Eğitimde garip kararlar

Haber Giriş : 14 Ekim 2005 07:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milliyet/Abbas Güçlü

Eğitime çomak sokan sokana. Söz konusu çomaklar, yanlışları düzeltme, sistemi iyileştirme ve kamuoyunu rahatlatma amacıyla yapılıyor olsa, en azından hoşunuza gitmese de, içinize sinmese de sessiz kalmayı yeğlersiniz. Ama garip gelişmeler oluyor.

İşte en son örnekleri.
1- Devlet, üniversite öğrencilerini takip edecek. Uygunsuz haldeki öğrenciler rektörlüklere bildirilecek.
2- İmam hatip liselerine düz lise yolu açıldı. İmam hatip ya da meslek liselerinin 10. sınıfını bitiren öğrenciler, isterlerse düz liselere geçiş yapabilecekler.
3- ÖSYM'nin YÖK'le mali bağı koptu.

İsterseniz irdelemeye sondan başlayalım: Maliye Bakanlığı, elindeki yetkiyi kullanarak, aklınca ÖSYM'yi YÖK'ün etkisinden kurtararak kendi kontrolü altına almak istiyor. Böylece üniversite giriş sistemiyle ve katsayılarla rahatlıkla oynayabilecek. Tam anlamıyla ucuz politika. Madem öyle, üniversiteleri de kurtar. Onlara da torba bütçe ver. Ama hayır. Varsa yoksa ÖSYM. Çünkü imam hatiplerin önünü, açarsa sadece orası açar sanıyorlar. Oysa Anayasa çok net. "Yükseköğretime geçişi ÖSYM değil, YÖK belirler" diyor. Yani ÖSYM bu konuda YÖK'ün aldığı kararları uygulayan bir taşeron. Ama hükümet bunun bile farkında değil.

Yapılan düzenleme iyi olsa ÖSYM karşı çıkar mı? Kesinlikle hayır. Ama ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, düzenlemenin kesinlikle yanlış olduğu inancında. "Bizi YÖK'ten koparmak, üniversitelerden koparmak anlamına gelir ki, bu da sudan çıkmış balık misali bizi çok zor durumda bırakır" diyor.

Maliye, ÖSYM için ille de bir şeyler yapacaksa, geceli gündüzlü çalışan ÖSYM çalışanlarının üç kuruşluk maaşlarına biraz zam yapsın. Yoksa, Türkiye'nin en iyi çalışan, güvenilirlik ve saygınlık açısından en önde gelen bu kurumuna çok zarar verirler ki, bu da telafisi güç, derin yaralar açar. Hükümet, ÖSYM'den elini çekmelidir.
Defalarca yazdık. Katsayıların değişmesini, hükümet kadar biz de istiyoruz. Ama bunun yolu, hukuka aykırı kararlardan değil, Anayasa'yı değiştirmekten geçiyor. Hükümet, bu konuda acemice çabalar yüzünden 3 yıl kaybetti. Yeter artık!..

İkinci konu imam hatiplerden ve diğer meslek liselerinden, düz liselere geçişin kolaylaştırılması. Bu da kargaşanın ötesinde hiçbir şey getirmez. En bariz örneği, bir kız öğrenciyi ele alın. İmam hatipte 2 yıl başını örten öğrenciye, düz liseye geldiğinde, hadi başını aç denildiğinde ne olacak? Alın size yeni bir bunalım konusu daha.
2 yıl boyunca ona kapanmanın doğru olduğunu söyleyip ona göre davranmasını isteyeceksin, üçüncü yılda ise o orda kaldı, hadi şimdi yeni düzene uy diyeceksin. Bu durum, o yaştaki öğrencinin kafasını karıştırmaktan öte bir işe yaramaz.
Kaldı ki bu karar, meslek liselerindeki erozyonu daha da hızlandırmakla kalmaz, ortaöğretimi de çok büyük bir kaosun içine sokar.
Böylesi önemli kararlar günübirlik alınmaz. Artıları, eksileri uzun uzadıya tartışıldıktan ve pilot uygulama sonuçları alındıktan sonra gerçekleşir. Ama sanki yangından mal kaçırılıyor.

Diğer önemli karar ise üniversite öğrencilerini ilgilendiriyor. Uygunsuz hali görünen öğrenciler, rektörlere bildirilecekmiş. Dışarıdan bakıldığında masum bir karar. Anne babaların hoşuna gidecek yönleri var. Ama uygunsuz halin kapsamı ne? Bazı illerde kız, erkek öğrenci bırakın el ele tutuşmayı, yan yana yürüyemiyor. Uygunsuz bir durum yarattıkları gerekçesiyle...

Bir başka bir ilde ise öğrencilerin saç uzatmasına, küpe takmalarına hiç de hoş bakılmıyor. Yani özgürlükleri kısıtlamanın ve yeni rahatsızlıklar yaratmanın ötesinde bu karar da fazla bir işe yaramaz.
Fikir doğru ama uygulaması yanlış. Gençlerimize elbette sahip çıkalım. Ama nasıl? Bu konuda incitici olmayalım.
Özetin özeti: Eğitim sistemimiz yaz boz tahtası, gençlerimiz de kobay oldu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber