Geçmişin izleri gün ışığına çıktı

Temizler Gıda'ya ait karanlık ve izbe haldeki depo, uygulamaya konulan proje ile birlikte gerçekleştirilen restorasyonla çağdaş ve modern bir görünüme kavuştu. Avrupa standartlarında modern bir kültür ve tarih müzesini andıran mekanda; üç kuşaktan bu yana varlığını sürdüren ve geçmişin izlerini taşıyan ahşap oyuncak, bakraç, tepsi ve bakır kapların da aralarında bulunduğu antika eşyalar, bu mekan da özel olarak oluşturulan raflarda sergilenerek, meraklısının beğenisine sunuldu.

Her biri yaklaşık 100-150 yıllık bir tarihe sahip olan ve geçmişin anılarını üzerinde taşıyan parçaları gün ışığına çıkaran mekan için bir de açılış töreni düzenlendi. Yoğun ilgi gösterilen etkinlikte açılış kurdelesini de Erciyes İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Beluk ve Temizler Gıda Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Temiz birlikte kesti. Burada davetlilere bilgi veren İsmail Temiz, 100 metrekarelik bir alanda oluşturulan sergideki oyuncakların kimisinin 40, kimisinin de 100-150 yıllık ve hatta daha fazla bile bir geçmişe sahip olduğunu belirtti.

Bakır kapların ve muhtelif ev eşyalarının aile yadigarı olduğunu belirten Temiz, “Annesinden büyükanneme, büyükannemden anneme, oradan da bize kadar ulaşan kaplar bunlar. Yani üç kuşağa kalan malzemeler. Oyuncaklar ise, çocukluğumuzdan kalan ve dünyanın birçok ülkesinden keyifle getirdiğimiz nadide parçalar. Her bir oyuncağın ayrı bir hikayesi, ayrı bir anısı var bizde. Bu nedenle projeyi hayata geçirerek, bize önemli bir katkı sağlayan Beluk ailesine ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.

Erciyes İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Beluk da, böylesine önemli bir projeyi hayata geçirmenin kendileri açısından önemli olduğunu dile getirdi. Beluk, firma olarak sadece inşaat yapmakla kalmadıklarını, kendilerinin, aynı zamanda bir kültür sanatçısı olduklarını belirterek, kültürel ve sosyal projelerde de yer alıp, Adana'nın gelişimine katkı sunduklarını anlattı.

Projeyi hazırlayıp, bizzat uygulayan Erciyes İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ferhat Beluk ise, “Burası izbe ve karanlık bir yerdi. Oyuncaklar kolilerin içerisinde ve hepsi tozlanmıştı. İsmail Ağabey'e; 'Elinizde resmen bir hazine var ve siz bunu sergilemiyorsunuz' dedim. Sonrasında da hem mekanı, hem de oyuncakları nasıl sergileyeceğimiz konusunda yaklaşık bir ay düşündüm. Projeyi İsmail Temiz'e sundum ve onay aldıktan sonra da hemen işe koyulduk” diye konuştu.

Yaklaşık 5 haftalık bir çalışmanın ardından çalışmaların tamamlandığını ifade eden Beluk, “O günlerden bugüne geldik. Herkesin bu koleksiyonları, baba yadigarları olan bu eserleri gün yüzüne çıkarttık. Yaklaşık 2 ay içinde kolilerin içinde unutulmaya yüz tutan bu parçaların o dönemde hiçbir değeri yoktu. Ama şimdi her bir parça, hak ettiği değere kavuştu. Hiçbir ürüne değer biçemiyorum, çünkü hepsi hazine değerinde. Kim bilir hangi eller değdi, hangi duygularla yoğrularak?” dedi.