğrenci sınıf geçemiyor
ÖSS'de meslek liselerine uygulanan katsayı uygulaması YÖK ve hükümet arasında
gerginlik yaratmaya devam ediyor. YÖK, sınavsız geçiş sistemi ile meslek liselerini
kendi alanlarındaki iki yıllık yüksekokullara yönlendiriyor. Milli Eğitim Bakanlığı
ise katsayının artırılması ve öğrencilerin dört yıllık fakültelere girmesi konusunda
ısrar ediyor. Oysa asıl tartışılması gereken sınavsız geçiş uygulaması ve meslek
yüksekokullarının (MYO) eğitim kalitesi. Sınavsız geçişin uygulandığı üç yıldan
bu yana yüksekokullar devamlı kan kaybediyor. Sakarya Meslek Yüksekokulu Müdürü
Prof. Dr. Ertan Yanıkoğlu, birçok dersten boş kâğıt vererek liseden mezun olan
öğrencilerin MYO'larda da böyle devam edeceklerini düşündüklerini vurgulayarak
şöyle konuşuyor: "Son üç yılda kayıt sildiren öğrenciler de arttı. Bu durum
öğretim elemanlarının motivasyonunu da bozuyor. Üst sınıfa geçemeyen öğrenciler
sınıf sayılarının kalabalık olmasına neden oluyor. Meslek liseli öğrenciler
birtakım kriterlere göre MYO'lara yerleştirilmeli ve öğrencilere bir yıl temel
eğitim verilmeli. Meslek liselerine alınan öğrenciler de ilköğretimden sonra
ilgileri ve yetenekleri dikkate alınarak seçilmeli."
'Genel liseleri feda ediyoruz'
Sakarya Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr Durmuş Karayel ise pek
çok endüstri meslek lisesinin atölye imkanlarının MYO'lardan daha iyi olduğunu
söyleyerek, bu öğrencilerin teorik bilgilerine lisedekinden farklı bir şey eklenmediği
sürece değişen bir şey olmadığını vurguluyor. Mekatronik bölüm başkanı olan
Karayel geçen sene 30 kişilik sınıftan sadece dört mezun verdiklerini, bu sene
de 10 kişinin mezun olacağını söyleyerek şöyle konuşuyor: "Sınavla gelen
öğrencilerin 25'i mezun olmuştu. Meslek lisesi öğrencisi zaten bir meslek sahibi.
270 puan almış bu bölümde okumak isteyen genel lise öğrencilerine sıra gelmiyor.
Elinde mesleği olmayan binlerce genel lise mezununu feda ediyoruz." İstanbul
Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr.
Umay Fırat da sınavsız geçişle gelen öğrencilerin matematik, fizik gibi temel
derslerin yanı sıra meslek derslerinde de zayıf olduğunu belirterek, "Öğrenciler
yüksek eğitim alayım diye değil, böyle bir hak verildi, kullanayım bari diye
geliyor. Devamsızlıkları da çok oluyor, çünkü çalışıyorlar" şeklinde konuşuyor.
Öğrenci de sınavsız geçişten dertli
Atakan Demirci (20)
"İletişim meslek lisesi mezunuyum. Şu an İstanbul Üniversitesi Radyo ve
Televizyon Yayımcılığı'nda okuyorum.
60 kişilik sınıfımızda kimse umutlu değil. Meslek lisesini iletişim fakültesinde
okumak istediğim için seçmiştim.
Anadolu liselerine puanlarımız yeterken iletişim meslek lisesine girdik. Meslek
yüksekokulu hiçbir işe yaramıyor, ders kalitesi düşük. İnsanın iş konusunda
ideali olmasa bile fakülte mezunu olmak istiyor. Sınıfımdaki arkadaşların hepsi
iletişim meslek lisesinden, kendilerini ezik görüyorlar ve neden çalışalım diye
düşünüyorlar."
İnci Bayın (20)
"Meslek lisesinin matbaa bölümünden mezunum. Sınavsız geçiş hakkımı kullanarak
Kocaeli Üniversitesi Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksekokulu'nda fotoğrafçılık
okuyorum. ÖSS'ye girmek için yeterli temelim yoktu.. Bölümümü seviyorum ama
girişim zoraki oldu. Sınıf arkadaşlarım çoğu isteksiz, keşke gelmeseydik diyorlar."
Begüm Bulut: (18)
"Kendimi 1-0 yenik hissediyorum... ÖSS'deki puanım iyi ama ortaöğretim
başarı puanım kırıldığı için dört yıllık gazeteciliğe giremiyorum. İki yıllık
gazetecilik bölümü de yok. Radyo televizyon okumak istemiyorum ama kötünün iyisidir
diye düşünüyorum. Ya da açık öğretim okuyup kendimi geliştireceğim. Hayatım
boyunca meslek liseli olarak damgalanacağım."
Beş bölüm kapatıldı
İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu'nun yaptığı araştırma
sınavsız geçiş uygulamasından önceki ve sonraki başarı oranlarını rakamlarla
ortaya koyuyor. 2001-2002 akademik yılı ile öğrencilerin sınavsız geçişle geldiği
2002-2003 akademik yılının karşılaştırılıyor. Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr.
Talat Firlar, ilk yıl böyle bir çalışma yaptıklarını anlatarak, "Şimdi
böyle bir çalışma yapsak başarının çok daha düştüğünü göreceğiz" diyor.
Yüksekokulun makine-resim, elektrik, kimya, plastik teknolojisi ve endüstriyel
elektroniği bölümlerini öğrencilerin başarısızlığı yüzünden kapattıklarını belirten
Firlar, gelecek sene de çocuk gelişimi bölümünü kapatacaklarını söylüyor. Öğrencilerin
başarı durumları ise şöyle:
Büyütmek için tıklayınız
Sorun katsayı değil
Sınavsız geçiş uygulamasının mesleki eğitime olan yönelmeyi artırmak için büyük
umutlarla hayata geçirildiğini hatırlatan YÖK üyesi Prof. Dr. İsa Eşme meslek
lisesi öğrencilerinin, gerekli bilgi donanımına sahip olmadan yükseköğretime
geçiş yaptıklarını söylüyor. Lise bitirme sınavının olmaması, liselerde sınıfta
kalmanın sınıf gecmeden daha zor hale gelmiş olması nedeniyle sınavsız geçişin
öğrencileri tembelliğe ittiğini vurgulayan Eşme şöyle konuşuyor:
"Zayıf öğrenci profili yüksekokullardaki eğitime olumsuz etki etti. MYO'lar
da yeterli kaynak sağlanamadığından yeterince teknik donanıma sahip değil. Son
aylarda, mesleki eğitimde yaşanan sorunların sorumlusu ÖSS ve katsayılar gösterildi.
Katsayıları eşitlemeyi istemek demek, meslek lisesi öğrencilerini, 4 yıllık
lisans programlarına özendirmek demektir.
Meslek liselerinin kuruluş amacı, ara eleman yetiştirmektir. Yapılacak iş, ara
eleman yetiştiren mesleki eğitimi geliştirmektir. Öte yandan meslek liselerinin
üniversite sınavlarındaki başarıları gözden geçirildiğinde, sınav başarılarının
düşük olduğu görülür. Geçtiğimiz yılki ÖSS sonuçlarına göre, matematikten 25
ve daha fazla soru çözen meslek lisesi öğrencisi sayısı 4000, fenden 1200 civarındadır.
Hiç katsayı uygulaması olmasa bile meslek lisesi mezunlarının bir lisans programına
yerleşme şansları çok azdır. Bu durum çocuklarımızın daha az yetenekli olmalarından
değil, akademik eğitim yerine uygulamalı meslek eğitimi almalarının bir sonucudur.
Meslek yüksekokullarının daha donanımlı hale getirilmesi, sanayi ile entegre
edilerek mezunların iş bulmaları kolaylaştırılabilir. Bugün katsayı siyasi platforma
çekilmiş bulunuyor. Öğrenciler, veliler kışkırtılıyor. Bu yaklaşım terk edilirse,
MEB ve YÖK işbirliği ile mesleki eğitim için çözümler üretilebilir."
Öğrenciye bir seçenek daha
Anadolu Üniversitesi'nde açılan 'Perakende Satış, Ürün ve Mağaza Yönetimi' bölümü
ilk öğrencilerini bu yıl alacak
Anadolu Üniversitesi, Birleşmiş Markalar Derneği'nin(BMD) girişimiyle 'Perakende
Satış, Ürün ve Mağaza Yönetimi' önlisans programı açtı. Program 2005-2006 eğitim-öğretim
yılında ilk öğrencilerini alacak.
Son yıllarda Türkiye'de perakende sektöründeki yükseliş beraberinde nitelikli
eleman sorununu da getirdi. Bu soruna çözüm bulmak için yola çıkan BMD, yetişmiş
insan gücü için de çözüm yolları aramaya başladı.
