Dolu en fazla ilkbaharda yağıyor, en çok zararı yazın veriyor

Meteorolojik Afetler Şube Müdürü Dr. Abdullah Ceylan, dolu yağışının en fazla ilkbaharda meydana gelmesine karşın, en çok zararın yaz aylarında görüldüğünü söyledi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 06 Mayıs 2013 12:17, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Dolu en fazla ilkbaharda yağıyor, en çok zararı yazın veriyor

Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çapı 5 ila 50 milimetre arasındaki buz parçalarının dolu olarak adlandırıldığını anımsatarak, dolunun, gündüz sıcaklıkla birlikte havanın ısınması ve yükselmesi sonucu oluştuğunu kaydetti.

Dünyada dolu ile ilgili ilk bilimsel çalışmaların 1806 yılında başladığını ve 1925 yılından bu yana çalışmaların yoğunluk kazandığını hatırlatan Ceylan, 1970 yılında ABD'nin Kansas eyaletinde tespit edilen 766 gram ağırlığındaki dolu tanesinin bugüne kadar görülen en büyük dolu tanesi olduğunu belirtti.

Bunun dışında, dünyanın farklı yerlerinde 500 gram ağırlığında ve 20-25 santimetre çapında dolu tanelerinin de kaydedildiğini aktaran Ceylan, Türkiye'de ise bugüne kadar ceviz büyüklüğünde dolu tanelerinin tespit edilebildiğini aktardı.

Türkiye'nin, ortalama yüksekliği bin 100 metrelik bir bölge olduğunu kaydeden Ceylan, topoğrafik özelliklerin, Türkiye'nin yağış rejimini de etkilediğini dile getirdi.

Ülkenin büyük bir bölümünün karasal yapı niteliği taşıdığını belirten Ceylan, bunun dolunun oluşması için müsait bir ortam oluşturduğunu ifade etti.

Dolu yağışlarının, özellikle ilkbahar mevsiminde, Nisan ve Mayıs aylarında gözlendiğini anlatan Ceylan, bir yıl içinde meydana gelen dolu yağışlarının yüzde 55'inin ilkbaharda, yüzde 17'sinin yaz ve kış aylarında, yüzde 11'inin ise sonbaharda kaydedildiğini anlattı.

-"Türkiye'de dolu en fazla 12.00-18.00 saatleri arasında gözleniyor"-

Ankara, Yozgat, Kırşehir, Sivas, Amasya, Kars, Erzurum, Bitlis, Siirt, Diyarbakır, Adıyaman, Muğla ve Antalya civarlarının en fazla dolu yağışının gözlendiği yerler olduğunu belirten Ceylan, şu bilgileri verdi:

"İlkbahar mevsiminde özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden başlayıp Doğu Anadolu Bölgesi'nin batısıyla beraber İç Anadolu'ya doğru uzanan bir kuşak, İç Anadolu Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi özellikle Orta ve Doğu Akdeniz Bölgesi dolu açısından riskli bölgelerimiz.

Yaz mevsiminde biraz daha İç Anadolu'ya ya da karasal bölgelerimize doğru kayıyor. Ama sonbaharda kıyı bölgelerimizde yine tabii ki sıcaklık ve biraz da topoğrafyanın etkisiyle dolu hadiselerini daha sık görüyoruz.

İzmir'den başlayarak dar bir alan, Kıyı Ege, sonrasında Antalya'nın da içinde bulunduğu bölge, kış mevsiminde belki de yegane dolu hadisesinin yaşandığı bölgelerimiz içerisinde."

Ceylan, Türkiye'de, dolu hadisesinin en fazla 12.00 ila 18.00 saatleri arasında gözlendiği kaydetti.

-"Her iki dolu yağışından biri olumsuz etkiye yol açıyor"-

Dolu afetinin doğrudan ve dolaylı etkileri bulunduğunu dile getiren Ceylan, etki anlamında en riskli bölgelerin İç Anadolu ve Akdeniz bölgeleri ile Ege Bölgesi'nde Balıkesir, Manisa, İzmir civarı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya, Doğu Anadolu Bölgesi'nde de Kars ve Erzurum olduğuna dikkati çekti.

Türkiye'de meydana gelen her iki dolu yağışından birinin, olumsuz bir etkiye yol açtığını belirten Ceylan, dolu afetlerinin yüzde 46'sının ilkbaharda, yüzde 42'sinin yaz aylarında görüldüğünü söyledi.

Ceylan, "Bu şu anlama geliyor. Yazın meydana gelen dolu, insanlar ve çevre üzerinde daha fazla olumsuz etkiye yol açıyor. Daha az dolu meydana geliyor. Ama meydana gelen dolu daha fazla etkili" dedi.

Verilere göre, dolunun en fazla afete neden olduğu şehirlerin Ankara, Kars, Antalya ve Konya olduğunu kaydeden Ceylan, tarımsal faaliyetler üzerinde en fazla dolu etkisinin görüldüğü şehirlerin ise Antalya, Konya, Ankara, Kars ve Malatya olarak sıralandığını ifade etti.

Dolunun, ulaşıma etkisi açısından da Mersin, Antalya, Çorum, Erzurum, Mardin, Balıkesir ve Kırklareli illerinin ilk sıralarda yer aldığını vurgulayan Ceylan, yerleşim yerlerine etki açısından da Antalya ve Ankara'nın başı çektiğini belirtti.

-"Dolu afetinin etkileri artıyor"-

Ceylan, Türkiye'de, 1940 yılından bugüne kadarki veriler incelendiğinde, dolu afetinin etkilerinin, 2000 yılından beri bir artış gösterdiğini dile getirerek, "Meydana gelen bir dolu olayının insanlar ya da sahip oldukları mal üzerinde olumsuz etkileri daha fazlalaştı. Artık herkesin arabası var. Meydana gelen bir dolu olayı araçlara zarar verebiliyor, maddi kayba yol açabiliyor. Evler aynı şekilde bundan olumsuz etkilenebiliyor" diye konuştu.

Bunun, hemen iklim değişikliğine bağlanmaması gerektiğini ifade eden Ceylan, bir olayın afet olarak daha fazla gözleniyor olmasının "Acaba iklim değişikliğinden mi kaynaklanıyor-" şeklinde yorumlara neden olduğunu söyledi.

Ceylan, "Kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda henüz kesin olarak 'Evet kaynaklanıyor' ya da 'Hayır hiçbir etkisi yok' demek için erken. Bunu söylemek çok zor. Çünkü sadece bir tek etkene bağlı bir şey değil. Ama bizde 2000 yılından itibaren meydana gelen dolu olaylarının daha fazla kayba yol açtığı bir gerçek" ifadesini kullandı.

-Okla vurmadan, ses dalgalarına doluyla mücadele yöntemleri-

Dolu afetinin etkilerinin önlenmesi konusundaki çalışmalara da değinen Ceylan, çok eski dönemlerde dolu tanelerini okla vurarak düşürme yolunun dahi uygulanan yöntemler arasında bulunduğunu anlattı.

Günümüze yakın zamanlarda ise dolu ihtiva eden bulutlara top atışı yapılması, küçük roketler atılması veya ses dalgalarının kullanılması gibi yöntemlerin denendiğini aktaran Ceylan, "Şu an için doluyu önleme anlamında kesin bir yöntem yok. Sadece dolunun zararlarını aza indirmek konusunda yapılan çalışmalar var" dedi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yaptığı erken uyarıların önemine de değinen Ceylan, dolu nedeniyle meydana gelen tarımsal zararlar için TARSİM tarafından çiftçilere 2007 yılında 12 milyon 876 bin lira sigorta ödemesi yapılırken, bunun her yıl artış gösterdiğini ve 2011'de 85 milyon 569 bin lira, 2012'de ise 76 milyon 315 bin lira sigorta ödemesi gerçekleştirildiğini aktardı.

Ceylan, dolu afetinin etkilerindeki yükseliş ile tarımsal sigorta ödemelerindeki artışın birbiriyle örtüştüğünü dile getirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber