Yargıtay Genel Sekreteri: Elimizde 1 milyonun üzerinde dosya var
Yargıtay Genel Sekreteri Uğur İbrahimhakkıoğlu, Yargıtay'ın iş yükünün inanılmaz
ölçülerde olduğunu, şu anda ellerinde 1 milyonun üzerinde dosya bulunduğunu
belirterek, "Ama ikinci kademe yargılamanın amacı, Yargıtay'ın iş yükünü
azaltmak değil, adil yargılamanın unsuru olan, yüz yüze ikinci yargılamayı temin
etmektir" dedi.
"Türkiye'de İstinaf Mahkemelerinin Kurulmasının Desteklenmesi Eşleştirme
Projesi" dolayısıyla Hakimevi'nde bir toplantı düzenlendi.
İbrahimhakkıoğlu, toplantı açılışında yaptığı konuşmada, "adil yargılanma
hakkının" doğal olarak iki kademeli bir yargılamayı içinde taşıdığını belirterek,
şöyle konuştu:
"Tek bir kademeden ibaret bir yargılama, gerçek anlamda bir adil yargılama
kabul edilemez. Yargılamayı yapanlar da insandır, onların da hataları, zaafları
olabilir.
İnsanlar da ilk yargılamada söylemeyi düşünmedikleri, söyleyemedikleri kararı
aldıktan sonra birden bire söylemek isterler." Temyizin ikinci kademe yargılama
olarak algılanmasının da yanlış olduğunu belirten İbrahimhakkıoğlu, temyizin,
sadece hukuki denetim yaptığını anlattı. İbrahimhakkıoğlu, şunları söyledi:
"Yargılama, algılama, değerlendirme, tespit ve şahsileştirmede adli hataları
gideremez. Murafaa (Yargıtay'da duruşmalı dosya incelemesi), şekli bir işlem
olup, hiçbir zaman gerçek yargılamanın yerini tutamaz.
Temyize, ikinci kademe yargılama yaptırmaya kalkarsak, yanlış bir iş yapmış
oluruz. Nitekim hiçbir zaman da bu başarılı olmamıştır.
Görmeden, dinlemeden, iletişim kurmadan, ruhi, fikri yapısına tam manasıyla
intibak etmeden sağlıklı hüküm vermek mümkün değildir."
"ELİMİZDE 1 MİLYONUN ÜZERİNDE DOSYA VAR"
İkinci kademe yargılamayı, Yargıtay'ın iş yükünü azaltmak ve bir içtihat mahkemesi
olarak çalışmasını temin etmek olarak görmediklerini ifade eden İbrahimhakkıoğlu,
"Yargıtay'ın iş yükü gerçekten inanılmaz ölçülerdedir. Şu anda elimizde
1 milyonun üzerinde dosya var. Ama ikinci kademe yargılamanın amacı, Yargıtay'ın
iş yükünü azaltmak değil, adil yargılamanın unsuru olan, yüz yüze ikinci yargılamayı
temin etmektir" diye konuştu.
İbrahimhakkıoğlu, bölge adliye mahkemeleri hayata geçtiğinde, bir yüksek mahkeme
olan Yargıtay'ın, yüksek mahkeme olmanın icap ettirdiği fonksiyonu layıkıyla
ifa edebileceğini söyledi.
"SIKINTILAR OLABİLİR"
İbrahimhakkıoğlu, bölge adliye mahkemelerinin kuruluşunda umulandan daha büyük
sıkıntılarla karşı karşıya kalınabileceğine de dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"İkinci bir defa aynı konunun yargılanması, yargılama sürecinin daha fazla
uzadığı eleştirilerine neden olacaktır. İçtihat farklılıkları doğacaktır. Çeşitli
bölge adliye mahkemelerinin uygulamalarında çelişkiler meydana gelecektir. Bu
içtihat ayrılıklarını birleştirmek, düzeltmek ayrı bir problem olarak ortaya
çıkacaktır. Eğitim konusu karşımıza çıkmaktadır. Bir istinaf hakimini nasıl
eğiteceğiz ve bu olaya sevk edeceğiz?
Bunu yaparken, alt kademe mahkemeleri sadeleştirmek, biraz daha derli toplu
hale getirmek mecburiyetindeyiz. Son yıllarda sanki bir ihtisas mahkemesi enflasyonu
yaşamaktayız. Sulh ve asliye ayrımını kaldırmayı, sadece hukukta değil, ceza
mahkemelerinde de düşünelim.
İhtisas mahkemeleri yerine sadece ceza ve hukuk mahkemeleri koyup, bunları
numaralandırarak hangi davalara bakacağı yönünde bir ihtisaslaşmaya gidersek,
ilçelerdeki ağır ceza mahkemelerini kaldırırsak, ticaret mahkemelerini tek hakimli
hale getirirsek, ilçe cezaevlerini tamamen kaldırırsak, bunlardan elde edeceğimiz
tasarrufla gücümüzü bölge adliye mahkemelerine daha çok verebiliriz."
PROJENİN KAPSAMI
Projeyi tanıtan Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı ve Proje Lideri Mustafa Elçim de 18 ay sürecek projenin "Bölge Adliye Mahkemeleri"ni işletecek insan unsurunun bilgili ve donanımlı hale gelmesi amacıyla yapıldığını belirtti. Proje kapsamında bölge adliye mahkemelerinde görev yapabilecek 1500 hakim ve savcı ile 1200 yardımcı personelin eğitileceğini ifade eden Elçim, bu mahkemelerin etkin bir şekilde çalışmasının ve Türkiye'de yargının işleyiş ve etkinliğinin AB üyesi ülke standartlarıyla uyumlaştırılmasının amaçlandığını kaydetti. Elçim, eşleştirme projesine, AB'nin 1 milyon 400 bin Avro, Türkiye'nin ise 800 bin dolar katkı sağlayacağını bildirdi. Elçim, eşleştirme projesinin Hollanda Yüksek Yargı Konseyi ile İsveç Ulusal Mahkemesi işbirliğiyle yürütüleceğini belirtti. Proje kapsamında, hakim ve savcılar ile yardımcı personele yönelik konferanslar düzenlenecek, kitaplar basılacak, personel eğitilecek ve ilgili ülkelere inceleme gezileri düzenlenecek.