Ağrıların sebebi şehir hayatı

Kent yaşamının getirdiği uzun çalışma saatleri, insan ilişkilerindeki kırılganlıklar, stres, kredi kartları, trafik, hava kirliliği gibi etkenler ağrıları tetikliyor.

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 29 Mayıs 2013 10:20, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57
Ağrıların sebebi şehir hayatı

Günümüzde ağrılar genç yaşlı ayırt etmiyor. Özellikle metropollerde yaşayanlar ya baş ya bel ağrısından şikayetçi. Medipol Üniversitesi Hastanesi Beyin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İlhan Elmacı, şehir hayatının ağrıları tetiklediğini vurgulayarak “Uzun çalışma saatleri, insan ilişkilerindeki zafiyet ve kırılganlıklar, işe yetişme stresi, trafik, kredi kartları, başkalarına duyulan hayranlıklar, kendisiyle barışık olamama, kendini ifade edememe, gürültü, hava kirliliği, cep telefonlarının elektromanyetik kuşatma altında olan yaşam alanları; ağrı mekanizmalarını tetikleyen sebepler” dedi. Tarihe bakıldığında hekimliğin ağrıyı tedavi etmek için ortaya çıktığına değinen Prof. Dr. Elmacı; “Oysa ağrı tedavisi hala en önemli sorunlardan biri. Başarı aynı fotoğrafa farklı açılardan bakabilmemize bağlı. Bunun için ağrı tedavisi için multidisipliner bir çalışma grubunun işbirliği yapması gerekiyor” dedi.

Hayatın MR'ı çekilmeli

Prof. Dr. Elmacı, ağrı türleri içinde en çok baş ağrısının hayatı olumsuz etkilediğini söyledi ve ekledi: Tetkiklere rağmen elle tutulabilen bir sebebin tarif edilemediği, ilaç tedavilerinin yetersiz kaldığı baş ağrılarına sıkça rastlıyoruz. Bunu boyun, ense, sırt ve bel ağrıları takip ediyor. Prof. Dr. İlhan Elmacı, ağrı yapan sebebi bulmak için en önemli aracın MR gibi görüntüleme yöntemleri olduğunu söyleyerek hasta hikayesinin de önemli olduğunu vurguladı ve “Ağrı yapan sebebi anlamak bakımından; hastanın öyküsünü dinleme ve muayene en değerli desteğimiz. Bunun üstüne yapılan ileri radyolojik incelemelerden gelen bilgilerle sebep kesinleştirilebilir. Takım çalışması yapmadan kalıcı ağrı tedavisi imkansız. 3T kuralı burada geçerlidir: Teşhis, Tedavi, Takip.

ÇOCUKLAR ERİŞKİNLERİN MİNYATÜRÜ DEĞİL

ÇOCUKLARIN erişkinler gibi tedavi edilmediğini anlatan Medipol Üniversitesi Hastanesi'nden Çocuk Beyin Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gökalp Silav da “Çocuklar erişkinlerin minyatürü değil. Hastalıkların ortaya çıkış şekilleri, nedenleri, belirtileri erişkinlerden farklı. Örneğin yetişkinlerde daha iyi huylu seyreden bazı tümörler çocuklarda kötü huylu olabiliyor. Çocuğun hastalığını ifade etmekteki zorluğu nedeni ile erken teşhis kaçırılabilir” dedi. Çocuklara uygulanacak laboratuvar ve radyolojik inceleme yöntemlerinin erişkine göre farklılıklar gösterebilirdiğini söyleyen Silav, sözlerini şöyle sürdürdü: Çocukluk çağında en çok düşme çarpmaya bağlı kafa travmaları oluyor. Travma durumunda teşhis ve tedavi basamaklarının çok hızlı bir şekilde sürdürülmesi gerekir.”

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber