Hakkında 20 yıl hapis istenen Savcı
Turhan, 8 Temmuz 2005 tarihinde Adana'da görev yaptığı sırada, sevgilisinin
kız kardeşi tarafından öldürülmesiyle ilgili olarak, "Kaybolan silahla
ilgim yok" dedi.
Adana'da görev yaptığı sırada evinde kalan sevgilisi Sevgi Akkaka'nın (37), kız kardeşi Havva Turhan (40) tarafından öldürülmesi olayı ile ilgili olarak basında çıkan haberler konusunda İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Turhan, olayda kullanıldığı ileri sürülen ve adli emanetten kaybolduğu iddia edilen Kaleşnikof silahın ne şekilde ve ne zaman adli emanetten alındığı konusunda hiç bir bilgisinin olmadığını belirtti.
Kendisinin, olayda kullanıldığı ileri sürülen ve adli emanette kaybolan silahla ilgili hiçbir bilgi ve görgüsünün olmadığını dile getiren Cumhuriyet Savcısı Mustafa Turhan, "Olayda kullanıldığı ve Hazro'da kaybolduğu öne sürülen silaha 1992 yılında mahkemece el konulmuş. Ben 1994 yılı sonlarında Diyarbakır'ın Hazro İlçesi'nde göreve başladım. Görev yaptığım dönemde de kaybolduğu ileri sürülen silahla ilgili olarak savcılıkça hiç bir talebimiz olmadı. Kaldı ki el konulan silahlar jandarmaca teslim alınır ve jandarmanın bilgisi olmadan hiçbir şekilde emanet deposundan dışarıya çıkarılamaz. Bizim de bu dönemde kaybolan silahla ilgili hiçbir talebimiz olmamıştır. Kimsenin keyfi olarak depodaki silahı çıkarması mümkün değildir. Silahın ne zaman kaybolduğu konusunda hiç bir bilgiye sahip değilim" dedi.
"HAKKIMDAKİ İDDİALARLA İLGİLİ DOSYA HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ DEĞİLİM"
Hakkındaki 20 yıl hapis istemiyle açılan davanın doğru olduğunu, ancak bunu
anlayamadığını ifade eden Cumhuriyet Savcısı Mustafa Turhan, "Bu konuyla
ilgili olarak olaydan bir ay sonra bana sorulan soruların hepsini cevapladım.
Hatta Bakanlık soruşturması açıldı. Bu soruşturmada halen devam ediyor. Henüz
hakkımdaki dosya ile ilgili olarak duruşmaya çıkmış değilim. Hakkımdaki dosyanın
içeriğinden de haberdar değilim. Ancak benim dosyamı basın benden çok daha iyi
biliyor. Bu bilgilerin basına nasıl taşındığı konusunu bilemiyorum" diye
konuştu.
Kız kardeşinin kendisine ait ruhsatlı silahı olduğunu ve eğer cinayeti işleyecekse kendi silahıyla işleyebileceğini ifade eden Savcı Mustafa Turhan, "Olayda hayatını kaybeden Sevgi Akkaya ile ciddi bir ilişkimiz vardı. Evlenmeyi düşünüyorduk. Ailemiz bu konudan haberdardı. Olayda taraf olmasaydım, öldüren kardeşim olmasaydı Sevgi Akkaya'nın hakları için sonuna kadar mücadele ederdim" şeklinde konuştu.
"OLAYDA KULLANILAN SİLAHLA KAYBOLAN SİLAHIN AYNI OLUP OLMADIĞINI BİLMİYORUM"
İki yıldır eşinden ayrı yaşadığını ve ayrılığının sebebinin Sevgi Akkaya olmadığını
belirten Cumhuriyet Savcısı Turhan, "Biri sevdiğim insan, diğeri kardeşim.
Olay sonrası evde bulunan silah ile kaybolan silahın aynı silah olup olmadığını
bilmiyorum. Benim görev dönemimde kaybolmuş böyle bir silah yok" dedi.
Olayın meydana geldiği gün herkesten sonra olay yerine gidebildiğini ve olayı
bizzat kendisinin araştırdığı iddialarının da gerçekçi olmadığını savunan Savcı
Turhan, şunları kaydetti:
"Kız kardeşim okullar kapalı olduğu için benim evimde kalıyordu. Sevgi
Akkaya ise kendisi Adıyaman'da memur olarak çalışıyordu. Uzun süredir devam
eden ilişkimiz vardı. Olay saat 12.00 - 13.00 arasında meydana gelmiş. Ben olayı
Cumhuriyet Başsavcımızın beni aramasından sonra öğrendim ve eve geldim. Polis
dışarıda hiç kimsenin içeriye girmesine izin vermiyordu. Cumhuriyet Başsavcımız
bizzat olayı kendisi incelemiş ve talimatları bizzat kendisi vermiştir. Olayın
meydana geldiği sırada oğlum evde bulunuyordu. Korkudan dışarıya çıkan oğlumla
ilgilendim. Olayı benim soruşturduğum kesinlikle doğru değildir. Olay mahallinde
bulunan onlarca vatandaş, basın mensupları da bunu bizzat görmüşlerdir. Evde
yapılan incelemeler video kayıtları ve fotoğraflarla tespit edilmiştir. Bunlar
incelendiğinde benim olayı incelemediğim açıkça görülecektir".