İlk yıl 5 bin öğrenci bekleniyor
BMD Başkanı Saruhan Tan, bu yıl sadece 300'e yakın yeni mağaza açarak yaklaşık
3 bin 500 kişiye istihdam yaratmayı planladıklarını belirterek, "Önlisans
programıyla 100'den fazla markayla, 3 bine yakın mağaza ve 45 bir kişiyle hizmet
veren BMD üyesi firmaların nitelikli eleman sorununu akademik çerçevede çözmeyi
amaçlıyoruz. Biz projeyi bir milat olarak görüyoruz. Bu tip projelere imza atmaya
devam edeceğiz. Yabancı sermaye bir ülkeye gelirken yetişmiş insan gücüne çok
önem veriyor. Bu önlisans programı yabancı sermayenin gelişini de hızlandıracak.
Ülkemizde perakende sektöründe çalışanlar, bu mesleği gelip geçici bir iş olarak
görüyor. Her iş dalında olduğu gibi bu sektörde de branşlaşmak ve uzmanlaşmak
gerekiyor" diye konuştu. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç
ise ciddi bir çalışmayla projeyi tamamladıklarını vurgulayarak, "Perakende
sektöründe çalışanların eğitimleri izleyebilmesi için program Açık Öğretim Fakültesi
(AÖF) bünyesinde yapılacak. Kontenjan sınırlaması getirmedik. Bağlangıç olarak
5 bin öğrencinin kayıt yaptırmasını bekliyoruz" dedi.
YÖK Genel Kurulu'nun mayıs ayında yaptığı toplantıda 'Perakende Satış, Ürün
ve Mağaza Yönetimi' programının AÖF bünyesinde açılması onaylandı. Bu programdan
mezun olan öğrenciler meslek elemanı unvanına sahip olacak.
İki yıl sürecek önlisans programında öğrenciler birinci yıl, genel işletme, davranış bilimlerine giriş, hukuka giriş, pazarlama yönetimi, iktisada giriş, temel bilgi teknolojisi ve yabancı dil dersleri alacak. İkinci yılın ders programı, perakendeciliğe giriş, perakende mağaza yönetimi, mağaza düzenlemesi ve görsel sunum, müşteri ilişkileri ve yönetimi, tüketici davranışları gibi uzmanlık derslerinden oluşuyor. Ayrıca ikinci yılın derslerinin internetten takip edilmesi için çalışmalar devam ediyor. Programa satış, ticaret gibi meslek liselerinden mezun olan öğrenciler de sınavsız geçme hakkına sahip.
ÖSS'ye giren gençlere bilişim eğitimi
Bir yükseköğretim programını kazanmanın ya da üniversitede okumanın tek başına
yeterli olmadığı düşüncesinden yola çıkan Smartpro Bilgi Çağı Gelişim Akademisi,
ÖSS'ye girenlere ve üniversite öğrencilerine yönelik bir kampanya başlattı.
Kampanya kapsamında 'Bilgi Teknolojileri Temelleri' eğitimi yüzde 90 indirimli
verilecek.
Yaklaşık bir buçuk sene önce kurulan ve bilişim sektörünün network, sistem ve
yazılım uzmanlığı alanlarına eleman yetiştiren Smartpro, şirketlerle yaptığı
anlaşmalar sayesinde öğrencilerinin çoğuna burs olanakları sunuyor. Şimdiye
kadar 250 kişiye burslu bilişim eğitimi veren akademi, şimdi ise yeni bir kampanyayla
ÖSS'ye bu yıl giren ve üniversitede okuyan öğrencilere 500 YTL'lik eğitimi sadece
30 YTL'ye verecek. Bir haftalık bu eğitimin hızlandırılmış olarak 20-21 Ağustos'ta
iki gün verileceğini söyleyen akademi genel müdürü Önder Eker, verilecek eğitimleri
şöyle özetliyor:
"Bilişim sektöründe kariyer üçe ayrılıyor. Network, sistem, yazılım uzmanlığı.
İki günlük eğitimi alanlar üçünden de giriş seviyesinde bilgiye sahip oluyorlar.
Bu eğitimden sonra uluslararası bir sertifika alıyorlar. Bu öğrencilerden alan
seçip eğitimlerine devam etmek isteyenlere de burs imkânı sağlayacağız. Sadece
üniversitede okumak tek başına yeterli değil. Bilişim sektöründe çok büyük bir
açık var. Gençler bu alanda kendilerini yetiştirip Türkiye'nin önde gelen firmalarında
çalışma şansına sahip."
radikal