Asker, Danıştay paşası istemiyor

Haber Giriş : 03 Ağustos 2005 07:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devletin derinliklerinde ve Ankara kulislerinde her yıl ağustos ayının ilk dört gününde gündeme tek bir madde oturur: Yüksek Askeri Şura kararları. Sadece terfi bekleyen üst düzey askerlerin değil, bütün siyasilerin gözü de Genelkurmay Başkanlığı'ndaki Çakmak Salonu'ndan çıkacak haberlere çevrilir.

Son üç yıldır YAŞ toplantılarının önemi ve anlamı farklılaştı. AK Parti iktidarı ile birlikte YAŞ toplantılarının gelenekleri değişti. Siyasi iktidarı oluşturan hükümet ve Cumhurbaşkanı'yla askerin temsil ettiği devlet arasındaki ilişkiler açısından YAŞ toplantıları çok ilginç bir fotoğraf ortaya koyuyor. İyi analiz edilirse 3 Kasım sonrasında belirginleşen yeni bir Türkiye manzarası daha iyi görülüyor.

Hükümet, YAŞ toplantıları sonunda ordudan atılmalarına karar verilen irticacı subaylarla ilgili kararnamelere muhalefet şerhi koyuyor. Böylece 'Biz bu kararlara katılmıyoruz. Çünkü ihraç tasarruflarının yargı denetimine açık olmasını istiyoruz' görüşünü resmileştiriyorlar.

Askerler, muhalefet şerhinden ciddi anlamda rahatsız oluyorlar. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök hükümetin ilk yılındaki ilk YAŞ toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, 'muhalefet şerhi konulması irticai çevreleri cesaretlendiriyor' demişti. Ancak Genelkurmay bu meseleyi bir kriz konusu haline getirmiyor. Hükümet, sonraki YAŞ toplantılarında da aynı tavrını sürdürdü.

Hükümet: İrticacıların atılmasına karşı değiliz

Hükümet çevreleri, 'Biz irticaya karışmış subayların ordudan atılmasına karşı değiliz. Ancak hukuki düzenleme açısından ihraçların yargı denetimine açık olmasını savunuyoruz. Demokratik tavır bunu gerektirir' diyerek kendileriyle ilgili oluşturulmak istenen soru işaretlerini gidermeye çalışıyorlar. Çünkü kimi çevreler, 'Hükümet irticacı subayları mı korumak istiyor' şeklindeki bir soruyu gündeme getiriyor. Hükümet buna şiddetle karşı çıkıyor.

Aslında pratikte hükümetin muhalefet şerhinin bir anlamı yok. Kimi hukukçulara göre hukuken de geçersiz. Ayrıca YAŞ toplantılarında kararlar oy çokluğu ile alınıyor. Hükümet, YAŞ içinde Başbakan ve Milli Savunma Bakanı ile temsil ediliyor. Askerler ise 14 kişiyle. Alınan kararlara iktidar şerh koyduğunda bile 14'e 2 şeklinde bir oy dağılımı oluyor.

Askerler, 'muhalefet şerhi koyulsa da koyulmasa da biz irticacı olduğunu saptadığımız üyelerimizi ordudan atarız. Asıl önemlisi budur' görüşündeler ama sivil ve askeri otorite arasında böyle bir ayrılık olduğu görüntüsünü zararlı buluyorlar. Hükümetin şerhini de 'siyasi bir tavır' olarak değerlendiriyorlar.

Demokrasi içinde öğreniyoruz

YAŞ toplantılarının son üç yılına bakıldığında Türkiye'nin demokratik yapı içerisinde yeni bir dönemin şartlarına uyum sağlamaya çalıştığını söyleyebiliriz. Eskiden YAŞ üyelerine verilen eşli akşam yemekleri, türban tartışmaları nedeniyle kaldırıldı. YAŞ toplantılarının ilk gününün bitiminde Orduevi'nde sadece askerlerin katıldığı bir akşam yemeği yapılıyor. Muhalefet şerhi rahatsızlık yaratıyor ama askerler buradan kriz çıkmasına izin vermiyor. Karşılıklı bir anlayış söz konusu. İki tarafın da geri adım atmayacağı ama yapılması zorunlu tasarrufların gerçekleştirileceği bir uzlaşma yolu aranıyor. Demokratik yapı içinde kalarak galiba bazı şeyleri öğreniyoruz.

Askerler yargı denetimine karşı

Bu konuyu dün bazı askerler, bir bakan ve CHP Lideri Baykal'la konuştum. Askerler, YAŞ kararlarına hiçbir şekilde yargı yolu açılamayacağını, böyle bir ihtimalin askeri düzeni ve disiplini tamamen sarsacağını söylüyor. 12 Eylül'den önce bir dönem böyle bir uygulamanın yapıldığını hatırlatan askerler, 'İrtica nedeniyle ordudan atılan kimi subaylar yargı kararıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'ne döndüler. Hiyerarşi ve düzen bozuldu. Kimi komutanlar 'ben Danıştay paşasıyım', kimisi de 'ben YAŞ paşasıyım' diye konuşmaya başladı. Böyle bir uygulamanın ciddi bir askeri düzende yeri olamaz. Nitekim 12 Eylül sonrasında YAŞ tasarrufları yargı denetimine kapatıldı. Biz bugün ve bundan sonra Danıştay paşası istemiyoruz' dediler.

Askerler, konuyla ilgili başka bir boyuta daha dikkat çekerek, 'ihraçlara yargı yolu açarsanız, terfi ve atamalara da açmanız gerekir. Yükselmek isteyip de başaramayan bir subay 'benim hakkımdı' diyerek yargıya giderse kaos olur. Ordu üst yönetiminde böyle bir ihtimalin yaratacağı sakıncalar tahayyül bile edilemez' diye konuştular. Askerler, sadece YAŞ kararlarının değil, Hakimler-Savcılar Yüksek Kurulu kararlarının ve Cumhurbaşkanı'nın tek başına yaptığı işlemlerin de yargı denetimine kapalı olduğunu hatırlattı.

Hükümetin görüşü ne?

Kabine içerisinde askerlere yakınlığı ile de tanınan bir bakan ise dün telefonda, 'İrticacıların ordudan atılmalarına kesinlikle karşı değiliz. Bizim itirazımız daha demokratik bir yapıya kavuşarak, ilgili tasarruflara karşı mağdur olduğunu iddia edenlerin mahkemeye başvurma hakkına sahip olması içindir' dedi. Aynı bakan, 'bizim muhalefet şerhi koymamız daha çok kayıt düşme çabasıdır' görüşünü de dile getirdi.

CHP Lideri Baykal ise dün kendisini ziyaretimde AK Parti'nin sadece tabana mesaj vermek için böyle bir yola gittiğini iddia ediyor. Baykal, 'Öyle anlaşılıyor ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin normları ile AKP'nin normları arasında ciddi bir ayrışma ve farklılık var. Bu farklılık geçici, duruma özel veya tesadüfi değil, belirgin ve kalıcı bir tavırdır. Çelişki hukuki düzenden kaynaklanıyorsa iktidar bunu düzeltsin. Değilse kararları onaylasın' diyerek hükümeti uyarıyor.

akşam

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber