Çocuğun kopan ayakları ameliyatla dikildi

Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde, vücudunu traktörün arkasına bağlı ot biçme makinesine kaptırarak ağır yaralanan 7 yaşındaki çocuğun kopan iki ayağı, ambulansla getirildiği Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde yapılan ameliyatla dikildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Mayıs 2013 16:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Çocuğun kopan ayakları ameliyatla dikildi

Yaklaşık 12 saat süren ameliyat sonrasında yoğun bakıma alınan ve uyutulan Harun Mosmos'un, sağ ayağının kötü durumda, sol ayağının ise daha iyi olduğu öğrenildi. Uzuvların vücut tarafından kabul edilip edilmeyeceği ve çocuğun genel sağlık durumunun ne şekilde olacağının netlik kazanması için bir haftalık kritik süreç bekleniyor.

"Ayaklarının koptuğunu bilmiyor"

Maden işçisi baba Ramazan Mosmos, olay hakkında AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu Harun'un oyun oynamak için otların arasına girdiğini belirterek, "Biçerdöver, çarpmış ve iki ayağı koptu" dedi.

Olayın akşamüstü 17.30 sıralarında meydana geldiğini ve oğlunu özel aracıyla Çaycuma Devlet Hastanesine götürdüğünü söyleyen Mosmos, bu sırada ayakların kopmak üzere olduğunu kaydetti.

Mosmos, süreçle ilgili şunları anlattı:

"Buradaki acil serviste, 'Biz, bunun önlemini alamayız' diye Zonguldak'taki Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesine sevk ettiler. Ambulansla oraya gittik. Saat 19.30 gibi oradaydık. İşlemleri yaptılar. 'Uçak gelecek, helikopter gelecek' dediler. Buradan oğlumun ambulansla çıkması saat 00.30'u buldu. Çok zaman kaybı oldu. Gece saat 03.00 gibi Ankara'ya gelindi ve 03.20 gibi ameliyata alındı."

Mosmos, oğlunun ayaklarının koptuğunu bilmediğini vurguladı.

"Ameliyatın maksimum 4-6 saat içinde yapılması gerekiyor"

Harun Mosmos'un ameliyatı, HÜ Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Doç. Dr. Serdar Nasır ve ekibi tarafından gerçekleştirildi.

Nasır, kol ve bacak gibi uzuvların kopmasında sürenin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, "Dakikalar çok önemli. Burada 4-6 saat bizim için maksimum süredir. Altı saatin üzerine çıkıldığında, biz ne yaparsak yapalım, o bacağı kurtarma şansımız gittikçe azalıyor. Çünkü, doku ölüyor o sırada" diye konuştu.

Hız kazanılması için hastanın hava ambulansıyla gönderilmesini istediklerini ifade eden Nasır, şöyle konuştu:

"Onlar da 'uçak ambulansla gönderemeyiz' dediler. Ben de 'Hayır, göndermezseniz, ben kabul etmem, çünkü yararımız olamaz' dedim. 'Tamam, bakalım' dediler. Sonra, 'uçak ambulans gelecek' dediler. Ardından 'gelemeyecek, uçak ambulans tamamen dolu. Biz, karayolu ile göndereceğiz' dediler. Sonra yine aradılar, 'helikopter ambulans ayarlandı' denildi. Yarım saat sonra, tekrar arandı ve 'uçak işi olmadı, biz yine karayolu ile gönderiyoruz' dediler."

Öte yandan, uzuvların saklanma koşullarının da önemine değinen Nasır, "Kopan uzuvu buz dolu bir yere koyacaksınız, öyle göndereceksiniz. 'Böyle gönderin' dedik. Ama, eczacıların kullandığı iki plağın arasına konulmuştu" ifadesini kullandı.

Bu süreçte bir "gecikme"nin olduğunu iddia eden Nasır, "Biz, acilden direk ameliyathaneye çıkarttık. Hiç orada vakit kaybettirmedik. İlk ayakta bir saat içinde kan dolaşımını sağladık. Sağ bacak, ciddi yaralanmıştı. Ardından sol bacağı da diktik. İki ayağı bir saat sonra da kaybedebiliriz, iyi de olabilir. Nakillerden sonra, uzun süreli kansız kaldığından zehirli madde üretiyor ve vücudun içine giriyor. Bu da hayati tehlike yaratıyor. İki ucu keskin bıçak. Biz şimdi, çocuğun hayati tehlikesi olmasın diye de uğraşıyoruz, uyutuluyor. Genel durumu iyi, ayağın biri iyi, diğeri ise sıkıntılı. Bir iki gün içinde belli olur" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber