Erdoğan: Ahmet Kaya'nın suçu saz çalmakmış

Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde konuşan Başbakan Erdoğan, "Ahmet Kaya'nın suçu neydi. Bunu kendi şarkısında söylüyordu. Ne diyordu: Diyarbakırlıymış, Adı Bahtiyar'mış, suçu saz çalmakmış. Evet, Ahmet Kaya'nın suçu saz çalmaktı. Ama Türkiye değişiyor" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Kasım 2013 16:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Ahmet Kaya'nın suçu saz çalmakmış

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergani'de toplu açılış törenine katıldı.

Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Diyarbakır'da tarihi bir gün yaşandığını belirterek, tam 37 yıldır ülkesinden, vatanından, topraklarından ayrı yaşamak zorunda kalan Şivan Perwer'in, kendilerinin gayretleri sonucu Türkiye'ye geldiğini söyledi.

Şivan Perwer'in kendi insanının önünde, kendi anadilinde, kendi topraklarında türkülerini, şarkılarını söylediğini anımsatan Erdoğan, "Anadolu'nun, bu toprakların yetiştirdiği bir başka büyük ses sanatçımızla, İbrahim Tatlıses ile türküler söylediler. Onlar Diyarbakır'la hasret giderdiler, tüm Türkiye ile hasret giderdiler. Diyarbakır da onlarla hasret giderdi" diye konuştu.

"Maalesef bu ülkede birçok sanatçı, dilinden, etnik kökeninden, kimliğinden dolayı hor görüldü, dışlandı, ötekileştirildi, ülkesinden, doğup büyüdüğü topraklardan uzakta yaşamak zorunda bırakıldı" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"İşte bunun en son örneği Ahmet Kaya... Ahmet Kaya da beni cezaevine uğurlamıştı. Türküleriyle uğurlamıştı. 'Şafak sökerken' diyerek uğurlamıştı. Tabii benim dünyada onun o vefası özel yere sahip. Ahmet Kaya, maalesef, ömrünün son demlerinde, duygusal olarak kaldıramayacağı yoğun bir baskıya maruz kaldı, vatanından uzakta, gurbette son nefesini verdi. Ahmet Kaya'nın suçu neydi? Bunu kendi şarkısında söylüyordu aslında. Ne diyordu? Diyarbakırlıymış. Adı Bahtiyar. Suçu saz çalmakmış. Evet, Ahmet kaya'nın suçu saz çalmaktı. Gönül telinden geçenleri sazının teliyle söylemesiydi."

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin artık değiştiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeni Türkiye'de kimse dilinden, dininden, mezhebinden, etnik kimliğinden ötürü horlanmıyor, dışlanmıyor, ötekileştirilmiyor. Türkiye, bütün renklerine, bütün unsurlarına, bütün kimliklerine eşit olarak sahip çıkıyor, herkese birinci sınıf insan muamelesi yapılıyor. Ergani'nin yetiştirdiği büyük şair Sezai Karakoç'un her zaman vurguladığı gibi, Dicle ve Fırat kendi mecrasında, kendi yatağında özgürce akıyor artık. Dicle ve Fırat, Medine'den İstanbul'a kadar uzanan geniş kültür coğrafyamızda, kendi değerleriyle, kendi rengiyle, kendi özgünlüğüyle yeniden itibarına kavuşuyor. Türkiye, her karış toprağıyla, 76 milyon insanıyla, bir ve bütün olarak, gönüllerini, yüreklerini birleştirmiş olarak, son derece emin adımlarla, son derece kararlı bir şekilde, geleceğe doğru yürüyor.

Türkiye'nin önünde Allah'ın izniyle hiçbir güç duramayacak. 21. yüzyıl, Türkiye yüzyılı olacaktır. Biz hükümet olarak bunu hedefliyoruz. Allah'ın izniyle, sizlerin desteği ve hayır duasıyla Türkiye'yi, 780 bin kilometrekarenin tamamını, hiçbir ayrım yapmadan, hepsini bir bütün halinde kucaklayarak huzura, refaha kavuşturacağız.

Hiç endişeniz olmasın. Onun için 'tek millet' diyoruz. Neden Tek millet içinde Türk var, Kürt var, Laz var, Gürcü var, Boşnak var. Bu ülkedeki 76 milyon var. 76 milyon tek millet. Bizi ayıranlara yüz vermeyeceğiz."

'SÜREÇ KARTOPU GİBİ İLERLEYECEK'

Başbakan Bismil'de yaptığı konuşmada da şunları söyledi:

"Tüm bölgede yeni bir süreç başladı. Türkiye değişirken bölgemiz de değişiyor. Bir kez daha kardeşlik egemen oluyor. Diyarbakır ne kadar güçlü olursa Erbil, Musul, Bağdat da o kadar güçlü, huzurlu olur. Diyarbakır bölgeni kutupyıldızlarından biridir. Diyarbakır barışa güçlü şekilde sahip çıkmalı. Diyarbakır'da annelerin, babaların yüreklerindeki güveni gururu gördük.

Çözüm süreci Diyarbakır'ı köklü şekilde değiştiriyor. Bugün de burada, Bismil'de aynı manzarayı, aynı iklimi, aynı umudu görüyoruz. Bismil'de kardeşliğin kazandığını, umutların çoğaldığını görüyorum. Bu sadece bir başlangıç. Çözüm süreci sadece bir yıl içinde bizi bu kadar değiştirdiyse birkaç yıl içinde olacakları varın siz de bir hayal edin.

İnşallah bu süreç bir kartopu gibi ilerleyecek. İlerledikçe büyüyecek, büyüdükçe umutları çoğaltacak. Bu bölgenin talihi inşallah değişecek. Diyarbakır değiştikçe, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu değişecek. Diyarbakır değiştikçe, Irak değişecek, Suriye değişecek. Diyarbakır'dan doğan barış güneşi inşallah tüm coğrafyamızı ısıtacak. Sizlerden rica ediyorum, bu çözüm sürecine sımsıkı sahip çıkın. Huzura, barışa, bahara sahip çıkın.

Çözüm sürecinden rahatsız olanlar gençlerin kanıyla besleniyor. Sürecin bozulmasına fırsat vermeyelim. Kışkırtmalar karşısında yiğitçe duralım. Ret, inkar ve asimilasyon bizim iktidarımızda bitmiştir. Biz eski Türkiye dönemini artık kapattık. Yeni Türkiye özüyle kucaklaşan bir Türkiye'dir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber