Sağlık Bakanlığı, müfettiş kelimesi arapça olduğu için denetçi unvanına geçmiş
Haber Gönder ile iletilen aşağıdaki metin, içeriği uygun bulunarak yayıma alınmıştır.
Sayın memurlar net merhaba..
Sağlık Bakanlığı Müfettişleri 663 sayılı KHK sonrası sağlık denetçisi olarak atanmışlardı. Bunun üzerine Müfettişler tarafından Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesine 200'e yakın dava açıldı. Müfettişler KHK sonrası kazanılmış hakların kaybı nedeniyle Anayasa Mahkemesi talepli; atama işlemi için de iptal talepli dava açtılar. Başta Müşterek kararname ile atanma hakkı ve görevden uzaklaştırma yetkisi olmak üzere kanunlarda daima ?müfettiş? kelimesine atıfta bulunulması nedeniyle bir çok haklarının gittiğini savundular. Açılan davalara Sağlık Bakanlığının verdiği 04.07.2012 tarihli ve 605/03 tarihli savunma ise gerek hukuk camiasını gerekse sağlık personelini şoka uğrattı.
Köşenizde belki fıkra olarak yayınlayacağınız açılan idari davalara esas Bakanlığın Hukuk Müşavirliğinin mahkemeye sunduğu savunmasında bürokraside bunları da mı görecektik diyeceksiniz.. İşte savunmada yer alan komik gerekçeler;
1-Müfettiş kelimesi ARAPÇA imiş, o nedenle yeni KHK ile Denetçi unvanı verilmiş(sanki Hukuk Müşavirliği kelimeleri arapça değilmiş gibi) (üstelik özel kanunlardaki yetkilerin ortadan kaldırıldığı görmezlikten gelerek)
2-Bizleri GASSAL (ölü yıkayıcı) veya bilgi işlem memuru yapmamışlar, Denetçi yapmışlar
3-Müfettişlik kariyer mesleği DEĞİLMİŞ...Hukuk Müşavirlikleri kariyer mesleği imiş..
4- Yeni KHK ile SAVCILARIN yetkisi denetçilere verilmiş (gerekçe olarak denetçilere tüm sağlıkla ilgili özel veya kamu tüzel kişilerinin özel dahi olsa bilgi ve belgeleri vermek zorunda olduklarına dair KHK hükmü gereği)..Halbuki eski 181 sayılı KHK, eski Teftiş Kurulu Tüzüğü ve Yönetmeliğinde de bu hüküm vardı..
5-Bir görevin veya unvanın şahsa bağlanması ancak SALTANAT VEYA ASALET müesseselerinde varmış bu yönüyle müfettişliğin bir kariyer mesleği olmadığı belirtilmiş (yani kaymakam-müfettiş-hakimlik kariyer mesleği değilmiş, şahsa bağlanamazmış, bir KHK ile ertesi günü bir hakim kendisini mahkemede yazı işleri müdürü olarak atanabilmesi anayasaya aykırı değilmiş)
6-Müfettişlerin mesleklerinin ellerinden alınmasına dava açarak gösterdikleri hukuksal talepler "ancak DOĞU KÜLTÜRÜNDE olan yalnız bir makamla kaim olabilme" anlayışının tezahürü imiş..
7-Müfettişlik sınavlarını kazanarak kamu hizmetine giren bu personelin mesleklerinin ellerinden alınmasının kanun önünde eşitlik ve kamu hizmetine girme hakkın engellenmesi şeklindeki bir talep, SOFİZMİN ŞAHİKASINA çıkan bir davranışmış..
8-Müfettişler SEÇKİNLER ZÜMRESİ imiş, ELİTİST bakış açısına sahip imiş, oysa devletin görevi sınıfsal farklılıkları ortadan kaldırmakmış,
9-Doğrudan Bakan'a bağlı olmak yerine alt idari makama bağlı olmak istememeleri Müfettişlerin alt idari makamlara HAKARET ettikleri anlamına geliyormuş (halbuki müsteşar ve yardımcıları dahil alt idari makamlar hakkında onlarca Müfettiş raporları yokmuş gibi)
Yukarıda kısaca sayılan gerekçelerle Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin Savunmasını yapan ilgili Hukuk Müşaviri; acaba daha önce hakkında müfettiş soruşturması geçirip de yukarıdaki savunma gerekçelerini hukuksal bir değerlendirme olarak yapmak yerine SUBJEKTİF YAKINMALARININ tezhürü olarak algılanabilir mi?...