Ahfeş'in rektörleri
Pek içten coşkularla yaşamayı beceremediğimiz için, günümüzün bayramlarında
eski kültürümüzden biraz dalgacı sayfa hatırlayarak masum bir şekilde eğlenebilir
miyiz acaba? Mesela 'Ahfeş'in Keçisi' ile küçük bir bayram şekeri emebilir miyiz?
(Ahfeş lakabı taşıyan eski büyük bilginlere saygı ve selamımız baki kalmak kaydıyla...)
Hikaye bu ya; devrinin en büyük allamelerinden Ahfeş okutup öğrenim vereceği
talebe bulamayınca hayvanların en inatçısı olan keçiyi eğitmek kararı almış...
Artık Ahfeş mi bizimle dalga geçiyor, çağdaşları mı onunla alay ediyor, yoksa
hikayenin kendisi mi herkesi makaraya sarıyor Allah bilir.
Bir kere daha değindiğim bu hikayenin cidden ilginç bir bilimsel boyutu da var:
Ünlü Rus bilgin Pavlov'un köpeklerle yaptığı 'şartlı refleks' deneyinin babası
bir bakıma aslında Arap bilgin Ahfeş -veya hakkındaki uydurma öykü- sayılır.
Üstat keçinin önüne büyük bir kitap açarak bazı sayfalarına yek koyar. Keçi
de diliyle sayfaları çevirerek otları yiyiverir. Ahfeş de hayvancağıza 'anladın
mı' diye sorup boynuna bağladığı ipi kendi eliyle çeker ve bunu onay sayarmış:
- Keçi kafasını salladığına göre verdiğim dersi anlamıştır!
Tabii ki Pavlov deneyinin bu hikayeden alındığını ima ediyor değilim. Ancak
Ahfeş ile Pavlov arasında bir ilinti kurmak büsbütün imkansız da değil. Zira
ünlü İvan Petroviç Pavlov'un torunu Konstantin-Leon İdas Pavlov, Ahfeş'in de
mensup bulunduğu dini benimseyerek Barbaros Pavlov adını almış ve Müslüman olmuş
bulunuyor.
Şimdi yepyeni bir hikayeye geçelim:
Ülkenin birinde üniversiteleri merkezi bir çatı altından yönetmek için oluşturulan
özerk bir kurum varmış. Adı 'Yemli Öğrenim Kalesi' olan bu kurum ne hikmetse
genellikle Ahfeş'in eğitiminden geçmiş keçileri rektör olarak tayin edebilmek
için elinden gelen gayreti gösterir, ülkenin hükümdarları da gerekeni yaparlarmış.
Ülkenin bütün disiplinsiz aydınları ise Ahfeş eğitiminden geçmiş rektör keçiler
konusunda önyargılı davranırmış. O kadar ki, birbirleriyle çatışan sağcı ve
solcu aydınlar bile 'Yemli Öğrenim Kalesi' söz konusu olduğunda aynı tepkiyi
gösterirlermiş:
- Bilim dünyasında Ahfeş türü eğitim geçerli olamaz. Bir keçi ne kadar dikkat
ve özenle eğitilirse eğitilsin üniversite rektörü olmayı hak edemez.
Ne var ki disiplinsiz aydınlara karşı kurumun mecazi ve hakiki anlamıyla 'keçi
inadı' kırılamaz, düzen bir türlü değiştirilemezmiş. Bir zaman sonra rektör
keçilerin büyük ölçüde yolsuzlukları Meclis tarafından araştırılıp ortaya konduğu
halde Yemli Öğrenim Kurumu savcılığın dava açmasına izin vermezmiş.
Hikaye bu tabii! Bizim YÖK'le karıştırmamak lazım. Gerçi onların hakkında da
pek çok yolsuzluk iddiası Meclis komisyonunca tespit edilmiş bulunuyor. Eski
milletvekillerinden Bozkurt Yaşar Öztürk ilgili Meclis komisyonu üyesi olarak
Aktüel dergisinin son sayısında bu yolsuzluklardan bir demetçik sunmuş. Öztürk,
arkadaşım olmakla beraber ben ondan ilham almış değilim. Hikayem özgündür!
Zira devamında dünyanın hiçbir üniversitesinde yaşanması mümkün bulunmayan bir
olay göreceğiz.
Sözünü ettiğim ülkede keçi rektörlerden biri ne yapmış?
Üniversitenin veteriner fakültesi için beslenen ve bilimsel çalışmalar için
kullanılan denek hayvanlarından çok özel bir ineği ziyafet için kesmiş ve misafirlerine
ikram etmiş! Bunun üzerine olayı duyanlar işi kurcalamış ve üniversitede 'keçinin
inek düşmanlığı' yaşandığını iddia etmişler. Yemli Öğretim Kalesi ister istemez
soruşturma açmış ve denek ineğinin gerçekten de ziyafet için kesildiğini tespit
ettirmiş. Söz konusu üniversitenin Ahfeş diplomalı rektör ve dekanına neden
böyle yaptıkları sorulunca şu bilimsel cevap alınmış:
- Bize ayırdığınız tahsisat yetmediği için, inekler hakkında bilimsel çalışma
yapmak amacıyla üniversitemize gelen konuklarımıza ikram edecek başka inek bulamadık.
Eğer bu özgün hikaye esastan gerçek değilse ben dahi Ahfeş'in keçisi olayım!
Allah içten coşkuyla ve utandırmayacak öykülerle yaşanan bayramlar nasip eylesin.
ömer lütfi mete/sabah