Herkes Sayın Şahin'i Bekliyor

Ücret adaletsizliğine ilişkin bugüne kadar hiçbir şey yapılmadı. Hatta, geçen dönemlerde olduğu gibi AK Parti hükümeti döneminde de işini bilen bürokratrlar kurumsal düzenlemeler çıkardı. Maliye Bakanlığı, tüm memurlara ilişkin düzenleme yapabilecekken sadece kendi personelinin maaşının hangi bankadan ödeneceğine ilişkin özel bir düzenleme yaptı. Yani özeyle 3 yıldır değişen bir şey yok... Ücret adaletsizliğine ilişkin olarak Başbakanın vermiş olduğu talimatın tarihi ise 2006 Mart ayında dolacak.... Zaman çabuk ilerliyor... Zaman geçiyor ama sabırlar da tükeniyor...

Haber Giriş : 29 Temmuz 2005 11:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Aşağıda Milli Eğitim Bakanına yazılan örnek bir yazı bulunmaktadır. Bu yazı sadece MEB'deki memurlar açısından değil ek ödeme almayan tüm kamu personeli için geçerlidir. Ve bize göre yazının asıl muhatabı Hüzeyin Çelik değil bu işlerden sorumlu olan ve 3 yıldır hiçbir değişiklik yapmayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'dir.


SAYIN: BAKANIMIZ

Sene 23 Aralık 1983. Büyük bir sevinçle memuriyet sınavını kazandım, 657 ye tabi Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Memur olarak göreve başladım. Maaşım az mı çok mu diye düşünmedim. Hakkıma razı olup şükrederek büyük bir azimle yıllarca çalıştım. Bu arada İşletme Fakültesi ÖN LİSANS Diplomasını da aldım. Yıl 2000 li yıllara geldi.

Bir gün Maliyede görev yapan benim kıdem ve şartlarımda bir memur arkadaşla tanıştım maaşını sordum. "Aynı sizin gibi maaş alıyoruz artı 350.000.000. TL civarında mali Tazminat ve mesaimiz oluyor" dedi. Yani benim emekliliğim gelmiş 2/1 den maaş alan bir memur olarak maaşım 500.000.000 TL. civarında, onların ki + 350.000.000 TL ile 850.000.000 TL.dır.

Yine zaman geçti Adliyede benim kıdemimde görev yapan bir 657 'li bir memur arkadaşla yine tanıştım. Yine maaşını sordum, o da yine "aynı sizin maaşınız + bizim HAVUZ'umuz var 150.1la 300 milyon arasında döner sermayeden alıyoruz" dedi. Ona da iyi dedik zaman geçti.

En son bir de Sosyal Sigortalar Kurumunda çalışan benden 7 yıl sonra göreve başlamış bir memur arkadaşla tanıştım ve ona da sordum maaşını (benim burukluğum bin kat daha arttı) o da "aynı sizin maaş gibi + 250 ila 300.000.000. TL civarında iyileştirme adı altında kendi kurumumuz veriyor ayrıca da + yıl da 2 kez asgari ücret oranında ikramiye alıyoruz" dedi.

Şimdi o kendi kurumumuz dedi ya, benim aklıma da bizim kurumumuz, bize sahip çıkmayan kurumumuz geldi. Şöyle ki Bizim kurum yıllardır bizi çalıştırdı ama adımızı hiç anmadı. "Eğitim Öğretime hazırlık ödeneği" dedi, "ücret" dedi, "doğal olarak da maaş da" dedi, hep öğretmeni hatırlayıp onu onure etti. Biz de bir şey demedik haklarıdır, eğitimcidirler, çocuklarımız onlara emanet dedik ve biz de onlara hizmet ettik onların özlük hakları sağlık giderleri öğrenci işleri v.s. bir çok genel idare ve temizlik işlerinin yürümesini sağladık. Yine de bizim adımız anılmadı. Diğer bütün kurumlarda ise görüldüğü gibi Müdüründen Hizmetlisine ek ücretlerde eşit ücretlendirildi ve hep beraber adlandırıldılar bizde de öğretmen anıldı seçildi. Hadi onlar öğretmen, sınıfları ayrı (Eğitim Öğretim Sınıfındalar) da ondan diyelim, ya bizim şeflerin durumu; Son 5 yıldır bizimle aynı işi yapan aynı okullardan mezun (Çoğumuz Yüksek Okul) olan, aynı odalarda çalışan, Eğitim Öğretim Sınıfında olmayan, bizim gibi Genel İdare Hizmetleri Sınıfında olup, büro hizmeti veren şeflerimiz, diğer kurumlarda ki şefler gibi şeflik tazminatlarını da aldıkları halde hiçbir derse girmeden yaz kış her ay 200.000.000. TL.Milyona yakın ek ders ücreti almaktadırlar. İşte biz bunu hiç anlayamadık. Biz Türkiye de yaşayan en gariban ve sahipsiz Milli Eğitim Bakanlığı Memur ve hizmetlileri olarak görevimizi yine de büyük bir şevkle yürütmeye çalışıyoruz.

Biz bunun vebalini bu hükümete yüklemiyoruz, çünkü 20. yılımı çalışıyorum, her zaman en düşük maaş alan memur olarak görev yaptım. Biz bu hükümetten bizi anlamasını, Milli Eğitim Bakanlığının üvey evlatlarını anlayıp, öz evladı gibi görmesini, bizimde bu bakanlıkta çalıştığımızı hatırlamasını istiyor, yada diğer memurların içine bizide katsın ki biz yerimizi bilelim diyoruz.

Eğer bizim için de bir iyileştirme düşünülürse bunun adaletli bir şekilde genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan şef, (şefler zaten şeflik tazminatını alıyorlar) memur ve hizmetli arkadaşlara, şeflerin aldığı ücret oranında veya hükümetimizin diğer kurumlardaki memurları da göz önünde bulundurarak, uygun gördüğü oranda, bütün Milli Eğitim( öğretmen hariç) çalışanlarına (Şeflerin şimdiki aldığı ek ders ücretinin kesilerek) adaletli bir şekilde herhangi bir ek ücret adı altında değil de maaşlarımıza yansıtılarak emekliliğimizde de faydalanmamızın sağlanmasını talep ediyor saygılar sunuyoruz. 26.12.2003 (Bu tarihte yazıldı. Hala değişen bir şey yok.sabırla bekliyoruz)

Sayın Bakanım hoşgörünüze dayanarak bizim içinde bulunduğumuz durumu açıklama fırsatı buldum. Şimdiden teşekkür eder, saygılar sunarım.

Melikgazi / KAYSERİ

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber