Özelleştirme mağdurlarına ayrıcalık
ÖZELLEŞTİRME açısından yılların beklentisi karşılandı diyebileceğimiz başarılı
bir yılı geride bıraktık. Gerçekten 20 yılda yapılamayan kadar özelleştirme
başarıyla yapıldı ve konjonktür iyi değerlendirilerek yüksek fiyatlar da elde
edildi. Ancak biz bugün özelleştirmenin başka bir boyutuna, insan kaynakları
kısmına değineceğiz.
Kamu personel rejimini düzenleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile kamu
görevlisi olabilmek için gerekli şartlar düzenlenmiş bulunuyor. Hal böyle iken
geçtiğimiz günlerde özelleştirme uygulamaları sonucu işsiz kalan veya kalacak
işçilerin diğer kamu kuruluşlarında istihdam edilmelerine ilişkin esaslarda
değişiklik yapılarak bu genel şartlara aykırı esaslar belirlendi.
Kamu işçisi
GENEL olarak ortaokul mezunları, ortaokul mezunlarından istekli bulunmadığı
taktirde ilkokul mezunları da devlet memuru olabiliyor. Zorunlu öğrenimin sekiz
yıla çıkarılması ile birlikte haliyle ortaokul şartı yerine gelmiş oluyor. Eski
mezunlar için ise hâlâ bu şart geçerli. Özelleştirme sonucu işsiz kalan veya
kalacak işçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla kamuda geçici işçi
olarak çalıştırılmaları esasları değiştirildi. Ücret yönünden aranan ilköğretim
(ilkokul dahil) mezunu olma şartı kaldırılarak okur yazar olmak yeterli kabul
edilerek genel kamu personel düzenlemesine aykırılık ortaya çıktı.
Ayrıca düzenlemede önceden olduğu gibi 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin
(a) bendinin 7 numaralı alt bendine de yer verildi. Uygulamaya bu şekilde devam
edilecek olması yine öğrenim durumu yönünden sıkıntıya yol açacak. Çünkü bu
bentte de yine 657 sayılı kanunun 41'inci maddesine atıfta bulunuluyor. Bu maddede
de kamu görevlerine atanabilmek için en az ortaokul mezunu olma bu okullardan
istekli çıkmaması halinde ilkokul mezunlarına kamu görevlisi olma yolu açılıyor.
Genel olarak düzenlemede öğrenim şartı 657 sayılı kanuna bağlanmakla birlikte
ücret yönünden ilkokul mezunu veya okur yazar olanlar için de ücret düzenlemesi
yapılıyor.
Devlete karşı suçlu
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereğince affa uğramış olsalar dahi devletin
şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı
veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç,
kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırrını açığa
vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunanlar devlet memuru olamıyor.
Daha önce özelleştirme sonucu mağdur olan işçilerin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında
geçici işçi olarak görevlendirilmelerinde bu şart aranıyordu. Yeni düzenleme
ile yüz kızartıcı suç veya devlete karşı işlenen suçlardan hüküm giyenlere de
kamuda geçici işçi olarak çalışma yolu açıldı.
Uygulamada bu durumda başka bir çelişki de ortaya çıkıyor. Özelleştirilecek
kurumlarda halen işçi olarak görev yapanların yüz kızartıcı suç veya devlete
karşı işlenen suçlardan hüküm giyenlerin işlerine son verilmesi gerekiyor. Bu
kişilerin işlerine son verilmesi nedeni ile bu kurumlardaki işçilik statüleri
de sona ereceğinden mağduriyetleri ileri sürülerek diğer kamu kurum ve kuruluşlarında
geçici işçi olarak çalıştırılmaları mümkün değil gibi görünüyor.
Devletin sosyal görevleri içerisinde vatandaşların ve kamu çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesi bulunmakla birlikte düzenlemelerde eşitlik ve uygulama birliğinin sağlanması açısından yeknesaklığa özen gösterilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu düzenlemenin uygulanmasında büyük problemler ortaya çıkacak gibi.
arif şimşek/tercüman