Stresten kaçanlar yaylaya gidiyor

Sarp yalçın dağlarını ikiye ayıran vadileri, akarsu kaynakları ve kırmızı benekli alabalıkları ile doğanın tüm renklerini bünyesinde barındıran yaylalarda vatandaşlar yeşilin ve doğanın keyfini yaşıyor.

Yeşilin her tonunu içerisinde barındıran Karadeniz yaylalarında vakit geçiren vatandaşlar, alabildiğine yoğun ormanlık alanların sağladığı bol oksijen ve temiz hava ile gürültüsüz bir ortamda stresten uzak yaşamanın keyfini sürüyor.

Bulancak ilçesinde yaşayan ve hafta sonlarını Hasandede Yaylası'nda geçiren Serkan Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin bir haftalık stresini yaylada alabalık tutarak attıklarını söyledi.

Yemyeşil çayırların ve ağaçların arasında şırıl şırıl akan derede kırmızı benekli alabalık yakalarken kent hayatının verdiği stresi bir kenara bıraktıklarını anlatan Yıldırım, "Saçma ve ağ yasak olduğu için balıkları oltayla yakalıyoruz. Bu balıkları tutmak bir hayli zor oluyor. Bazen gecemizi gündüzümüzü bu balıkları yakalamaya harcıyoruz Çünkü balıklar çok lezzetli ve harika. Yakaladığımız balığı kızartıp afiyetle yiyoruz" dedi.

-Odun yapmak bile ayrı bir zevk-

Yaylada vakit geçiren Hamdi Koç da yaylanın havasının gündüzleri sıcak olmasına rağmen geceleri soğuk olduğunu, bu nedenle ısınmak için ağaçlardan odun yaptıklarını ifade etti.

Akşamları ısınmak ve yemek yapmak için odun yapmanın yayla hayatının bir parçası olduğuna dikkati çeken Koç, şunları söyledi:

"Burada her şey doğal, tüp ve kömür yok. Biz de bu nedenle odun yapıyoruz. Tüpün ve kömürün olmaması bir dezavantaj olabilir ama aslında bu bir avantaj. Çünkü doğallıklar içerisinde vakit geçiriyoruz. İnanın bu doğal hayat için odun kırmak beni hiç zorlamıyor hatta bana zevk veriyor. Bir tarafta uçsuz bucaksız yemyeşil çayırlar bir tarafta da ormanlar, kente geri gitmek istemiyoruz. Burası Karadeniz'in cenneti. Ben emekliyim ve benim gibi tüm emeklilere yaylayı tavsiye ederim."

-Yaylada vakit geçirmek isteyenlere misafirhane-

Hasandede Yaylası sakinlerinden Ali Köseoğlu ise yayla hayatını herkesin gelip görmesi ve yaşaması gerektiğini vurgulayarak, "İnsanlar beton yığınlarının içinden kurtulup yaylada, bu doğa harikasının içerisinde yaşayabilir. Ben bunun için kendi evimin haricinde bir de misafirhane yaptım. Türkiye vatandaşı olsun olmasın, kim gelirse gelsin herkese açık. Benim misafirler için yaptırdığım evde kalabilirler. Misafirhanenin anahtarını herkes kendi cebine koyabilir" diye konuştu

Köseoğlu, Ekim ayının sonuna kadar yaylada konaklayacaklarını sözlerine ekledi.