Erdoğan'dan Danıştay'a yanıt: Yargı kararları eleştirilebilir
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, pozitif hukuk ve
onun neticelerinin her zaman eleştiriye açık olduğunu ifade ederek, "yeter
ki yargı sürecine halel getirecek müdahaleler söz konusu olmasın" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin,
AK Parti iktidarında demokratikleşme istikametinde yol almaya devam ettiğini
belirterek, demokrasi, hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler konusunda şu
ana kadar esaslı reformlar yaptıklarını anlattı.
Türkiye'nin, AK Parti iktidarıyla birlikte yapısal bir dönüşüm sürecine girdiğini
kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu süreçte hukuk düzenimiz, demokrasinin evrensel standartlarına ve hukukun
genel ilkelerine uygun olarak kapsamlı bir değişikliğe uğradı. Hükümetimizin
demokrasiye ve hukuka yatırım hamlesiyle, bireysel özgürlükleri öne çıkaran,
özgür bireyi temel alan demokratik hukuk devleti tahkim edildi, güçlendirildi.
Elbette bu reformlar, düzenlemeler yapılırken mevzuata dayalı değişikliklerin
tek başına yeterli olmadığını, arzu edilen neticeye ulaşmak için bir zihniyet
dönüşümüne ihtiyaç olduğunu biliyoruz.
Türkiye'de hukuk zihniyeti, hukuka bakış, ne yazık ki tarihi tecrübenin bir
takım çarpıklıklarla malul olduğunu göstermektedir.
Yakın zamana kadar Türkiye'de hakim söylem; Türk demokrasisinin kendine has
belli özellikler taşıdığı ve Türkiye'nin özel şartları dolayısıyla evrensel
standartların bizim ülkemizde geçerli olamayacağı varsayımına dayanmaktaydı.
Esas itibarıyla bu özel şartlar vurgusu, Türkiye'deki devlet-toplum-birey ilişkilerinin
tanzimine yönelikti. Bu özel şartlar içinde hukuk, bireysel özgürlüklerden ziyade,
toplum ve birey karşısında devleti korumanın bir aracı olarak görülüyordu. Oysa
modern hukukun temel felsefesi, bireyi, insanı, merkeze almaktadır. Demokrasi
tarihi içinde şekillenen bütün modern hukuk belgelerinin ve anayasaların asli
gayesi, bireydir. Bireyin hak ve hürriyetlerini teminat altına almaktır.
Bu bakımdan partimizi kurarken, temel felsefemizi, 'insanı yücelt ki devlet
yücelsin anlayışı' olarak belirledik ve yola böyle çıktık."
TARİHİ SEYİR
Erdoğan, Türk demokrasisinin, devleti bireyin önüne koyan ve hukuku da devleti
korumanın aracı olmaya indirgeyen bir tarihi seyir izlediğini anlatarak, "bu
süreçte hukuka kendi içinde bir değer atfedilmemiş, hukuk, devlet için fonksiyonel
olduğu ölçüde değer kazanmıştır" diye konuştu. Devleti eksen alan, devleti
bireyin önüne koyan hukuk zihniyetiyle, bireysel özgürlükleri temel alan hukuk
zihniyeti arasındaki farklıların bu tartışmalar vesilesiyle bir kere daha su
yüzüne çıktığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hukuk devleti; temel hak ve özgürlükleri teminat altına alan, bireye
hukuk güvencesi sağlayan ve kendini hukukla bağlayan devlettir.
Tabii ki yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin olmazsa olmaz öğesidir.
Öncelikle altını çizerek hatırlatmak isterim ki yargılama süreci devam ederken,
siyasetin ve diğer kurumların yargıya müdahale sayılabilecek eylem ve beyanlarda
bulunması bizim de asla onay vermeyeceğimiz bir durumdur. Ancak, yargı kararı
ortaya çıktıktan sonra hukuku savunmak en az hukuk adamları kadar siyasetin
ve sivil topumun da görevidir.
Siyaset tabi ki demokratik siyaset, hukuku savunmadan var olamaz.
Hukuku savunmayan siyaset, kendi varlık zeminini inkar etmiş olur.
Yargının bağımsızlığı, yargı kararlarının eleştirilemez olduğu anlamına gelmez.
Pozitif hukuk ve onun neticeleri her zaman eleştiriye açıktır. Yeter ki yargı
sürecine halel getirecek müdahaleler söz konusu olmasın. Yargı kararlarının
bağlayıcılığı farklı, bu kararların eleştiriye açık olması farklı hususlardır.
Tesis edilmiş bir yargı kararını yorumlamak ya da eleştirmek başka, devam eden
bir yargılama sürecini etkileyecek yorum ve beyanlarda bulunmak başka bir şeydir.
Anayasa'nın 138. maddesinin, ancak bugün hem de verilmiş bir karara ilişkin
tartışmalar üzerine hatırlanması da ayrıca düşündürücüdür. Hukuk, özgürlüklerin
ve toplumsal barışın zemini ise bu zeminde ve sınırları içinde mütalaa yürütmek
sadece yargı kurumlarının tekelinde olamaz." Erdoğan, bu tartışmalardaki
yerlerinin, hukuku savunmakla sınırlı olduğunu belirterek, "Türkiye'nin
odaklanması gereken husus, Türkiye'nin kaynakları ve imkanlarıdır. Ülkemizin
gücünü beyhude tartışmalarla heba etmek yerine, halkımızın ekmeği, aşı, onuru
ve hukuku ile ilgilenerek geleceğe taşımak durumundayız" diye konuştu.