GATA'nın hemşiresi AİHM'e başvurmayabilirdi

Haber Giriş : 04 Şubat 2006 11:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

AİHM'e gitmenin hiçbir gereği yoktu!

Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde hemşire olarak görev yaparken ihraç edilen Şenay Aksoy, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne başvurarak ihracın kanuna aykırı olduğu iddiasıyla mesleğine dönmek istiyor.

Davalı Milli Savunma Bakanlığı, ilgilinin yasadışı örgüt sempatizanı olarak siyasi ve ideolojik faaliyetler yürüttüğünü, Akademi'nin düzenini bozduğunu öne sürerek işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürüyor. Ancak, AYİM, davalı Milli Savunma Bakanlığı'nın ?GİZLİ' damgalı bir zarf içinde sunulan bilgi ve belgeleri dayanak yaparak hemşire Aksoy'un talebini reddediyor. Aksoy, bunun üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurup hakkını alıyor.

Devlet dairelerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin varlığı kaçınılmazdır. Bu belgeler çok gizli, gizli, hizmete özel ve özel olarak tasnif edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı, görevleri gereği bu gizlilik derecelerini kullanır. Gizlilik derecelerinin önemi, buralarda görev yapan personelin makamına, ehliyetine ve yetkisine olan güvenle orantılıdır. Memuriyete yeni başlayan alt kademedeki bir memura çok gizli belgeler verilemez. Gizlilik dereceli belgelerin kurum dışında tedavülü de açık bir görev kusurudur.

İlgili kişinin de

savunması önemli

Kamu personeli hakkında mesleğe kabul edilirken gizli soruşturmalar yapıldığı herkesin malûmudur. Ancak, bu soruşturmalarla ilgili tereddütler vardır. Genellikle ilgili kişinin okul, ev veya iş çevresinde onu tanıyan kişilere yapılan başvurularda alınan cevaplar, bu soruşturmalara esas teşkil eder. Sabıka gibi durumların záten kayden tesbiti gereklidir.

Sübjektif görüşlere dayalı bu soruşturmaların gerçeği aksettirdiği söylenemez. İlgilinin tesadüfen düşmanlarına yapılacak başvurulara alınacak cevaplar, kişinin hayatını söndürebilir. O halde bu soruşturmalarda ilgili kişinin savunmasının da bir yol ile alınması gerekir. Gizli soruşturma tespitlerini, kesin delil niteliğinde kabul etmemek gerekir.

Yargı Yetki'sinin kullanılması, gücünü egemenlik kavramından alır. Yargı'nın gücünü de mahkemeler ifa eder. Esasen mahkeme kararlarında Türk Milleti adına yargılama yetkisine sahip olunduğu açıkça ifade edilir.

Mahkemeler, yargı görevini ifa ederken tüm kurum ve kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi talep edip inceleyebilir... Bu, mahkemelere kanunlar tarafından verilmiş bir görev ve güçtür. Mahkemelerin emirlerini yerine getirmeyenler, cezai işleme tabi tutulurlar.

Aleni Yargılama'dan

Gizli'ye dönülebilirdi

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kendisine gelen ?GİZLİ' belgeyi aleni yargılamaya uygun olarak duruşmada açıp okuması ve taraflara bu belgeye karşı ne diyeceklerini sorarak hükmünü bundan sonra vermesi gerekirken, bunun böyle yapılmadığı ve davacı Şenay Aksoy'un AİHM'ye başvurmak ve hakkını oradan almak zorunda kaldığı anlaşılmaktadır.

Mahkeme, Devlet'in mahkemesidir. Devlet'in başka bir bölümünün mahkemelerden gizleyeceği hiçbir bilgi ve belge olamaz. En yüksek değer adálet değeridir. Kaldı ki; böyle durumlarda aleni yargılamanın gizli yargılama olarak icrasına da hiçbir yasal engel yoktur.

Anayasa'mız, kamu görevinde bulunanlarda görevin gerektirdiği niteliklerden başkaca nitelikler aranmaması gerektiğini emreder.

Hemşire Şenay Aksoy'un davasını sonuçlandırmaya, Türk Hukuku'nun iç normları yeterlidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmesine hiç gerek yoktur.

Star/ Halit Kakınç

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber