Rektör Yücel Aşkın, politikaya atılır mı?
Aşkın: "Doğu, sürgün bölgesi mantığından kurtarılmalı. En problemli bölgeye, en yüksek vasıflı insanlar gönderilmeli ki, sorunlar çözülebilsin"
Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın'la aramızdaki iletişim, onun tutuklu olduğu hastanenin
yoğun bakım servisinden (serumla beslendiği günlerde) 1.5 ay önce bana gönderdiği
şu mesajla başlamıştı:"Tahliye olunca Meral hanımı ziyaret edeceğim ve
o duygusunu giderecek çözümleri birlikte konuşacağız!"
İlk zamanlar, Aşkın'ın bu vaadini tutabileceğinden hayli kuşkuluydum. Ama öte
yandan İstanbul'da bir eli yağda, bir eli balda yaşayan biri olarak, üzerime
çöken suçluluk duygusunu giderecek çözümleri de çok merak ediyordum.
Sürgün bölgesi değil
Aşkın'ın ilk buluşmamızda bana gösterdiği yol haritası, aslında suskunluğun
suçluluğunu yüreğinde hisseden herkese, kendi alanında bir açılım sağlayabilir.
Rektör diyor ki: "Öncelikle Doğu'nun, sürgün bölgesi mantığından kurtarılması
gerek. Biz Doğu'ya gereken önemi vermedik. Son derece vasıfsız elemanları, sürgün
bölgesi olarak oralara gönderdik. Oysa devlet, problemleri en yoğun bölgeye,
en birinci sınıf insanlarını gönderebilmeli ki, problemleri çözebilsin. Bu siyasetçilerin
dikkate alması gereken bir konu tabii.
Anadolu'ya borcumuz
Bizim alanımızda ise metropol üniversitelerinin Doğu'daki üniversitelere destek
vermeleri lazım. İhtiyacımız olan öğretim üyeleri daimi olarak gelmeseler de,
süreli olarak gönderilmeleri lazım.
YÖK, rotasyon diye bir karar almıştı. Bu karar kısa sürede erozyona uğradı.
Öğretim üyeleri, kendi rahatlarını bozup Anadolu'ya hizmete gitmediler.
Her meslek gibi öğretim üyelerinin de, Anadolu'ya hizmet borcu olduğunu düşünüyorum.
Bir sömestr ya da bir yıl gitmek, gidenin hayatını altüst etmez, aksine zenginleştirir.
Bu üniversiteler niye bu hale geldi diye yakınmak yerine oralara giderlerse,
o üniversiteler de bu hale gelmez.
Basının, bu konuyu kamuoyunun tartışma alanına taşıması lazım. Bu bakımdan sizin
desteğiniz önemli.
Yeraltı kaynakları
İkincisi; yeraltı kaynakları ve madencilik, Doğu'ya yeni bir dinamik olabilir.
Oysa biz Doğu'nun turizmini, diğer bir takım sektörlerini konuşuyoruz, ama yeraltı
kaynaklarının harekete geçirilmesi için çok az fikir oluşturuluyor. Bunun da
tartışma alanlarına taşınması lazım. Bu konuda da sizden destek istenebilir.
Belki şimdi, eskisine göre daha etkili de olabilirsiniz."
Pekiyi ya politika?
Türkiye'nin sorunlarını bu kadar içinde hisseden, hayatının 11 yılını Doğu'da
geçirmeyi göze alan Aşkın, akıl almaz şekilde tutuklanmasıyla başlayan bu garip
süreci, siyasetle noktalamayı düşünür mü?
Vatan'dan Öğe Demirkan, rektör tahliye olduğu gün "Rektör arkadaşlarınız,
'Başbakan, Aşkın hocaya Meclis yolunu açtı' demiş" diyerek bu soruyu sormuş,
Aşkın da "Belki Allah söyletti" diye yanıtlamıştı.
Ben de aynı soruyu Aşkın'a sordum. İşte yanıtı:"Önce önümdeki zor dönemi
atlatmayı ve sağlığıma kavuşmayı bekliyorum. Önümüzde yargı süreçleri var. Bunların
sonuçlanması lazım. Rektörlüğümün bitmesine 15 ay kaldı. Bu görevimi tamamlamaya
kararlıyım. Daha sonrası için kafamda henüz tasarlanmış bir fikir yok, ama çeşitli
alternatifler değerlendirilebilir."
meral tamer/milliyet