Köy kahvehaneleri kadınlara emanet

Köylerinde genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan hemcinslerinin aksine köyün kahvehanesinde gün ağarmadan yaktıkları ocakla işe başlayan kadınlar, ocakçılıktan, askıcılığa her işi yaparak aile ekonomisine destek sağlıyorlar.

Kandıra'nın 50 hanesi bulunan Deliveli köyünde eşinin kahvehanesinde çocuklarıyla birlikte 10 yıldır çalışan Kamile Yavuz (38), AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Köy yerinde işçi parası verecek durumumuz yok. 10 yıldan beri alıştık, zaten gelen müşteriler de belli'' dedi.

Yavuz, 2'si erkek 3 çocuğunun bulunduğunu, onların da kendilerine yardım ettiğini anlatarak, bu duruma müşterilerinin de alıştığını ifade etti.

-''Çevre köylerden müşteriler geliyor-

Kadın olmasının avantajıyla kahvehanede gözleme, tost, köfte gibi yiyecekler de pişirdiğini dile getiren Yavuz, öğlenleri çevre köylerden bile müşterilerinin geldiğini kaydetti.

Teksen köyünde babasının kahvehanesinde 5 yıldır çalışan Burcu Fidan (18) ise sabahları saat 05.30 gibi annesinin kahvehaneyi açarak ocağın altını yaktığını, günün ilk çayını demlediğini bildirdi.

Fidan, daha sonra kendisinin gelip görevi devraldığını anlatarak, ''Günüm güzel geçiyor. İnsanlarla sohbet etmek, arkadaşlık kurmak güzel. Her şeyden önce çalıştığım, mesleğimi elime aldığım için kendimle gurur duyuyorum'' diye konuştu.

''Kahvehaneye gelenler küfür edemiyor''

Çocukluk çağlarından itibaren kahvehanede çalıştığı için köydekilerin de duruma alıştığını ifade eden Fidan, kahvehanelerin kötü yerler, kahveciliğin ise utanılacak bir meslek olmadığını, kahvehaneleri, insanların sosyalleşerek, ikili ilişkilerini güçlendirdiği yerler olarak gördüğünü vurguladı.

Fidan, kahvehanede kadın çalışmasının temizlik açısından olduğu kadar, bazı insanların küfür etme alışkanlığından uzaklaşması adına da olumlu katkı sağladığını dile getirerek, televizyonda ya da gazetede gördüğü bir habere sinirlenip küfür veya kötü söz söylemek isteyen kişilerin, kendisini görünce vazgeçip sustuğunu anlattı