'Bayramlarda yaşlıları ziyaret etmek sevap ve manevi huzur sağlıyor'

Yaşlanmanın, insan hayatının zorunlu olarak geçirmek durumunda kaldığı ve engellenmesi mümkün olmayan sosyolojik, psikolojik ve biyolojik bir süreç olduğunu belirten Seyyar, yaşlılara sevgi ve saygı gösterilmesinin hem sosyal hem de dinî bir vecibe olduğunu dile getirdi. Yaşlıların ikinci çocukluk dönemlerini yaşadıkları için çok çabuk darılıp, üzülüp, alınganlık gösterebildiğini kaydeden Seyyar; "Dolayısıyla geleceğimiz olan çocuklarımız ne derece önemliyse, ürünü olduğumuz yaşlılarımıza da o derece ilgi göstermeliyiz. Bu ilgi, özellikle bayramlarda artarak devam etmelidir. Çünkü bu önemli günlerde yaşlılar, yalnız kalmaktan ve kendilerine hal hatır sorulmadığından dolayı fazlasıyla hüzünlenebilirler. Diğer taraftan onları sadece bayramlarda hatırlayıp diğer günlerde ihmal etmek de bir vefasızlık örneğidir. Peygamber Efendimiz (sas), yaşlılık dönemini hayatın bir parçası olarak kabul ettiğinden, yaşlılık olgusuna gerçekçi yaklaşmış, yaşlılara karşı nasıl davranılacağını, onlarla olan sosyal ilişkilerde ahlâkî ilkelerin neler olduğunu bizlere göstermiştir." diye konuştu.

Yaşlılara karşı anlayış, hoşgörü, hürmet, şefkat ve sevgiyle yaklaşmanın dinî, sosyal ve ahlakî bir erdemlilik olduğunu vurgulayan Seyyar, fertlerin yaşlısına, engellisine, yoksul ve muhtacına sahip çıkması, onları gözetip koruması ve onlara insanca muamelede bulunmasının medenî ve gelişmiş bir toplum olmanın en önemli özelliklerinden biri olduğunu ifade etti. Yaşlıların maruz kaldığı en temel sosyal problem ve tehlikenin yalnızlığa terk edilmeleri olduğuna dikkati çeken Seyyar, şunları söyledi; "Yaşlı akraba ve diğer yaşlı insanlara iyilikte bulunmak, bayramlarda onları özellikle hatırlamak ve onlara hep güler yüzle yaklaşmak, hadis-i şeriflere göre kişiye sevap ve huzur gibi hem manevî hem de psiko-sosyal avantajlar sağlamaktadır. Bayram ziyaretlerinde başta büyükanne-büyükbaba olmak üzere yaşlı olan yakınlara özel ilgi ve saygı göstermek, ellerini öpmek, geldiklerinde ayağa kalkmak, yer göstermek müstehaptır. Yaşlılara olan ilgimizi sadece bayramlarla sınırlı tutmamalıyız. Bayramlar, sosyal yönden yeniden kaynaşmamıza vesile olan önemli günlerdir. O halde Kurban Bayramı'nı yaşlılarla daimî ittifak ve birliktelik için bir fırsat olarak görmeliyiz. Peygamber Efendimiz (sas), hemen her gün muayyen vakitlerde mutlaka aile bireylerini ve akrabalarını ziyaret ederek, onlarla nitelikli sohbet ettiğine göre bizler de sosyal ilişki ağımızı sürekli olarak canlı ve taze tutmalıyız."

Kur'ân-ı Kerim'in anne-babanın yaşlılığını ve onların güzelce bakılmasının gereğini teşbihler yaparak, etkili biçimde anlattığını kaydeden Ali Seyyar, "Peygamber Efendimiz (sas) de yaşlanmanın dışında her derde bir deva verdiğini şu hadis-i şeriflerinde açıklar: 'Ey Allah'ın kulları, tedavi olun, çünkü Allah, her hastalık için mutlaka bir deva yaratmıştır. Ancak bir dert müstesna, o da ihtiyarlıktır.' Yaşlandığımızda başkalarından hürmet görmek ve huzurlu bir hayat yaşamak istiyorsak bizler de şimdiden yaşlılara hürmet etmeli ve onların psikolojilerine uygun müsamahakâr bir tavır takınmalıyız. Bir hadisi şerifte de yaşlılarla empati yapılması ve onlara hizmet edilmesi istenmektedir. Yaşından dolayı ihtiyara hürmet eden her gence Allah, yaşlılığında hürmet (hizmet) edecek kimseler müyesser kılar. Hakikaten uzun dönemli deneysel araştırmalar şunu göstermiştir ki başkalarına hürmette kusur etmeyenler, başkaları için sosyal fayda sağlayan hizmetlerde bulunanlar, yaşlandıklarında hem hürmet görmekte hem de yalnız kalmamaktadır. Peygamber Efendimiz, akraba, yaşlı ve tanıdıklarla ilişkilerin kesilmesini hoş görmemiş, bu konuda ihmalkâr ve dikkatsiz olanları da sert bir şekilde uyarmıştır."