Şemdinli olayında kim, ne dedi?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Kasım 2005 17:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SEZER: ERDOĞAN, ŞEMDİNLİ'DEKİ OLAYLARA EL KOYMALIDIR

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Zeki Sezer yaptığı yazılı açıklamada, bir süredir Hakkari il merkezi ile Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinde şiddetin ve terörün odaklaştığının görüldüğünü belirterek, Başbakan Erdoğan'ın, Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki olaylara derhal ciddi olarak el koymasını istedi.


BAŞBAKAN, ŞEMDİNLİ'DEKİ OLAYIN AYDINLIĞA KAVUŞTURULMASI TALİMATINI VERDİ

Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şemdinli'deki olayların mutlaka aydınlığa kavuşturulması, sorumluların ortaya çıkarılması için ne gerekiyorsa yapılması talimatı verdiğini bildirdi.


İçişleri Bakanı: Şemdinli'deki olaylar çok yönlü araştırılıyor

İçişleri bakanı Abdülkadir Aksu, Şemdinli'de meydana gelen olayların tüm yönleriyle soruşturulduğunu belirterek, vatandaşları sağduyulu hareket etmeye çağırdı.

Türkiye-Avusturya Karma Ekonomik Komisyonu toplantılarına katılmak üzere Viyana bulunan İçişleri Bakanı Aksu, "Ben vatandaşlarımızı sağduyulu hareket etmeye davet ediyorum. Bölge halkımızın sağduyulu olduğuna inanıyorum. Bu olay vesilesiyle de kendilerinden sağduyulu hareket etmelerini rica ediyorum" diye konuştu.

"Şemdinli'de olaylar hepimizi çok üzmüştür" diyen Aksu, bayramda ve arife günü de benzer bir olay olduğunu ve kendisinin o zaman Şemdinli'ye gittiğini hatırlatarak, "Şemdinli'ye gidip oradaki insanlarımızla görüşmüş ve kendilerini sağduyulu olmaya davet etmiştim" ifadesini kullandı.

Aksu, "Son olayda savcılarımız olayın soruşturmasını anında başlattılar. Hakkari valimiz ve Jandarma Alay Komutanı da olay yerine derhal hareket ettiler. Şu anda savcımız olayı tüm yönüyle soruşturuyor. Bu bakımdan şu anda benim bir değerlendirme yapmam doğru olmaz. Ayrıca mülkiye baş müfettişlerini gönderdim, onlar da olay yerinde bugün çok yönlü araştırmaya başladılar" diye konuştu.


Çiçek: Şemdinli'deki olayın ortaya çıkmasını en çok hükümet istiyor

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki olaylarla ilgili gerçeğin ortaya çıkmasını en çok hükümetin istediğini belirterek, olayın hukuk çerçevesinde çözümlenmesinin en az bu olay kadar önemli olduğunu söyledi.

Çiçek, Adalet Bakanlığı ek binasındaki "Denetimli Serbestlik Hizmetlerinin Geliştirilmesi Projesi"nin açılış toplantısından ayrılırken gazetecilerin Şemdinli'deki olaylara ilişkin sorularını yanıtladı.

Çiçek, konunun nasıl tanımlanabileceğine ilişkin değerlendirilmesinin sorulması ve suç delillerinin karartıldığı iddialarının hatırlatılması üzerine, olayın üzücü olduğunu ve hükümetin konuyu başından itibaren yakın takibe aldığını bildirdi.

Olayın adli boyutunu, Şemdinli ile terör ve organize suçlara bakmakla görevli Van Cumhuriyet savcılıklarının değerlendirdiğini anlatan Çiçek, soruşturma aşamasında olan konunun adli boyutuyla ilgili bir şey söylemeyeceğini kaydetti.

"SİYASİ KARARLILIĞIMIZ VAR"
Hükümetin, gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:

"Burada bir siyasi kararlılığımız var. Kamuoyu açısından herhangi bir tereddüt söz konusu olmamalıdır. Kamuoyunun da gerçeğin ortaya çıkarılması noktasında bir beklentisi vardır. Konuyu soruşturan yargı mensuplarımıza güvenimiz tamdır. Onlar da büyük bir sorumluluk duygusu içinde bunun gereğini yapacaklardır. İşin idari boyutuyla değerlendirilmesi açısından iki mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir.

İş, hem idari hem adli yönden soruşturulmaktadır. Bunun gerçek boyutlarıyla bir an evvel ortaya çıkarılması, hepimizin arzusudur." Soruşturma tamamlanıncaya kadar spekülasyon yapılmasının doğru olmayacağını kaydeden Çiçek, olay bütün yönleriyle açıklığa kavuşturulduktan sonra sağlıklı bir değerlendirme yapılabileceğini söyledi. Çiçek, "Eksik bilgilere dayalı değerlendirme yapılırsa, soruşturmalardan beklenen maksadın hasıl olmasını güçleştirebilir.

Soruşturmaların sonucunun sabırla beklenmesi gerekir" diye konuştu.

AĞAR'A TELEFON İDDİASI
Cemil Çiçek, Şemdinli'deki bir polis memurunun DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ı aradığı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine de "Ne kadar doğrudur, neyin nesidir bilmiyorum. Gerçekten bu telefon yapılmış mıdır, kim neden yapmıştır yaptıysa, onları değerlendirme konusu yapamam" dedi.

Hükümetin, olayı başından beri yakın takibe aldığını tekrarlayan Çiçek, "Devletin imkanı neyse, bu işlerden sorumlu kurumları neyse görevinin başındadır. Devletin yapamadığını bir kişi yapıyor gibi görüntüye işi getirmek ve siyasi demeç konusu yapmak, devletin gücü açısından tereddütler meydana getirir. Bunları doğru bulmam" diye konuştu.

SUSURLUK BENZETMESİ
Çiçek, bir gazetecinin, "Susurluk benzetmesi yapılıyor" sözleri üzerine, olaylar, gerçek boyutlarıyla ortaya çıkmadan spekülasyon yapmanın, gerçeğin ortaya çıkmasını zorlaştıracağını, kamuoyunu yanlış yönlere sevk edeceğini belirtti.
Çiçek, "Birkaç gün sabrederiz, gerçek ortaya çıkar, ondan sonra kim ne tip benzetme yapacaksa yapmalıdır. Soğukkanlı olarak işin üzerine gidiyoruz" dedi.
Olay yerinde keşif yapılmasının engellendiği yönünde iddialar bulunduğunu belirten bir gazeteciye Çiçek, "Hazırlık soruşturmasıyla ilgili ikide bir soru sorarsan, beni hukuken açığa düşürürsün.
Söylemem gerekeni size söyledim. Soruşturma sürerken, 'Olay yerinde şu mu oldu, öteki mi, beriki mi oldu' derseniz, soruşturmayı benim yürütmüş olmam gerekir" karşılığını verdi.

"HUKUKİ ÇERÇEVEDE ÇÖZÜM"
Türkiye'de herkesin, gerçeğin ortaya çıkarılmasını hukuk yolundan giderek sağlaması gerektiğinin altını çizen Çiçek, şöyle devam etti:

"Kimse hukukun dışına çıkarak gerçeğin aydınlanmasını istememelidir. Bu olayın hukuk çerçevesinde çözümlenmesi en az olay kadar önemlidir. Son zamanlarda bazı kurumlarımız dahil olmak üzere yargının işine karışan, yargının yerine kendini koyarak birilerini suçlayan, birilerini aklayan konumlara geliyorlar. Bunların hiç birisi doğru değildir. Bu olayın ortaya çıkmasını en çok isteyen hükümettir.

Bu konuda üzerimize düşeni yaptık. Ne yapacaksak hukuk çerçevesinde yapmamız bu olay kadar önemlidir."


Emniyet Genel Müdürü: Bazı provokatörler ortaya çıkıyor

Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde son günlerde meydana gelen olayların çok yönlü olarak soruşturulduğunu belirterek, vatandaşları provokasyona gelmemeye ve sağduyulu olmaya davet etti.

Çalışkan, haftalık bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Şemdinli'de meydana gelen olayların sorulması üzerine Çalışkan, ilçede bir pasajda patlama meydana geldiğini, patlamanın ardından olay yerinde bazı kişilerin karıştığı başka olaylar yaşandığını ifade ederek, bazı kişilerin olaylar sırasında kamu kurum ve kuruluşlarına ait bina ve taşıtlara saldırıda bulunduğunu söyledi.

Olayların ardından cumhuriyet savcısının olay yerine gelerek soruşturma başlattığını belirten Çalışkan, olaylarla ilgili bir kişinin gözaltında olduğunu bildirdi.

Çalışkan, gözaltındaki kişinin ''Jandarma görevlisi'' olup olmadığının sorulması üzerine, bu konuda kendisinde bilgi olmadığını kaydetti.

Olaylarla ilgili İçişleri Bakanlığı'nın iki Mülkiye Başmüfettişini Şemdinli'ye gönderdiğini anlatan Çalışkan, ''Burada meydana gelen olaylar sırasında bazı provokatörlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Halkımızın sağduyulu olup provokasyonlara gelmemesini istiyoruz. Sabırlı olmalarını istiyoruz'' dedi.

Devletin tüm ve kurum kurullarıyla olayı incelediğini belirten Çalışkan, Terörle Mücadele Daire Başkanı Selim Akyıldız'ın olaylar sırasında bölgede bulunmasının nedeninin sorulması üzerine de Daire Başkanı'nın bu olaylardan önce Van'a gittiğini, son zamanlarda meydana gelen terör olaylarıyla ilgili bölgede bulunduğunu, kendisinin orada olmasının tesadüf olduğunu bildirdi.

Şemdinli'de bazı polislerin DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ı arayarak yardım istemeleri konusunda bir başka soru üzerine Çalışkan, ''Bana intikal eden bir bilgi yok. Neden aranmış?, Niye aranmış, bilemiyorum'' diye konuştu.

Bir gazetecinin güvenlik güçlerinin savcının keşif yaptığı sırada vatandaşların üzerine ateş ettiklerini belirtmesi üzerine Çalışkan, bazı kişilerin bu sırada kamu binalarına taşlı saldırıda bulunmaları nedeniyle güvenlik güçlerinin olayları yatıştırmak, bastırmak için ateş ettiğini söyledi.

Gazetecilerin konuyla ilgili başka sorular sorması üzerine Çalışkan, ''Biraz daha sabırlı olun. Olayların tüm yönüyle incelenmesi zaman alır. Biraz daha beklerseniz olayların neden olduğu, niçin olduğu ayrıntılarıyla yapılan incelemelerin ardından ortaya çıkacaktır'' dedi. Çalışkan olaylarda ölen kişilerle ilgili otopsinin yapıldığını vurgulayarak, olaylarda ele geçirilen silahların kriminal incelemesinin devam ettiğini söyledi.

''Yeni olaylar bekliyor musunuz ?'' şeklindeki soruya Çalışkan, bu tür konularda öngörüde bulunmak ya da değerlendirme yapmanın söz konusu olamayacağını bildirdi.

Şemdinli'deki olayların ikinci Susurluk olarak nitelendirildiğinin hatırlatılması üzerine de Çalışkan, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu, olayların tüm ayrıntılarıyla incelenip, araştırıldığını sözlerine ekledi.


Baydemir: İkinci Susurluk vakası yaşanıyor

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Şemdinli'de yaşanan olaylara ilişkin iki çağrıda bulunacağını ifade ederken, bunlardan ilkinin yurttaşlar ve hemşehrilerine olduğunu belirtti ve "sağduyulu ve metanetli olmak durumundayız" dedi.

Baydemir, Hilton Oteli'nde "BM'nin Binyıl Kalkınma Hedeflerinin Yerelleştirilmesi "konulu toplantının çıkışında, Şemdinli'de yaşanan olaylara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı., Baydemir, aydınlığa kavuşturulmamış, karanlıkta bırakılmış, her hukuk ve yaşam hakkı ihlalinin, her hukuk ve yaşam hakkı ihlalinin habercisi ve zemin hazırlayıcısı olduğunu söyledi.

Baydemir, çağdaş hukuk devletinde herkese düşenin, başta hükümete, yargıya ve güvenliğe düşen sorumluluğun, kimden gelirse gelsin hukuk ve hak ihlallerini ortaya çıkarmak, kamuoyunun bilgisine sunmak ve bağımsız yargıya teslim etmek olduğunu kaydetti.

Burada iki çağrıda bulunmak istediğini belirten Baydemir, bu çağırılardan ilkinin yurttaşlar ve hemşehrilerine, sağduyu ve metanet çağrısı olduğunu söyledi.
Baydemir, ikincisinin ise bu olayın maddi faillerinin kimliklerinin derhal açıklanarak yargıya teslim edilmesi olduğunu bildirdi.

Bir gazetecinin, "yaşanan olaylar ile bölgede yeniden kaos ortamı oluşturulmaya mı çalışıldığı" yönündeki sorusu üzerine Baydemir, şunları söyledi:

"Bu hukuk ihlalini, bu saldırıyı aydınlığa kavuşturulabilirsek ve failleri yargıya teslim edilebilirsek, Türkiye geçmişi ile yüzleşmiş demektir. Türkiye, geçmişte karanlıkta kalmış olan ve yurttaşlarımıza, demokrasimize zarar vermiş olan hiç bir uygulamayı izin vermeyecek anlamına geliyor. Yok eğer bu olay karanlıkta kalırsa, aydınlık kaygım ve korkum 1993-1994 yıllarında yaşadığımız vakaların, nahoş olayların tekerrür edebileceği ihtimalini herkesin gözardı etmemesi gerekir." Şemdinli'deki olayların ikinci Susurluk vakası olarak değerlendirildiğinin hatırlatılması üzerine Baydemir, "aynı kanaatteyim. Ama bunun ilki gibi karanlıkta kalmaması gerekiyor. Ülke tarihinin geleceği açısından acı bir fırsatla karşı karşıyayız. Bu Türkiye'ye hukukun üstünlüğü ve çağdaş demokrasiyi yakalamada önemli fırsat sunuyor" dedi.

Şemdinli'ye gidip-gitmeyeceğine karşılık soruya Baydemir, bugün Ankara'da temaslarda bulunmaya çalıştığını, ihtiyaç hasıl olması durumunda Şemdinli'ye gideceğini kaydetti.

Olaylar karşısında yapılanların "yeterli olup olmadığı" yönündeki soruya karşılık Baydemir, TBMM'nin acilen oluşturacağı bir araştırma-inceleme komisyonunun Şemdinli'de hazır bulunması ve delillerin karartılmaması konusunda aktif çaba içinde olması gerektiğine inandığını söyledi.

"Başbakan ile görüşme talebine ne cevap aldığı" konusunda ise Baydemir, "bu konuda arayış ve çabamızı sürdüreceğiz" demekle yetindi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber