Kalp damarları ters doğan Feyza bebek

Kalp damarları ters olarak dünyaya gelen Feyza bebek, erken teşhisin ardından geçirdiği beş saatlik başarılı ameliyatla hayata tutunmayı başardı.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 22 Nisan 2013 13:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kalp damarları ters doğan Feyza bebek

Fethiye Devlet Hastanesi'nde, üç bin de bir karşılaşılan büyük arter transpozisyonu rahatsızlığı ile dünyaya gelen Muhsin ve Fatma Kaplan çiftinin bebekleri Feyza bebek için hummalı bir çalışma başlatıldı.

Doğumunun ikinci gününde acilen Akdeniz Üniversitesi Çocuk Kardiyoloji Bölümüne sevk edilen Feyza bebeğin kalp damarlarının ters olduğu doktorların incelemesi sonucu anlaşıldı. Ardından Kaplan ailesine Feyza bebeğin bu şekilde yaşama şansının olmadığı mutlaka cerrahi bir müdahalenin gerektiği söylendi. Doktorlar ile aileye mutlu haber Şifa Üniversitesi Bornova Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden geldi.

Şifa Üniversitesi Hastanesi Yenidoğan Çocuk Kardiyolojisi bölümünün bu ameliyatı kabulünün ardından acilen hava ambulansı ile Antalya'dan İzmir'e sevk edilen Feyza bebek, burada Prof.Dr. Emin Alp Alayunt, Prof. Dr. Vedide Tavlı ve Yrd.Doç. Dr. Faik Fevzi Okur tarafından ameliyata alındı. Başarıyla gerçekleştirilen beş saatlik bir ameliyatın ardından hayata yeniden gözlerini açan Feyza bebek, sekiz gün yoğun bakım ünitesinde tutuldu. Kontrollerin ardından hızla iyileşen Feyza bebek yapılan son kontrollerin ardından memleketi Fethiye'ye uğurlandı.

Feyza bebeğin babası Muhsin Kaplan, çocuklarının hayata tekrar tutunduğunda duydukları mutluluğu şöyle dile getirdi: “Biliyoruz bizler yaşadığımız müddetçe Rabbimiz tarafından bir çok sınava tabi tutulacağız. Rabbimiz bizi bebeğimizle, canımızla sınav etti. Biz bu süreci her ne kadar çok zor olsa da ailemizin, dostlarımızın, komşularımızın, devletimiz, doktorlarımız ve sağlık personelimizin inanılmaz desteği ile isyana düşmeden atlattık. Kendilerine müteşekkiriz. Çok zor ve sıkıntılı günler geçirdik. Bebeğimiz için herkes gece gündüz dua etti. Bizler de sağduyumuzla bebeğimizi önce Allah'a ardından da Şifa Üniversitesi Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Bölümü doktorlarına teslim ettik." Muhsin Kaplan, doktorlar Prof. Dr. Emin Alp Alayunt, Yrd.Doç. Dr. Faik Fevzi Okur ve Prof. Dr. Vedide Tavlı hocalara teşekkür etti.

Fatma Kaplan ise dünyadaki en mutlu anne olduğunu dile getirerek, “Bebeğimiz doktorların çabasıyla hayata tutundu. Bebeğimizi sağlığına kavuşturan herkese çok teşekkür ederim” dedi.

BEBEK İÇİN ZOR BİR AMELİYAT

Başarılı operasyonu gerçekleştiren cerrahlardan Prof.Dr. Emin Alp Alayunt, bu tür ameliyatların bebek için zor olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Deneyimli merkezlerde bu tür ameliyatlarda ölüm riskini yüzde 5'in altına çekmiş durumdayız. Türkiye bu konuda son yıllarda büyük ilerleme gösterdi. Feyza bebeğin durumunda ise temiz ve kirli kan çıkışlarında problem vardı. Feyza bebekte damar çıkışları tersti. Kirli kan ak ciğere gitmesi gerekirken vücuda gidiyordu. Temiz kan vücuda gitmesi gerekirken akciğerlere gidiyor. Bizim yaptığımız bu damarların yerini değiştirmek, kalbin kendisini besleyen koroner dediğimiz damarların uygun şekilde tekrar temiz tarafa nakledilmesini sağlamak ve içerideki varsa eğer deliklerin kapanması şeklindeydi.”

AMELİYAT YAPILMAZSA BEBEKLER İKİ AYDA HAYATINI KAYBEDEBİLİR

Ameliyatın gerekliliğine vurgu yapan Alayunt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ameliyat eğer yapılmazsa ilk iki ay içerisindeki en büyük ölüm nedenlerinden biri olarak bilinir. Ameliyat geç dönemde de yapılabiliyor. Ama ideali ilk 21 gün içerisinde yapılması. Yani erken olarak fark edilip özellikle anne karnındayken uyanılırsa bu çok daha iyi olur. Eğer 21 günü geçersek de yapılabilecek bir şey olmakla beraber hem risk artıyor hem de beklediğiniz faydayı görmüyor olabiliyorsunuz. Biz optimal olması gereken şartları yakaladığımız için bu çocuğun işlemini zamanında yaptık. Mutluyuz ki bunu hem kliniğimizde rahatlıkla yapabiliyoruz. Yine mutluyuz ki ülkemiz de başka merkezlerde bunu yapabiliyor. İnşallah merkezler daha da çoğalır."

AMELİYAT ÖNCESİ BEBEĞİN DURUMU ÖNEMLİ

Ameliyat öncesindeki hazırlıkların önemine dikkat çeken Alayunt, şunları söyledi: “Ameliyat süresi bizim için geçerli olan süreyle dışarıda bekleyen yakınları için farklı. Burada röletivite var bir anlamda. Onlara göre çok uzun olabiliyor yaşadıkları dakikalar ama, bir de bebeğin hazırlanması uzun sürüyor. Anesteziye alınıyor üşütmeden, korkutmadan, strese sokamadan yani bir yerde pamuk içinde sanki tutuyoruz. Bu bir vakit alıyor ameliyatta tabiî ki bir vakit alıyor fakat bunun bizimle cerrahlarla ilgili süresi 2,5 saati geçmez genellikle. Uygun şartlar oluşana kadar sanırım bir 4- 5 saat yakınları dışarıda bekliyor. Her şey yolunda giderse hastanın iyileşme süresi 4 gün 5 gün veya 10'a kadar çıkabiliyor”

ERKEN TANI ÖNEMLİ

Operasyonu gerçekleştiren cerrahlardan Prof.Dr. Vedide Tavlı da doğumdan hemen sonra teşhisin rahatlıkla koyulabildiğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Biz bu rahatsızlığı yeni doğan döneminde görüyoruz. Genellikle ilk hafta içerisinde morarma şikayetiyle bebekler getirilir. Solunum sıkıntısı buna eklenebilir ve doğumdan itibaren ilk dört saat içerisinde parmak ucundan özel bir cihazla bunların oksijen satürasyonunu her yeni doğan bebeğin ölçeriz. Ama 4. saatten sonra da belli bir düzeyin altında düşük kalırsa o zaman morarmayla giden doğumsal kalp hastalığından şüpheleniyoruz ve genellikle artık ülkemizde bu yöntem sık kullanıldığı ve hemen hemen her yerde bulunduğu için ve çocuk sağlığı hastalıkları uzmanı arkadaşlarımızda bununla ilgilendiği için şüphelendikleri zaman belli yöntemlerimizle bu tanıyı kesin koyabiliyoruz. Erken tanıyı çok rahat koyabiliyoruz. Bu da bebeğin sağlıklı yaşam kalitesi için oldukça önemlidir.”

Büyük arter transpozisyonuyla oldukça sık karşılaşıldığını dile getiren Vedide Tavlı, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu vakayla üç binde bir gibi oranda karşılaşma sıklığımız oluyor. Ve ilk bir ayda müdahale edilmesi gereken bir doğumsal kalp hastalığıdır. Hastalık yüzde 90 çevresel faktörlerden dolayı oluşan bir hastalık. Yani anne hamile olduğunu öğrendiği gün bu hastalığın etmeni var olmuş oluyor. Yüzde 10 genetik olarak ortaya çıkıyor. Yani amca ve dayı da genetik kalp rahatsızlığı varsa herhangi bir kalp rahatsızlığı olabilir. Bunu da bebek anne karnındayken Eko yöntemiyle teşhis edebiliyoruz. Önlemleri almamız kolaylaşıyor. Çevresel etmenler her şey olabilir. Bunlar kesin kanıtlanmış şeyler değildir. Onun için çoklu etmen diyoruz.”

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber