Adalet Bakanlığı'ndan mehkeme yönetim sistemini güçlendirme raporu

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 02 Ocak 2013 16:31, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MAHKEME YÖNETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ 2012 DURUM ANALİZ RAPORU

I- GENEL BİLGİ

Yargı mensuplarının her geçen gün artan ağır iş yükü altında ezilmesi ve mevcut sistemin çağın değişen şartlarına ayak uyduramaz hale gelmesi, Türk yargısında bir dönüşümü zorunlu kılmıştır. Bu dönüşümü bir nebze olsun gerçekleştirmeyi amaçlayan Mahkeme Yönetim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi, Avrupa Birliği ülkelerindeki en iyi uygulamalar göz önünde bulundurularak, yargının mevcut iş yükünü azaltacak, yargılama sürelerini kısaltacak, kişilerin yargıya yaptıkları başvurulardan daha etkin sonuçlar almalarını sağlayacak bir mahkeme yönetimi sisteminin kurulması ve bu sisteminin işletilmesini sağlayacak teknik alt yapının oluşturulması şeklinde özetlenebilir.

Mahkeme Yönetimine Destek Projesi ilk etapta Konya Mardin, Rize, Manavgat ve Aydın adliyelerinden oluşan 5 pilot adliyede aktif olarak başlatılmıştır. 1 Aralık 2007'de başlanan proje 2010 tarihinde sona ermiştir.

Nisan 2011 tarihinde MYD devam sözleşmenin imzalanmasıyla Projenin 2. safhasına geçilerek 21 pilot adliye daha belirlenmiş ve projenin bu adliyelere de yaygınlaştırılması için faaliyetlere başlanmıştır. 21 pilot şu adliyelerden oluşmaktadır: Ordu, Amasya, Çorum, Kastamonu, Kırşehir, Eskişehir, İsparta, Erzurum, Elazığ, Siirt, K. Maraş, Kırklareli, Yalova, İskenderun Alanya, Bafra, Salihli, Bergama, Bandırma ve Düzce Adliyesi.

Proje, danışma masaları, ön bürolar, broşürler, kısıtlı alanlar, adli yardımcılar, adliye müdürleri ve basın sözcüleri gibi temel başlıklardan oluşmaktadır. Ancak bu alanlar sayılanlarla sınırlı olmayıp geliştirilmeye müsait her fikir proje içinde değerlendirilebilecektir.

II- PROJEDE MEVCUT DURUM

A. 5 PİLOT ADLİYEDEKİ DURUM

5 pilot adliyede projenin başarıyla uygulandığı söylenebilir. Projenin öne çıkan unsurlarını dikkate alan bir değerlendirme ile mevcut durumu şu şekilde özetleyebiliriz:

1. Danışma Masası

Projenin en başarılı şekilde uygulanan kısımlarından biri olduğu söylenebilir. Tüm pilotlarda danışma masaları ve ön bürolar oluşturulmuş olup aktif olarak kullanılmaktadır.

Danışma masaları, adliyeye gelen vatandaşın binaya girer girmez karşılaşacağı bir noktaya kurulmaya çalışılmıştır. İş sahipleri elinde bir tebligat parçası veya herhangi bir evrak olmasa dahi derdini danışma masasındaki görevliye anlatmakta ve gereken yardımı alabilmektedir. Böylece gideceği yeri kolaylıkla bulmakta adliye içerisinde boş yere gezmemiş olmaktadır.

Danışma masalarına kâtipler arasında, halkla uygun şekilde iletişim kurabilen güler yüzlü personel seçilmiş ve ayrıca bu personele eğitim de verilmiştir.

Manavgat Adliyesinde danışma masasından itibaren renkli çizgiler oluşturulmuş ve iş sahiplerinin bu çizgileri takip ederek gideceği yeri kolaylıkla bulması sağlanmıştır. Mardin adliyesinde bulunan danışma masası görevlisinin o bölgede resmi dil dışında konuşulan dilleri de konuşabildiği ve vatandaşla çok güzel şekilde iletişim kurup yönlendirmede bulunduğu ve yine diğer 4 pilot adliyenin tümünde danışma masası personelinin işlerini gayet başarılı şekilde yaptıkları, yapılan çalışma ziyaretlerinde bizzat yerinde görülmüştür.

2. Ön Bürolar

Ön bürolar, vatandaşların ilgili mahkemenin veya savcılığın kalemine gitmelerine gerek bırakmadan tüm kalem işlerinin binanın giriş katında kurulan bu bürolarda yerine getirilmesi amaçlanmaktadır. Bürolar genelde, ceza mahkemeleri, hukuk mahkemeleri, savcılık ve idare mahkemeleri ön büroları olarak ayrılmış bölümlerde faaliyet göstermektedir.

Bu bürolarda, dava açılmakta, dilekçe veya her türlü belge kabul edilmekte, duruşma zaptı sureti, evrak-dosya fotokopisi verilmekte ve bu mahiyette birçok işlem gerçekleştirilebilmekte ayrıca gelen tüm evrakların taraması yapılarak UYAP sistemine kaydedilmektedir. Havale işlemleri ön büro müdürü tarafından yerine getirilmektedir. Ön borda müdür olmayan adliyelerde havale edilecek evraklar belli saatlerde yazı işleri müdürüne veya hâkime götürülerek havale ettirilmektedir.

Ön bürolar sayesinde iş sahipleri mahkeme kalemi arama derdinden kurtulmakta ve işlerinin %80'ini ön bürolarda gerçekleştirmektedirler. Bu sayede hâkimler sadece bir havale işlemi için rahatsız edilmemiş olmakta, kalem personeli de diğer kalem işlerini sakin ve huzurlu bir ortamda rahat bir şekilde yerine getirebilmektedir.

Yapılan çalışma ziyaretlerinde vatandaşın, personelin ve avukatların ön büro sisteminden oldukça memnun oldukları görülmüştür. Konya Adliyesi'nde yapılan bir toplantıda katılan avukatlardan birisi ön bürolar sayesinde normalde 2 gün sürecek işi 2 saat içerisinde tamamladıklarını ifade etmiştir. Yine başka bir toplantıda baro temsilcisi ön büroların ivedi şekilde tüm Türkiye'de faaliyete geçirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Görüşülen hâkimlerden birisi bundan sonraki tayin tercihini yaparken pilot adliyelere öncelik vereceğini söylemiştir.

3. Broşürler

Broşürler, vatandaşın hukuki konularda bilgilendirilmesi amaçlanarak sade bir dille fazla teferruata girilmeden hazırlanmış birkaç sayfadan oluşan dokümanlardır. "Dava Açmak", "Adliyeden Bir Kâğıt Geldi", "Tanık mısınız" gibi konulardan oluşan toplam 12 broşür bulunmaktadır.

Broşürler Danışma Masalarının hemen yanında bulunmakta ve vatandaşın istifadesine sunulmaktadır. 5 pilot adliyeye dağıtılan broşürler yoğun ilgi görerek kısa zamanda tükenmiştir. Bunun üzerine bazı pilot adliyeler kendi imkânları ile broşürleri tekrar bastırmıştır.

Broşürler yeni kanun değişikliklerini de kapsayacak şekilde tekrar gözden geçirilmiş ve basıma hazır hale getirilmiştir. İlk başlarda broşürlere sıcak bakmayan baro temsilcileri daha sonra fikir değiştirmişler; broşürler sayesinde hukuki konularda bilinçlenen ve avukat ile temsil edilmenin önemini anlayan vatandaşın avukat yardımına daha fazla ihtiyaç duymaya başladığını ve işlerinin arttığını ifade etmişlerdir.

4. Kısıtlı Alanlar

Tam kısıtlı ve yarı kısıtlı alanlar olarak ikiye ayrılmakta, binanın bu bölgelerine kartlı geçiş sistemi ile girmek mümkün olmaktadır. Kalemler yarı kısıtlı alanda iken, hâkim-savcı odaları tam kısıtlı alanda bulunmaktadır. Kısıtlı alana girmesi gereken iş sahibi danışma masasından kart alarak buraya geçiş yapabilmektedir.

Kısıtlı alanlar, ön bürolar ne kadar işlev olursa kısıtlı alanlar da o oranda istenen gerçekleştirilebilmektedir. Yaklaşık yüzdelerle ifade edersek iş sahiplerinin % 80'ini işlerini ön bürolarda, % 15'i de kalemlerde sonuçlandırdığında,% 1-5'lik kesim Hâkim-Savcı yanına gitmeye ihtiyaç duyacaktır. Aksi takdirde kısıtlı alanlar fiili olarak işe yaramaz hale gelecektir.

5 pilot adliyenin tümünde kısıtlı alan uygulaması devam etmektedir. Ancak bazı adliyelerin fiziksel koşulları nedeniyle tam anlamıyla kısıtlı alan uygulaması yapılamamaktadır. Örneğin Konya Adliyesinde duruşma salonu, kalem ve hâkim odası bir arada olduğundan tam manasıyla kısıtlı alan sadece savcılık ve idare mahkemesinde uygulanabilmektedir. Yapılan görüşmelerde hâkimler, kısıtlı alan uygulaması nedeniyle huzurlu bir çalışma ortamına kavuştuklarını belirtmişlerdir. Ziyaretler sırasında kısıtlı alanların oldukça sakin olduğu, bu alanda ilgisiz kimsenin bulunmadığı görülmüştür. Konya Adliyesinde sınırla alan uygulamasının bulunmadığı mahkeme kısımlarının bile oldukça sakin ve sessiz olduğu müşahade edilmiştir.

Projenin ilk başında kısıtlı alanlar özellikle Mardin ve Konya Adliyelerinde avukatlara da uygulanmıştır. Bu durum avukatlar tarafından tepkiyle karşılanmış ve bu iki ildeki Baro Başkanlığı tarafından projenin uygulamasının iptali için Danıştay'da dava açılmıştır. Daha sonra, Adliyelerin avukatların da işlerini yürüttükleri ve sürekli olarak giriş çıkış yapmak durumunda oldukları düşüncesiyle ve diğer taraftan mevcut sistemin avukatları sınırlı alanlara girmeye mecbur bırakması ve son olarak ülkemizde bu durumu kabul edebilecek bir yaklaşımın henüz yerleşmemiş olması nedenleriyle avukatlara kısıtlı alan uygulamasından vazgeçilmiştir. Şu an için Baroların projeye olumsuz yaklaşımı tersine dönmüştür.

5. Basın Sözcüleri

Basın sözcüleri 5 pilot adliyede ve akabinde 20 yeni pilot adliyede HSYK tarafından görevlendirilmiştir. Kendilerine gerek proje kapsamında ve gerekse HSYK tarafından gerekli eğitimler verilmiştir. Basın sözcüleri ile görüşüldüğünde birkaç yazılı açıklama dışında bir faaliyette bulunmadıklarını beyan etmişlerdir.

Basın sözcülüğü ile ilgili olarak yakın zamanda iki çalıştay yapılmış, bu çalışmalar sonucunda basın açıklamalarının yazılı olarak yapılması, ağır ceza basın sözcülerinin mülhakat adliyeleri için de açıklama yapması, büyük adliyelerde bürolar kurularak basının takibi ve açıklamaların profesyonel sözcüler vasıtasıyla yapılması gerektiği, gibi konularda fikir birliğine varılmıştır.

6. Adli Yardımcılar

İşi yoğun hâkim ve savcıların bir kısım işlerinin hakim-savcı yardımcıları eliyle yürütülmesi, bu şekilde hakim-savcının sadece yargısal faaliyete odaklanabilmesi amacıyla bir çok Avrupa ülkesinde bulunan adli yardımcı uygulamasının pratikte etkilerinin görülmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda hâkim adayları 5 pilot adliyede adli yardımcı olarak görevlendirilmiştir.

Yapılan görüşmelerde, adli yardımcı ile birlikte çalışan hâkim ve savcılar, adli yardımcıların 1,5-2 ay sonra kendilerine yardımcı olabilecek hale geldiklerini, öncesinde kendilerinin bu süre zarfında adli yardımcıları eğittiklerini daha sonra adli yardımcıların kendilerine basit iddianame ve takipsizlik kararları, dosya inceleyip özetleme, karar taslaklarını ve basit kararları yazma, tensip hazırlama gibi konularda yardımcı olmaya başladıklarını ancak staj sürelerinin dolması nedeniyle kendilerinden 1-2 ay istifade edebildiklerini, tam anlamıyla stajyerlerden adli yardımcı olarak faydalanamadıklarını diğer taraftan onların yetişmiş bir şekilde görev başlamalarına yardımcı olduklarını yine adli yardımcıların imza yetkilerinin bulunmaması nedeniyle her evrakı görmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir.

7. Adliye Müdürleri

Özellikle Başsavcıların idari işlerinden arındırılarak yargısal faaliyetlerine yoğunlaşmasını ve adliyelerin daha profesyonelce yönetilmesini sağlamak amacıyla Adliye yönetim sisteminin değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla pilot adliyelerdeki görevli idari işler müdürlerinin görev tanımları yeniden tanımlanmış ve adliye müdürü olarak hareket etmeye başlamışlardır.

Mevcut mevzuat hükümlerine göre harcama yetkilisinin Başsavcılar olması nedeniyle tüm sorumluluğun tamamıyla Başsavcılarda olması pilot adliyelerde adliye müdürlerinden istenen verimin alınmasının önünde engel olduğu, adliye müdürünün hareket alanının başsavcının gösterdiği inisiyatif ile sınırlı olduğu görülmüştür.

B. YENİ 20 PİLOT ADLİYEDEKİ MEVCUT DURUM

Belirlenen 20 Pilot adliyenin hepsi yabancı uzmanlarla birlikte ziyaret edilerek proje konusunda farkındalık oluşturulmuş, akabinde proje ile ilgili olarak çalışma toplantıları yapılmıştır. 20 pilot adliye 7'şer adliyeden oluşan üç gruba ayrılarak 8-9, 20-21 ve 23-23 Mart tarihlerinde çalışma toplantılarına davet edilmiştir. Her adliye projeyi ne şekilde uygulayacağını gösteren kroki ve fotoğrafları ve yaklaşık maliyetleri bu toplantılarda sunmuşlardır. Toplam maliyetin yaklaşık 5 milyon TL olduğu görülmektedir. Bu miktarın 720 bin Avrosu Proje bütçesinden karşılanacaktır.

Amasya, Elazığ, Bafra, Kastamonu ve İskenderun gibi bazı pilot adliyelerde fiziki şartların uygun olmasına bağlı olarak ön büro ve danışma masaları kurularak işler hale getirilmiştir. Diğer adliyelerde ise Projeden çıkacak ödenek beklenmektedir.

Kısıtlı alanların için tüm pilot adliyelerde ortak sistem kullanılması düşünüldüğünden bu konuda İdari Mali İşler Dairesi Başkanlığı ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığının da dâhil olduğu çalışmalar devam etmektedir.

Diğer taraftan Pilot adliyelerde görev alacak personelin eğitimlerine devam edilmektedir. Bu konuda son faaliyet olarak 20 pilot adliye muhtemel ön büro ve danışma masası personeli gruplara ayrılarak eski 5 pilot adliyeye götürülerek sistemin işleyişi hakkında bilgi edinmeleri sağlanmıştır.

Bakanlık tarafından yürütülen mevzuat çalışmalarına katkıda bulunması da amaçlanan Pilot adliyelerin Başsavcıları, Komisyon Başkanları ve İdare Mahkemesi Başkanlarının katılımıyla grup çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda Adliye Müdürleri, Adli Yardımcılar ve Basın Sözcülüğü konularında tartışmalar yapılmış ve raporlar düzenlenmiştir.

III- MEVZUAT ÇALIŞMALARI

A. PROJE KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN YASAL DÜZENLEMELER

Projede hedeflenen amaçların gerçekleştirilebilmesi için çeşitli yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktaydı. Bu düzenlemelerin bir kısmı gerçekleştirmiş; bir kısmı ise taslak aşamasındadır. Değişiklikler, projenin konularına göre şu şekilde özetlenebilir:

1. Basın sözcülüğü: Basın sözcülüğü konusunda ceza işlerinin 26 no'lu genelgesi yerine HSYK tarafından çıkarılan 18/10/2011 tarih ve 33 no'lu genelgesi ikame edilmiştir. Bu genelge ile basın sözcülerine gerek duyulduğunda basın açıklaması yapma imkânı tanınmıştır.

2. Ön bürolar: Ön büroların kurulması için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmamaktadır. Zira bu büroların işleyişi kalem gibidir. Ancak ön bürolarla ilgili düzenlemeye "havale yetkisi" konusunda ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda:

1) 6100 sayılı HMK'nın 159 maddesi ile havale yetkisi yazı işleri müdürüne de verilmiştir. Diğer taraftan aynı kanunun 118. maddesi de davanın açılma zamanı başlıklı kısımda havale yerine dilekçenin kaydedildiği tarih esas alınarak fiziki havalenin davanın açılmasında bir etkisi de kalmamıştır.

2) HSYK'nın 18/10/2011 tarih ve 24 no'lu genelgesi ile UYAP kaydının havale tarihi olarak kabul edilmesi, fiziki havale gereken istisnai durumlarda yazı işleri müdürü veya havale yetkisi verilen diğer memurların havale yapmasına imkan tanınmıştır.

3) Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan HMK Yönetmeliğinde havale yetkisinin hâkimin onayı ile yazı işleri müdürü tarafından bir veya birden fazla kâtibe verilmesine imkân tanınmıştır. Ayrıca yönetmelikte "ön büro"nun tanımı yapılmıştır.

4) Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce de değişiklik hazırlığı yapılan Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelikte, havale işleminin ön büroda gerçekleştirilmesi öngörülmektedir.

5) 2577 sayılı İYUK'un 14/2 maddesi değiştirilerek ile Pilot adliye kapsamındaki İdare mahkemelerinde havale işlerinin nöbetçi hâkim yerine ön büro görevlilerince yerine getirilmesi mümkün hale getirilmiştir.

3. Adli Yardımcılar: Adli yardımcı olarak istifade edilen hâkim adaylarından

mahkeme staj sürelerinin çok kısa olması ve değerlendirme yapılabilecek bir

neticenin alınamaması üzerine ilgili yönetmelikte değişiklik yapılarak mahkeme ve savcılıktaki staj süreleri 10 aya çıkarılmıştır.

B. DİĞER MEVZUAT ÇALIŞMALARI

Adliye müdürleri ve adli yardımcılar dışındaki konularda istenen mevzuat değişikliklerinin büyük oranda gerçekleştirildiği söylenebilir. Bu bölümde Türk yargısının teşkilatlanmasında oldukça önemli değişikliğe yol açacak "adli müdürler" ve "adli yardımcılar" konusunda istenen neticenin alınabilmesi için mevzuatta radikal değişikliklere ihtiyaç duyulmakta olup, Projenin bu kısımları ve yapılan çalışmalar ele alınacaktır.

1. Adliye Müdürleri: Avrupa sisteminde adliye yönetimi ülkemizdeki mevcut durumdan oldukça farklıdır. Öncelikle en önemli fark olarak mahkemelerin ve savcılığın fiilen birbirinden ayrı teşkilatlanmasını gösterebiliriz. Diğer nokta ise adliyenin bir yönetim kurulu olarak da ifade edebileceğimiz bir kurul tarafından profesyonelce yönetilmesidir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki Avrupa ülkelerindeki bu sistem adliye sayısını mümkün olduğunca azaltmaya ve her adliyeye özerklik tanımaya yöneliktir. Diğer bir değişle adliyeler şirketler gibi yönetilmekte bu durum da insan kalitesini ve verimliliği arttırmakta ayrıca kaynakların ekonomik ve etkin kullanılmasını sağlamaktadır.

Ülkemizde mevcut adliye yönetim sistemi, başsavcının tüm mali ve idari işlerden sorumlu olup tüm bu işleri idari işler müdürü vasıtasıyla takip etmesine, personel işlerinin de yargı komisyonları tarafından yerine getirilmesine dayanmaktadır. Özellikle belli büyüklükteki adliyelerde başsavcıların idari işlerden yargısal işlere vakit ayırması mümkün olmamaktadır. 2010-2014 Stratejik Planda da yargı mensupları üzerindeki idari görevlerin 2014 yılı sonuna kadar azaltılması amaçlanmıştır.

Mahkeme ve savcılıkların ayrılması adliye binalarının durumu ve teşkilat yapısı gibi nedenlerle kısa vadede mümkün görülmese de bütçelerin ayrılması çok zor değildir. Bu durum yargı bağımsızlığı açısından da önem taşımaktadır. Mevzuatın izin vermemesi nedeniyle projede öngörülen yeni adliye yönetim sisteminin pratik faydalarını tam olarak görmek mümkün olmamıştır. Mahkeme-savcılık bütçelerinin ayrılarak proje uygulamasındaki girdi ve çıktılarını görmek mümkün değildir. Ancak yakın gelecekte ve özellikle de AB uyum sürecinde adliye yönetim sisteminin değişime uğraması kaçınılmazdır.

Proje Mevzuat Çalışma Grubu toplantılarında Adliye Müdürlüğünün çerçevesi çizilmeye çalışılmış ve görüşler aşağıda belirtilen hususlarda yoğunlaşmıştır:

1) Adliye Müdürleri hukuk, işletme, iktisat, endüstri mühendisliği veya bu nitelikte bir üniversiteden mezun olmalıdır.

2) Ücreti görev yaptığı adliyenin büyüklüğüne göre değişken olmalıdır.

3) Adliye müdürü olacak kişi büyük bir adliyeyi yönetecekse İşletme ve mali onulara ilişkin belli bir tecrübesi olmalıdır.

4) Tartışma ve fikir ayrılıkları Adliye müdürünün adliye içindeki pozisyonu onusunda toplanmaktadır. Tartışmalardan başsavcıların ve komisyon aşkanlarının kendileri ile eşit düzeyde güce sahip üçüncü bir kişiyi abullenmeye henüz hazır olmadıkları görülmektedir. Bu nedenle yapılacak üzenlemede bu hususa dikkat edilerek bir düzenleme yapılmalı ama aynı amanda da Adliye müdürünün yetkisiz ve pasif duruma sokulmaması erekir. Bu konudaki görüşleri şu şekilde özetleyebiliriz:

a) Adliye müdürüne kısmen harcama yetkisi verilerek, başsavcıya bağlı olarak ırakılmalıdır.

b) Adliye müdürüne kısmen harcama yetkisi verilmeli ve komisyon aşkanlığına bağlanmalı, gerektiğinde kararları ve icraatlarına karşı komisyon aşkanlığına itiraz imkânı verilmelidir.

c) Adliye müdürü başsavcı ve komisyona karşı sorumlu olmamalı, yetkilerini bunlardan bağımsız olarak kullanabilmeli ve sorumluluğu bakanlığa karşı olmalıdır. Bu durum istenen amaca daha yakın olacak aksi takdirde adliye müdürü komisyon ve başsavcı arasında kalacaktır.

d) Yukarıdaki görüşler savcılık ve mahkemelerin ayrılmadığı bir senaryoya göre öngörülmüştür. Aslında bu iki konu birbirleriyle bağlantılı olduğundan mahkemelerin ayrılmasını da bu kapsamda ele alınmalıdır. Buna göre: Mevcut adliye binalarının yapısı nedeniyle fiilen ayrılma sağlanamasa da bütçeler ayrılmalı aynı binayı kullanan farklı birimler olarak faaliyetlerini sürdürmelidirler. Savcılık ve mahkemeler için ayrı yönetim organı oluşturulmalı binanın ortak yerleri hakkında önemli karar verileceği zaman savcılık, mahkeme ve varsa idare mahkemesi yönetimleri bir araya gelerek karar almalıdır.

2. Adli Yardımcılar: Hâkim ve savcılar üzerinde bulunun iş yükünün bir kısmı Adli yardımcılara devredilmek suretiyle, nitelikli işlere daha fazla zaman ayırmaları ve iş yüklerinin hafifletilmesi sağlanacaktır. Diğer taraftan 70'den fazla hukuk fakültesinden her yıl 8.000-10.000 kişi mezun olduğu düşünüldüğünde bu kişiler için istihdam alanı oluşturulmuş olacaktır. Hâkim açığı azalacak ve bu açık daha ekonomik bir şekilde telafi edilmiş olacaktır.

Mevcut uygulamada hâkim adaylarından istifade edilmiş ancak staj sürelerinin kısa olması nedeniyle beklenen fayda sağlanamamıştır. Staj yönetmeliğinde yapılan değişiklikle bu süre uzatılmışsa da adli yardımcıdan beklenen amaca ulaşılması mümkün değildir. Bu nedenle adli yardımcılık kadrosunu ve yetkilerini belirleyen yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.

Adli Hizmet Uzmanlığının oluşturulması hususunun 2010-2014 yıllarını kapsayan Adalet Bakanlığı Stratejik Planında da 2.5 sayılı hedef olarak gösterilmiş ve 2011 yılı sonuna kadar gerçekleştirilmesinin planlandığı ifade edilmiştir.

Proje Mevzuat Çalışma Grubu toplantılarında Adli Yardımcının çerçevesi çizilmeye çalışılmış ve özetle aşağıdaki kanaatlere varılmıştır:

1) Adli yardımcıların seçimi müfredatında yeterince hukuk eğitimine yer veren fakültelerden yapılamalıdır.

2) Adli yardımcılık için ayrı bir kadro oluşturulabileceği gibi hâkimlik mesleğine geçiş sistemi değiştirilerek, örneğin 5 yıl adli yardımcılık görevi başarıyla gerine getirilmesine müteakip hâkim ya da savcılık mesleğine başlanabilir.

3) Anayasa değişikliğine gerektirecek yargısal bir görev verilmeden adli yardımcılara yargısal olmayan idari iş ve işlemlerle ilgili ve sınırlı olmak kaydıyla hâkimin gözetiminde imza yetkisi düzenlenebilir. Bu bağlamda ara kararların yerine getirilmesinde belirli müzekkerelerin doğrudan adli yardımcı tarafından imzalanıp gönderilmesi gibi işlerin yapılması düşünülebilir.

Belirtilen bu çerçevede gerek adliye müdürleri ve gerekse adli yardımcılar konusunda mevzuat çalışmaları devam etmekte olup iradeye sunulmak üzere alternatifli taslaklar hazırlanmaktadır.

IV- DEĞERLENDİRMELER

Mahkeme Yönetimine Destek Projesi, Adalet Bakanlığınca yürütülmekte olan projeler içinde belki de en büyük ve en önemli olanıdır zira somut çıktıları şu an için dahi görülebilmekte olan bu proje Türk yargı sisteminin modernleştirilmesinde öncü bir rol oynamaktadır.

Proje 5 pilot adliyede başarıyla uygulanmış olup hâkim-savcı, personel ve işsahipleri projeden memnuiyetlerini dile getirmişlerdir. İş sahiplerinin adliyede geçirdikleri süre oldukça kısalmıştır. Yargı mensupları daha huzurlu bir çalışma ortamına kavuşmuştur ve bu şekilde işlerine daha rahat odaklanabilir hale gelmişlerdir.

Pilot adliye kapsamında olmayan adliyelerde dahi proje heyecanla takip edilmekte birçok adliye ön büro ve kısıtlı alan uygulamasını projenin sonunu beklemeden pratiğe dökmek istemektedir. Bu açıdan projenin bitmesini beklemeden, öncelikle danışma masalarının ihtiyaç bulunan tüm adliyelerde derhal, ön büroların da kademeli olarak kurulması gerekmektedir. Örneğin Ankara adliyesinde danışma masası ve ön büroya çok ciddi şekilde ihtiyaç duyulmaktadır.

Hâkim ve savcı adaylarının adli yardımcı olarak görevlendirilmelerinin hem hâkim adaylarının yetiştirilmesi hem de hâkim ve savcıların iş yükünün hafifletilmesi kapsamında faydalı sonuçlarının olsa da proje kapsamında geçici bir çözüm olarak benimsenen bu uygulamadan istenen neticelerin elde edilmesi mümkün değildir. Bu konuda bir çerçeve belirlenerek yasal düzenleme yapılmalıdır.

Adliye müdürlüğü ve adli yardımcılık müesseseleri gerçekleşirse yargı sistemimizdeki en radikal değişikliklerden olacaktır. Ancak bu konularda yasal değişikliğe ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber