Ergin'den çoğulculuk yanıtı

ADALET Bakanı Sadullah Ergin, Adli Yıl açılış töreninde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun sözlerine tepki göstererek, "Sayın Baralor Birliği Başkanı kendi oturduğu koltuğa çoğunlukçu bir seçim sistemi ile gelmiştir.

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 02 Eylül 2013 17:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Çoğulculuğa asla kapı aralamayan bir sistemdir bu. Parlamento açıldıktan sonra barolar birliği seçimlerinin de çoğulcu yöntemle yapılması için öneri getireceğiz. Umarım sayın Başkan bu çoğulcu önerilerimize de destek verir" dedi.

2013-2014 Adli Yılı açılış töreninde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun eleştirdiği, 'çoğulculuk' kavramına törenden sonra Adalet Bakanı Sadullah Ergin'den yanıt geldi.

'BİZE ÇOĞULCU TAVSİYELERDE BULUNMA HAKKINA SAHİP DEĞİLLLER'

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, şunları söyledi:

"Baralor Birliği Başkanı'ın tespitleridir ki sayın Başkan, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve siyaset kurumları olmak üzere tüm kurumları eleştirmiştir. Elbette ki eleştirir. Değerlendirme yapar. Ancak bu değerlendirmeleri yaparken kendimizi de bu değerlendirmelerin içine katmak durumundayız. çoğulculuğa vurgu yapan, çoğunlukçuluğu eleştiren bir bakış açısı ortaya koydu. Doğrudur demokrasiler çoğulcu oldukları ölçüde kıymetlidirler. Ama sayın Baralor Birliği Başkanı kendi oturduğu koltuğa çoğunlukçu bir seçim sistemi ile gelmiştir. Çoğulculuğa asla kapı aralamayan bir sistemdir bu.Bu sistemin değiştirilmesi için girişim yapanlara da çok büyük bir muhalefet ortaya koymaktadırlar.Kendileri oturdukları koltuğa çoğunlukçu yöntemlerle gelenler bu kürsülerden bize çoğulcu tavsiyelerde bulunma hakkına sahip değiller. Parlamento açıldıktan sonra barolar birliği seçimlerinin de çoğulcu yöntemle yapılması için öneri getireceğiz. Umarım sayın Başkan bu çoğulcu önerilerimize de destek verir."


Adli Yıl açılış töreninde Feyzioğlu'ndan sert eleştiriler

Adli Yıl açılış törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun sert eleştiriler içeren konuşması damga vurdu.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in de katıldığı açılış töreninde konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye gündemine dair çok sayıda konuda sert eleştirilerde bulundu.

"MİLLİ İRADE DİYENLER OTORİTERLEŞTİ"

'Milli irade' tabiriyle ilgili konuşan Feyzioğlu, “Dünya ve Türkiye tarihine bakıldığında, milli irade tabiri daha ziyade, seçimle iş başına gelmiş ancak çoğulculuk yerine çoğunlukçuluğu benimsemiş ve giderek otoriter eğilimler sergilemeye başlamış siyasi iktidarların tercihi olmuştur” dedi.

Çağdaş demokrasilerin çoğulcu olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, “milli irade tabiri, çoğunluğun azınlığa tahakküm ettiği, siyasi iktidarın her kurumu ele geçirdiği ve yaşamın her alanını düzenlemeye soyunduğu, insanların yaşam biçimine müdahale ettiği dönemlerdeki içeriğinden elbette ki farklı anlaşılmak zorundadır” diye konuştu.

Cumhuriyetin temel niteliklerinin çoğunluğun azınlığa tahakkümünü sınırladığını belirten Feyzioğlu, “Bu sınırlamalarla kastedilen, bazılarının ileri sürdüğünün aksine, azınlığın çoğunluğa tahakkümü asla değildir; kastedilen, demokratik uzlaşma kültürüdür, katılımcı demokrasidir, geçici bir çoğunluğun geçici bir azınlık üzerinde mutlak egemenlik kurmasının önlenmesidir; nasıl yaşayacağını, hangi okula gideceğini, hangi inanca sahip olacağını, nerede ibadet edeceğini, hangi ahlak kuralını benimseyeceğini kişilere dayatmaya kalkışmamasıdır” ifadelerini kullandı.

"DEMOKRASİ SANDIKLA SINIRLI DEĞİL"

Feyzioğlu eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:

- Demokrasilerde “seçim sandığı” kuşkusuz vazgeçilmezdir. Ancak demokrasi, sandıktan sandığa oy vermekle sınırlı bir rejim değil, bir yaşam biçimidir. Demokratik hukuk devletinde, siyasi iktidar, parlamentodaki çoğunluğu ne olursa olsun hukuk kurallarıyla bağlı olduğunu bilir. Hukuk kurallarını uygulayanlar da daima özgürlükçü pencereden bakarlar. Çünkü demokratik hukuk devletinde özgürlükler esas, özgürlüklerin kısıtlanması ise istisnadır.

"KUTSAL OLAN DEVLET DEĞİL İNSANDIR"

- Çağdaş devlet anlayışında kutsal olan devlet değil, devletin hizmetle yükümlü olduğu insandır. Devleti kutsallaştırmak isteyenler, aslında kendilerini kutsallaştırmak ve dokunulmaz ilan etmek isterler. Bu düşüncede olanlar halka sundukları hizmetleri bir görev olarak değil, bir lütuf olarak görürler. Kendi kendilerini halka hizmet ederken lütufta bulunduklarına inandıranlar, bireylerin muhalif düşünceler açıklamasına, toplulukların toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmasına öfkelenirler ve halkı kadir bilmezlikle suçlarlar.

"İKTİDARLAR DEMOKRASİ DALINI KENDİ ELLERİYLE KESMEZLER"

- Siyasi iktidarlar, demokratik kitle örgütlerinin eleştirilerinden elbette haz etmek zorunda değildir; ancak çoğulcu demokrasilerde, siyasi iktidarlar, bu eleştirileri değerlendirmek ve hoşgörüyle karşılamak zorundadır. Çoğulcu demokrasilerde siyasi iktidarlar hoşlarına gitmeyen siyasi düşünceleri hedef almazlar, parlamentodaki çoğunluklarına dayanarak demokratik kitle örgütlerini yok etmeye kalkışmazlar; bunları demokrasinin vazgeçilmezi olarak kabul ederler ve birlikte yaşarlar. Böylece bindikleri demokrasi dalını kendi elleriyle kesmezler.

- Esasen çoğulcu demokrasi, gerçek demokrasinin tek modelidir. Çoğunlukçu rejimler kendi kendilerini demokrasi olarak ilan etseler de, o düzenlerde özgürlük yoktur, siyasi iktidarın lütufları vardır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber