Kamu'nun sağlığı yok!

Haber Giriş : 06 Ocak 2006 12:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SAĞLIK HARCAMALARINDA ÇARPIKLIKLAR

TEPAV, kamunun sağlık harcamalarını araştırdı: Mevcut sistem koruyucu sağlık hizmetleri yerine aksine tedavi edici sağlık hizmetlerini teşvik etmekte ve ilaç tüketimini artırmakta

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde kurulan Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü (TEPAV), kamunun sağlık harcamalarını inceleyerek, bir rapor hazırladı. Raporda şu tespitler yer aldı:

1999 yılında gayri safi milli hasılanın yüzde 3.2'si düzeyinde olan sağlık harcamaları 2002'de yüzde 4.7'ye, 2003'te yüzde 5'e çıktı. 2004'te ise yüzde 5'i aştı. Bu artış olumlu gibi görünmekle birlikte, dağılıma bakılırsa, sağlık harcamaları aynı düzeyde artmadı, aksine reel olarak düştü.

Bunun en önemli göstergesi koruyucu sağlık hizmetlerinin konsolide bütçe ve toplam genel yönetim harcamaları içinde aldığı payın sürekli düşmesi hem de reel olarak azalmasıdır. Bu anlamda mevcut sistem esas olarak koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerini teşvik eden ve ilaç tüketimini artıran bir sonuca yol açmakta.

Gelecekteki tehlike

Koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan kaynağın yetersizliği, özellikle aşılama konusundaki problemler, gelecek dönemde yaşanacak birçok bulaşıcı nitelikteki hastalığa karşı ülkeyi hazırlıksız bir noktaya taşımakta.

OECD 2005 verilerine göre kişi başına koruyucu nitelikte halk sağlığına yönelik yapılan harcamaların en düşük olduğu ülke Türkiye. Koruyucu sağlık hizmetlerinin aldığı pay toplam genel yönetim sağlık harcamaları içinde yüzde 5'ken, bu 2004'te yüzde 2.6'ya düştü. Tedavi edici hizmetlerin toplam sağlık harcamalarındaki payı aynı dönemde yüzde 84'ten yüzde 90'a ulaştı.

Dünya Sağlık Teşkilatı'nın verilerine göre, 2001'de (açıklanan son veri) kişi başına sağlık harcaması Türkiye için 109 dolar. Türkiye 192 ülkenin ortalaması olan 424 doların oldukça altında. OECD sağlık istatistikleri çerçevesinde bakılırsa Türkiye'de 1999'da 179 dolar olan kişi başına sağlık harcaması 2003' te 234 dolara çıkmış gözükmekte. Türkiye'de kişi başına sağlık harcaması OECD ülkeleriyle AB ülkelerinin ortalamasının yaklaşık 10'da birine karşılık gelmekte. Satın alma gücü bazında bakıldığında bu oran beş kata düşmekte. Türkiye kişi başına sağlık harcamasında, Amerika, İsviçre, Norveç gibi ülkelerin 20'de birinden daha az düzeyde bir kaynağı sağlık sektörüne ayırıyor.

'Sağlık politikası yok'

Türkiye'de kamu sağlık politikasının önceliklere uygun bir biçimde gerçekleştirilememesinde, politikalarla plan ve bütçeler arasındaki ilişkinin iyi kurulamaması etken rol oynamakta.

Örneğin, orta vadeli programda koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verileceği söylenmesine rağmen bütçede yeterli kaynak yok. Bir gece, Sağlık Bakanlığı'nın 3.5 katrilyon liralık alacağının silinmesi ve sağlık hizmetleri için bütçede üst sınır belirlenmesi, hükümetin sağlık politikasının olmadığını gösteriyor.

Sosyal güvenlik kuruluşları, aldıkları sağlık hizmetinin bedelini yerinde ve zamanında ödeyemiyor. Aynı şekilde yeşil kart uygulamasının da yeterince denetlenememesi sonucu bu uygulamanın faturası da kabarmakta. Bunun arkasındaki en önemli nedenlerden biri ilaç sektöründeki fiyatlandırma politikaları.

Radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber