Bahçeli: Ya Kandil, ya parlamento/ Video

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bölücü terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın açıklamalarının her şeyi gözler önüne serdiğini, PKK’nın niyetlerini ve taleplerindeki tavizsizliğini tüm hatlarıyla ifşa ettiğini belirtti.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 12 Mart 2013 11:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bir gazeteye sızan tutanaklarla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BDP'yi 'Açıklayın, yoksa ben açıklarım' diyerek tehdit ettiğini iddia eden Bahçeli, “Anlaşılan sızıntının ihalesi BDP'deki çaycı, fotokopici ve odacıların üzerine kalacak. Bu şekilde çıkma bir kurban ve kurbanlar listesi sus payı olarak AK Parti'ye iletilecektir” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Öcalan'ın muhataplarına iletilmek üzere, İmralı'ya gider ikinci heyete verdiği üç mektubun, BDP, Kandil ve Avrupa'ya ulaştırıldığını söyledi. Öcalan'ın söz konusu mektuplarda, 15 Ağustos 2009 tarihinde deklare ettiği yol hatiralarını kısaltarak yeniden hazırladığını ve üç aşamalı sözde çözüm önerilerinin 21 Mart 2013 tahine kadar hayat geçirilmesini beyan ettiğini belirten Bahçeli, “Bölücübaşı ve örgütü aradıkları fırsatları bulduklarından dolayı müzakerelerin yönünü belirtmekten ve sözde çözüm süreci isimli çöküş pazarlıklarının seyrini tayin etmek için her kozu kullanmaktan geri durmayacaktır. Bundan sonraki ilk aşamada, bölücü terör örgütü ve canibaşının MİT'in devreden çıkması için bastıracaklarını ve sözüm ona siyasal aktörlerin sürece girmesini dayatacakları beklenmektedir” dedi.

PKK'nın direkt olarak sanal çözüm sürecine girebilmesi için AK Parti üzerinde yoğun kulis faaliyeti yürütülmesinin sürpriz olmayacağını kaydeden Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

“Görüşmelerle iyice olgunlaşan ve alıp verme üzerine yaslanan doğrudan müzakereler bir genle çıkmazsa ivme olacak, parlamento içerisinden heyetler oluşturulması AK Parti zihniyetinin bastırmasıyla gerçekleşebilecektir.

Yürütülen pazarlıkların bir ucunda teröristbaşı bulunurken, diğer ucunda heyecanla yerini sağlamlaştıran Başbakan Erdoğan, Türkiye ve Türk milletini, bölünmenin ve paylaşmanın karanlık labirentine çekecektir.

Bize göre tam bir çöküş ve çözülüş olan süreç içinde, yabancı ülkelerin, bölgesel unsurların etkin ve yönlendirici bir pozisyonla müdahil olacakları göz önüne alındığında, Türkiye'nin çok bilinmeyenli bir kördüğüm içine kıstırılacağı şimdiden görülmelidir.

Bu şartlar altında PKK'nın silah bırakması, Başbakan'ın deyimiyle silahlarını gömmesi imkansızdır.

AK Parti bu gidişle ateşkese razı olacak ve PKK terör örgütü iktidarı tümüyle avucunun içine alacaktır.

Bugünkü müsait ortam içinde BDP'liler çıldırmış gibi konuşmakta, yağma mala konmuş sıkılmaz, utanmaz ve arlanmaz güruh gibi hareket etmeyi mubah saymaktadır.

İyice zıvanadan çıkan bu bölücü kadronun bildik üsluplarını korkusuzca kullandığı görülmektedir.”

“Artık AK Parti ile BDP bir olmuş, birliktelik kurmuş; İmralı amigoluğu ve Kandil soytarılığı rollerini hevesle oynamaya başlamışlardır” diyen Bahçeli, “Türk milletine yan bakan ve tuzak kuran bu iki bölücü siyaset adresi çirkinlikte ve kural tınamaz hale gelmiştir” dedi.

“İMRALI TUTANAKLARI”

Başbakanın dünkü sözlerine aldırmadan sanki hiçbir şey olmamış gibi önüne baktığını, karanlıkta ıslık çalan korkak bir ruh haliyle PKK-BDP ve İmralı diklenmelerini sünger gibi emdiğini önü süren Bahçeli, “Bir gazeteye sızan İmralı canisinin beyanatlarını kim yada kimler tarafından edildiğini manidar şekilde kafaya takan Başbakan, gerçek faili görmezden gelmeyi var gücüyle sürdürmektedir. Halbuki, İmralı canisinin açıklamaları her şeyi gözler önüne sermekte, PKK'nın niyetlerini ve taleplerindeki tavizsizliği tüm hatlarıyla ifşa etmektedir. Ancak Başbakan hala 'Açıklayın, yoksa ben açıklarım' diyerek BDP'ye sözüm ona tehditler savurmaktadır. Anlaşılan sızıntının ihalesi BDP'deki çaycı, fotokopici ve odacıların üzerine kalacak, bu şekilde çıkma bir kurban ve kurbanlar listesi sus payı olarak AK Parti'ye iletilecektir. Başbakan Erdoğan da mutlu olacak, gönül huzuruyla süreç delinen milleti süründürme pespayeliğine artan bir şevkle devam edecektir” diye konuştu.

Bahçeli, "Medya tarafsızlığını yitirdiğinden, iktidarın borazanı haline gelerek milletimizi bölme kampanyasına destek çıkmaktadır" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türk milletinin karşı karşıya kaldığı bugünkü tehlikelerin anormal boyutlara ulaştığını söyledi.

Millet ve devlet olarak yakın tarihin en ağır bunalım ve karanlık döneminden geçildiğini öne süren Bahçeli, "Türkiye'nin varlığı, Türk milletinin birliği ve hayat hakları vahim şekilde tırpanlanmakta, acı verici biçimde hırpalanmaktadır. Çıkış merkezi ve yayılma güzergahı malum nifak bulutu ülkemizin üzerini örtmüş, milli birliğimizi sıkıntıya sokmuştur" dedi.

"ÜLKEMİZİN BUGÜNKÜ DURUMU MAALESEF ÇOK CİDDİDİR"

Milleti inkar eden, milliyetçiliği imha etmeye kalkışan ve Türk kimliğini bastırmayı hedefine alan iktidar partisinin kontrol ve dengesini tamamen kaybettiğini ileri süren Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yeni mandacılar, palazlanan bölücüler, cesaret kazanan teröristler, küstahlaşan kimliksizler, zıvanadan çıkan vatansızlar, ipten kazıktan boşanan millet düşmanları AK Parti'yle bir olmuşlar, beraberliklerini pekiştirmişlerdir. Millilik hissiyatına tahammülsüz çevreler gittikçe azıtmışlar ve kendilerine sunulan geniş imkanları sonuna kadar kullanmışlardır. Siyasi, ahlaki ve vicdani yörüngesini kaybeden AK Parti hükümeti, tüm belaların, tüm kötülüklerin ve tüm bedbahtlıkların ana arteri haline gelmiştir. Ülkemizin bugünkü durumu maalesef çok ciddidir, gelişmeler kaygı vericidir ve ortaya çıkan ilişkiler felaket habercisidir. Abartısız söylemek isterim ki, Türkiye dört bir koldan kuşatılmış, her tarafından sarılmıştır. Nerede duracağı, nasıl biteceği, hangi kayıplarla dineceği kabaca belli olan yıkım ve çöküş süreci her tarafı kaplamış, her yere sıçramıştır."

"MEDYA TARAFSIZLIĞINI YİTİRDİĞİNDEN İKTİDARIN BORAZANI HALİNE GELDİ"

"Medya tarafsızlığını yitirdiğinden, iktidarın borazanı haline gelerek milletimizi bölme kampanyasına destek çıkmaktadır" diyen Bahçeli, iş dünyasının yalnızca karını, elde edeceği kazancını hesap ederek iktidarla ters düşmemek adına her mihnete kucak açmakta, her kepazeliğe onay verdiğini söyledi.

Bahçeli, "Önemli sayıdaki sivil toplum kuruluşları iktidarın taciz ve gözdağlarıyla kafaları bulandırmak, akılları karıştırmak ve milli duyarlılıkları saptırmak amacıyla var gücüyle inisiyatif almaktadır. Manevi değerlerimiz, inanç ve iman ölçülerimiz yanlışı ve yozlaşmayı toplumun geniş kesimlerine kabullendirmek için malzeme yapılmaktadır. İsminin başına aydın sıfatı ekleyerek kalemlerini silah gibi kullanan güruh, iktidar nimetlerinden istifade etmek için her ilkesizliğe payandalık yapmakta ve yüzsüzce ihanet projelerinin savunuculuğunu üstlenmektedir. Sağdan sola tüm renkleri içinde barındıran siyaset kurumu taviz ve teslimiyet şemsiyesi altında toplanarak Türkiye'nin tasfiye olmasına katkı vermektedir" dedi.

"TÜRK MİLLETİ PEŞ PEŞE SALDIRI VE TAHRİKLERE MARUZ KALMAKTADIR"

Türkiye'nin kötü, iş bilmez, beceriksiz ve kusurlu bir siyasi yönetim altında çok ciddi sorunlarla sarsıldığını dile getiren Bahçeli, milletin feryat ettiğini ve şikayetlerin gün geçtikçe artış gösterdiğini söyledi.

Rejimin içten içe oyulduğunu, Türk milletinin peş peşe saldırı ve tahriklere maruz kaldığının altını çizen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"AK Parti hükümetiyle birlikte dibe vuran demokratik kültür, yıpratılan milli kimlik, heba edilen bin yıllık kardeşlik, israf edilen ve boşa geçen yıllar hepimiz için kaygı verici bir düzeye gelmiştir. Bugün Türkiye, kanlı terörün itibar kazandığı, militanlarının meşru siyasi aktör mertebesine çıkarılmak için uğraşıldığı ve bölücülüğün hükümet eliyle yaygınlaştırıldığı, milli birliğimizin ve üniter devlet yapımızın imhasını amaçlayan hain senaryoların, terör dayatmalarının her gün bir yenisinin servis edildiği, çözüm diyerek çözülmenin, barış diyerek bitişin ısrarla hükümetin başını çektiği bölünme heveslisi ittifak tarafından seslendirildiği ve ileriye taşındığı, etnikçi, kavmiyetçi ve ilkel bir mantık garabetiyle milleti küçültmeye, milli değerlerimizi ufalamaya son sürat devam eden mihrakların durmak bilmeyen yıkıcı adımlarının yaşandığı sahipsiz ve korumasız bir ülke haline dönüştürülmüştür. AK Parti hükümetinin baştan savma ve yalnızca kardeşliğimizi zedelemeye yol açan politikalarıyla, milli değerlerimiz aşınmış, milli kimliğimiz linç edilmiştir. milli birliğimiz yaralanmış, birlikte yaşama idealimiz zayıflatılmıştır. Tarihi gerçeklerimiz çarpıtılmış, geçmişimiz suçlanmıştır. Dilimiz sahipsiz bırakılmış, maneviyatımız istismar malzemesi yapılmıştır. Üniter devlet yapımız saldırılara açık hale getirilmiş, güvenliğimiz zedelenmiştir. Bölücülük kutsanmış, bölücü talepler karşılanmış ve bölücü terör aşama aşama amaçlarına ulaşma kulvarına sokulmuştur. Terör suçluları hak arayan masumlar, terör örgütü devlete denk bir aktör haline getirilmiştir. Gelişmelerden anlaşılmaktadır ki, insan öldürmekle pozisyonlarını sağlamlaştıran, yakıp yıkmakla pazarlık güçlerini artıran caniler AK Parti'ye yön vermekte ve siyasi kararlarını rehin almaktadır."

"VERDİKLERİ POZLAR HER ANLAMDA UTANÇ VESİKASIDIR"

Başbakan Erdoğan'ın ve hükümetinin BDP'yle birlikte işbirliği halinde Kandil ve İmralı'ya köprü vazifesi gördüğünü, milletin şahit olduğu manzaraların milli vicdanları infiale sürüklediğini öne süren Bahçeyi, "İmralı canisinden, kanlı mürekkeple yazılan mektupları alarak Kandil ve Avrupa'nın yolunu tutan BDP'li milletvekillerinin, AK Parti müsamahası ve toleransıyla içine girdikleri ilişkiler ağı, verdikleri pozlar her anlamda utanç vesikasıdır. İnanıyorum ki, her millet evladı, 1 Mart tarihinde bölücü siyasetin uzantısı BDP'li milletvekillerinin, PKK terör örgütünün Kandil inindeki görüntülerini lanetlemiş ve nefretle karşılamıştır. Bir masa etrafında toplanarak PKK paçavralarının ve İmralı canisi posterinin altında görüntü verilmesi neresinden bakarsak bakalım rezalettir, ihanettir ve Türk milletine meydan okumadır. Kandil'deki terör elebaşısı Karayılan, kurulan bir masanın baş köşesine tünemiş ve TBMM üyesi olarak her imkanı kullanan sözde milletvekili suretleri de terbiye edilecek bir çocuk edasıyla süklüm püklüm kendilerine ayrılan yerlere çökmüşlerdir. Bu manzaranın, geçtiğimiz yılın 18 Ağustos günü, Hakkari'nin Şemdinli ilçesine 15 kilometre uzaklıktaki Güzelyaka mezrasında, BDP'li 9 milletvekiliyle bir grup PKK militanın sarmaş dolaş görüntüsünden hiçbir farkı olmadığı, hatta daha da kötüsü olduğu su götürmez bir gerçektir. BDP'liler Hakkari'deki kucaklaşmalarını daha ileriye taşımışlar, bu kez de AK Parti müşahitliği altında özlemlerini Kandil'de gidermişlerdir. Hakkari'deki görüntülere köpüren Başbakan nedense Kandil'deki fotoğraflara ses çıkarmamış, herhangi bir eleştiri getirmemiştir" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber