Yabancı dille eğitim aldatmacası
Türk eğitim sisteminin en büyük baş ağrılarından biri de OKS, ÖSS gibi giriş
sınavlarıdır. Öğrencilerin okulu bırakıp dershanelere koşmasının nedeni bu.
Peki bunca eziyet, kaynak israfı ve eğitimde dejenerasyon niye yaşanıyor? Cevap
çok net: Yabancı dille eğitim yapan iyi bir okula girmek için...
Kâğıt üzerinde bakıldığında ilk ve orta dereceli okullardan üniversiteye kadar
pek çok öğrenim kurumunda yabancı dille eğitim yapılıyor. Ücretleri 8 ila 20
milyar lira arasında değişen kolejler ile 8-10 bin dolarlık vakıf üniversitelerinde
de güya hep yabancı dille öğretim gerçekleşiyor.
Ama sonuç ortada. Devlet okullarında öğrenim görenlerin de bu yolda dünyanın
parasını harcayanların da yabancı dile vakıf hale geldiklerini söylemek abartılı
olur. Bu konudaki memnuniyet oranı giderek azalıyor.
Neden bu noktaya gelindiğini irdelemeden isterseniz önce şu mektubu birlikte
okuyalım:
"Bir vakıf üniversitesinde, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi 2.
sınıfta okumaktayım. Okulumuzda eğitim sözde İngilizce verilmektedir. Hocalarımız
dersleri Türkçe anlatmakta, Türkçe kaynaklardan yararlanmaktadır. Fakat ne gariptir
ki sınavlarda bizlerden İngilizce yazmamız istenmektedir. Osmanlı Tarihi, Diplomasi
Tarihi vb. dersleri Türkçe almaktayız fakat sınavlarda İngilizce yazmamız, soruları
İngilizce olarak cevaplandırmamız istenmektedir. Bu durum tüm öğrenci arkadaşlarımızı
rahatsız etmesine rağmen bugüne kadar derdimizi
kimseye anlatamadık (Başta Bölüm Başkanı olmak üzere birçok hocamıza).
Bu mevzu ile alakalı ne yapabileceğimize (Kime, nasıl şikâyette bulunmalıyız?)
dair bizi aydınlatırsanız sevinirim..."
Denetim yok
Türk eğitim sisteminde çözülemeyen en önemli sorunlarından biri de yabancı dil
eğitimi. Bazı okulların, bazı derslerini ya da tümünü yabancı dille yapmasının
amacı da yabancı dilin daha iyi öğrenilmesine yönelik. Ama gün geçtikçe bu konuda
iyiye gidileceğine erozyonun şiddeti artıyor.
Eskiden, yabancı dili çok iyi olan öğrenciler mezun eden öğretim kurumlarımız
bile artık yarı yarıya fire veriyor. Anadolu liseleri, kolejler ve en popüler
üniversitelerimizde bu erozyondan fazlasıyla payını alıyorlar.
Her şeyden önce öğrenci sayıları çok arttı. Hoca kalitesi düştü. En önemlisi
de öğrencilerin daha kolay mezun oluyor hale gelmeleri.
Ama nedense öğrenciler de, veliler de, öğretim kurumlarının yönetici ve sahipleri
de bu konuyu hiç irdelemiyorlar. Oysa kolejlere olan talebin artmaması özellikle
bu yüzden. Yakında vakıf üniversitelerinde de aynı tablo yaşanırsa hiç şaşırmamak
gerekir.
Milli Eğitim Bakanlığı, yabancı dil konusunda sürekli yeni projeler peşinde.
Ama anadolu liseleri gibi bu konuda kendini kanıtlamış uygulamaları bozma ve
yok etme dışında henüz ciddi bir adım atabilmiş değil.
Bir başka yanlış
Anadolu liseleri ile kolejler sınavı teke indirildi ama tercih listeleri hâlâ
birleştirilmedi. Bakan Çelik, bugüne kadar yaptığı yanlışların en büyüğünü bu
konuda gerçekleştiriyor. Üç beş özel okul sahibini memnun edeceğim diye tüm
sistemin altüst olmasına göz yumuyor.
Yaz aylarına kadar bakanlık koltuğunda kalırsa, bu sözleri kendisine bir kez
daha hatırlatacağız.
Bu arada 20 bin kadro da öğretmen adaylarını memnun edebilmiş değil. Her branştan
şikâyetler yükseliyor.
Bakanlık uzun vadeli öğretmen alım politikasını açıklamalı ki gençler ona göre
geleceklerine yön verebilsinler...
abbas güçlü/milliyet