Dicle Üniversitesi, Ali Emiri'yi edebiyat dünyasına yeniden hatırlattı

Kaşgarlı Mahmud'un Divan-ı Lügati't Türk adlı eserini keşfeden, İstanbul'daki Millet Kütüphanesi'nin kurucusu Diyarbakırlı Ali Emiri, Dicle Üniversitesi'nde düzenlenen sempozyumla anıldı. Sempozyumda Emiri'nin kitaplarla geçen hayatı ve sanat tarihine kazandırdığı nadide eserler de ele alındı.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 15 Kasım 2012 15:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dicle Üniversitesi'nde düzenlenen 8. yüzyıl Klâsik Türk Edebiyatı Sempozyumu'nda bu yıl Diyarbakırlı Alî Emîrî'nin hayatı ve eserleri ele alındı. Sempozyumda Edebiyatseverler tarafından Ali Emiri'nin Diyarbakır-İstanbul arasında ilim irfan üzerine geçen hayatı ve eserleri de masaya yatırıldı.

Erciyes Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Atabey Kılıç, Türk edebiyatı için Ali Emiri'nin çok önemli bir yerde bulunduğunu söyledi. Yazdığı eserler içinden en önemlisinin ?Millet' şiiri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kılıç, Emiri'nin yeteri kadar değer görmediğini, eserlerinin dikkatle incelenmesi gerektiğinin altını önemle çizdi. Kılıç, Emiri'nin tüm hayatını kitaplara vakfettiğini, bu kitapları da İstanbul'daki ?Millet Kütüphanesi'nde toplayarak, milletine kazandırdığını kaydetti.

"ALİ EMİRİ HAYATINI KİTAPLARA ADADI"

Emiri'nin kurduğu ?Millet Kütüphanesi' Müdürü Melek Gençboyacı ise Ali Emiri'nin hayata ve yaşama derin bir sevgisi olduğunu, doğum yeri olan Diyarbakır'dan ölüm yeri olan İstanbul'a kadarki 67 yıllık hayatının müthiş bir serüven olduğunu kaydetti.

Emiri'nin hayatını kitaplara adadığını belirten Gençboyacı, kitap toplayabilmek için memuriyetinde sürekli olarak tayin istediğini aktardı. Ali Emiri'nin ilginç bir kişilik olduğunu ifade eden Gençboyacı, ?Emiri öyle ilginç bir şahsiyet ki tek istediği kitaplar. Onlardan başka hiçbir şey istememiş. Sırf farklı kitaplar bulabilmek için tayinini istemiş. Başka diyarlara gidip başka kitaplar bulabilmek için.? şeklinde konuştu.

Gençboyacı, Emiri'nin kitaplara olan ilgisi ile tesadüfen de olsa bir sahafta Kaşgarlı Mahmut'a ait olan Divan-ı Lügati't Türk'ü keşfederek Türk edebiyatına kazandırdığını kaydetti. Gençboyacı, Ali Emiri'nin kütüphane kurmasının asıl sebebinin ise milletine duyduğu sevgi olduğunu ifade etti.

Dicle Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Sadettin Baştürk de tarihte kayıp eserler arasında dahi geçmeyen Zemahşeri'ye ait el-Kitap el-Nüzeç Fi'l-nahv' kitabının, Millet Kütüphanesi'nde keşfedildiğini söyledi.

Bu eseri Ali Emiri'nin ölümüne yakın bir zamanda ele aldığını zannettiklerini dile getiren Baştürk, ?Zemahşeri'nin eserini tercüme etmiş. Bundan bizim hiç haberimiz yoktu. Tesadüfen bulunmuş bu eser. 5 sayfası da eksikmiş. Sanırım bunu ölümüne yakın bir zamanda ele almış ki son 5 sayfasını yazabilmek nasip olmamış. Onun sayesinde bu eser kazanılmış oldu.? ifadelerine yer verdi.

Ali Emiri'nin tam bir kitap aşığı olduğunu belirten Baştürk, bunun için Diyarbakırlı şair ve şeyhleri tek tek tespit etmek için mezarlıklarda dolaştığı, bilgi toplayabilmek için de 90'lı yaşlardaki insanlarla sürekli görüştüğünü anlattı. Baştürk, ?Unutulmaya yüz tutmuş şair ve şeyhleri kazandırabilmek için sürekli mezarlıklarda dolaşmış. Tek isteği bu insanların unutulmaması. Bunun için Diyarbakırlı şairlerin divanlarını toplayarak elle yazmış ve sanat hayatına kazandırmış.? dedi.

Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. İsmail Yakıt, Ali Emiri'nin bazı eserlerine ebcet hesabı ile tarih düşürdüğünü, bu şekilde müthiş eserler kaleme aldığını ifade etti.

Bilecik'te inşa edilen bir kışlaya ebcet hesabı ile tarih düşürdüğünü kaydeden Yakıt, ?Ali Emiri, ebcet hesabı ile beyit ve mısralara tarih düşüyordu. 2. Abdülhamit Han'ın hicri yeni yılını kutlamak için kasideye ebcet hesabı hicri 1304'ü düşürmüş. Bir mısra Hicri, bir mısra Rumi olarak düşürdüğü eseri edebiyat tarihi açısından çok önemli. Çünkü Ali Emiri gibi bu sanatı yapabilen yok. Adana'da Abidin Paşa'nın yaptırdığı köprüye dahi ebcet hesabı düşürmüş. Bu şekilde vefat, doğum, tayin, yeni yıl gibi çeşitli 42 olaya tarih düşürmüş. 1 beyiti Hicri, bir beyiti Rumi takvime göre tanzim ettiği tarih manzumesi bu sanatın şaheserlerindedir.? şeklinde konuştu.

ALİ EMİRİ KİMDİR?

Osmanlı Devleti'nin son dönemi ile Türkiye Cumhuriyeti'in kuruluş yıllarını idrâk eden Alî Emîrî Efendi (1857-1924), daha ziyade Dîvânü Lugâti't-Türk gibi bir şaheseri ilim ve irfân dünyasına kazandırması ile şöhret bulmuş, ancak şâir, tezkireci, ilim adamı, yazma eser koleksiyoncusu ve Millet Kütüphanesi'nin kurucu müdürü gibi vasıflarıyla son yüzyıla damgasını vurmuş önemli bir şahsiyettir. Bütün hayatını kitaplara, okumaya ve araştırmaya adamış Alî Emîrî, İstanbul'daki Millet Kütüphanesi'nin de kurucusudur

ALİ EMİRİ DİVAN-I LÜGATİ'T TÜRK'Ü NASIL KEŞFETTİ?

Kaşgarlı Mahmud'un Divan-ı Lugat-it Türk isimli eseri, 1910'a kadar adı bilinen, fakat kendisi meçhul bir eserdi. Ali Emiri Efendi, bu eseri, sahaflarda Divan-ı Lugat-it Türk olduğu bilinmeden satılırken, fark etmiş ve sahaf Burhan'dan 33 liraya satın alarak Türk kültür hayatına kazandırmıştır. Ali Emiri Efendi kitabı satın aldığında duyduğu sevincini şu şekilde dile getirir: "Bu kitabı aldım; eve geldim. Yemeği içmeyi unuttum... Bu kitabı, sahaf Burhan 33 liraya sattı. Fakat ben bunu birkaç misli ağırlığındaki elmaslara, zümrütlere değişmem."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber