Dersanelerle ilgili tek resmi rapor

Millî Eğitim Bakanlığı’nda dershaneler sürecini ele alan tek resmi rapor

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 18 Kasım 2013 00:05, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59
Dersanelerle ilgili tek resmi rapor

Raporun adı "Özel Dershaneler Süreci İç Denetim Raporu".

2010 yılında Milli Eğitim Bakanı ve Müsteşarına sunulan raporda yer alan tespitleri özetledik.

RAPORUN ALTINI ÇİZDİĞİ HUSUSLAR

BİR: ABD, Güney Kore, Avustralya, İspanya, Portekiz, İtalya ve İsrail gibi ülkelerde özel dershane türü kurumlar mevcut iken; Belçika, Danimarka, Avusturya ve Hollanda gibi ülkelerde özel dershane sistemi benzeri yapılar mevcut değildir.

İKİ: Japonya örneğinde özel dershaneler Japon Eğitim Bakanlığına bağlı değildir. Dershane açmak için şirket kurmak yeterlidir. Japonya'daki öğrenciler daha başarılı olmak ve rekabette geri kalmamak için bu kurumlara yoğun ilgi göstermektedirler. Okullarda sınıf mevcutları 20-30 iken, özel dershanelerde amfi şeklindeki sınıflarda mevcutlar 150-300 arasında değişmektedir.

ÜÇ: Kalkınma Planında ve MEB Stratejik Planında özel dershanelere ilişkin hükümler bulunmasına rağmen, hükümet programlarında doğrudan özel dershanelere ilişkin herhangi bir öngörü ya da eyleme değinilmemiştir.

DÖRT: 2010 yılı rakamlarına göre göre; Türkiye'de büyük şehirlerde üniversiteye hazırlık için dershaneye giden bir öğrencinin yılda ortalama 2.000 ila 4.000 TL arasında ücret ödemesi gerekmektedir.

BEŞ: Özel dershaneye giden öğrencilerin %72'si dershanlerde verilen eğitimi her bakımdan kaliteli bulmaktadır. Öğrencilerin %82'si dershaneye gitmelerine sebep olarak, okuldaki eğitimin üniversite sınavını kazanmada yetersiz kalmasını göstermektedir. Öğrencilerin %48'i dershaneye gitmeden üniversite sınavını kazanmalarının çok zor olduğunu düşünmektedir.

ALTI: Okullar arası başarı farklılıkları ve eşitsizlikler azaltılmalıdır. Bunun için mevcut öğretmen dağılımında nitelik ve nicelik farklarının azaltılmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Okulların teknolojik altyapısı da dengeli olarak desteklenmelidir. Yükseköğretim kapasitesi öğrenci talebine paralel olarak artırılmalıdır. Bunun sonucunda ortaya çıkacak öğretim elemanı açığının planlı bir şekilde kapatılması için de çalışmalar yapılmalıdır.

YEDİ: Türkiye'deki özel dershaneler meselesi ve sebep oldukları sorunlar; özel dershanelerin ortadan kaldırılması ve kesin olarak kapatılmaları ile çözümlenemez. Çünkü herhangi bir idari düzenleme ile kapatılmaları halinde kayıt dışına çıkarak faaliyetlerine devam edeceklerdir.

Belirli bir ücret karşılığı öğretim yapılmasının tarihi çok eskilere dayanmaktadır. M.Ö. 5. Yüzyılda bugünkü Yunanistan'da (İyonya) sofist düşünürlerin şehir şehir dolaşarak ücret karşılığında ders verdikleri bilinmektedir. Geçmişi bu kadar eskiye dayanan özel alanlardaki öğrenme isteği "özel ders" almayı gerektirmiştir. Bu durumun da kurallara bağlanarak denetim ve gözetim altında yapılmasının toplumsal zorunluluğu, özel dershanelerin doğmasına yol açmıştır.

Türkiye'de özel öğretime ilk kez 1856 Islahat Fermanında yer verilmiştir. 1869 yılında yayımlanan "Maarifi Umumiye Nizamnamesi"nde özel öğretimin daha geniş bir düzenlemesi yapılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra, özel öğretim kurumları ile ilgili bazı küçük düzeltmeler yapıldıysa da, bu kurumlar 1965 yılına kadar 1915 tarihli Mekatib-i Hususiye Talimatnamesi hükümlerine göre faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Özel öğretim kurumları bu günkü hukuki statülerine 1965 tarih ve 625 sayılı, 2007 tarih ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile kavuşmuşlardır.

DÜNYADA ÖZEL DERSHANELER

JAPONYA'DA öğrencilerin okul saatleri dışında eğitim almak amacıyla devam ettikleri eğitim kurumlarının genel adına "Özel Eğitimli Okullar" denilmektedir. Japonya'da bu kavram özel dershanelerin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Bu kurumlar işlevler bakımından ikiye ayrılmaktadır. Özel Eğitimli Okullar Enstitüsü: Bu okullara kısaca "JUKO" denilmektedir. JUKO'lara giden öğrenciler genelde ilkokul ve ortaokul öğrencileridir. CRAM Okulları: Bu tür okullara da kısaca "YOBİKO" denilmektedir. YOBİKO'ların ağırlıklı görevi lise öğrencilerinin yetişmek istedikleri derslerden daha iyi yetişmek, liseye devam eden veya liseyi bitirmiş öğrencileri üniversite giriş sınavına hazırlamaktır.

Ülkemizdeki özel dershaneleri göz önüne aldığımızda Japonya'daki JUKO'ların Türkiye'deki SBS hazırlık programı uygulayan dershanelere, YOBİKO'ların ise üniversite hazırlık programı (LGS, LYS) uygulayan dershanelere benzediklerini söyleyebiliriz. Japonya'da JUKO ve YOBİKO'ların faaliyet alanları yukarıdaki şekilde tanımlanmasına rağmen bu kurumların birbirlerinden çok net şekilde ayrılabildikleri söylenememektedir. Her ikisinin görevleri de iç içe girmiş durumdadır. Bu kurumlar öğrencilere sadece ders vermekle kalmamakta, öğrencilerin çeşitli alanlarda gelişmelerine olanak sağlayan programlar uygulamaktadırlar. Japonya'daki öğrenciler daha başarılı olmak ve rekabette geri kalmamak için bu kurumlara yoğun ilgi göstermektedirler.

Japonya'da özel dershanelerin açılışı ile ilgili olarak Eğitim Bilim ve Kültür Bakanlığının herhangi bir standardı bulunmamaktadır. Ancak, özel dershane açmak için şirket kurma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu şirketin tüzüğünde de "özel eğitimli okullar işletir" hükmünün bulunması yeterli sayılmaktadır. Eğitim Bilim ve Kültür Bakanlığı, özel dershanelerde okutulacak derslerle ilgili olarak herhangi bir müfredat programı hazırlayıp vermemektedir. Her özel dershane, her öğretmen vereceği derslerle ilgili müfredat programını kendisi hazırlayıp uygulamaktadır. Bu müfredat programları günün koşullarına, öğrencilerin istek ve eğilimlerine göre sürekli olarak yenilenip geliştirilmektedir.

Öğrencilerin büyük bölümü okul saatleri dışında özel dershanelere devam etmektedirler. Okullarda sınıf mevcutları 20-30 iken, özel dershanelerde amfi şeklindeki sınıflarda mevcutlar 150-300 arasında değişmektedir. Mevcutların kalabalık oluşu pek yadırganmamakta ve öğrenme önünde bir engel olarak görülmemektedir. Özel dershanelerdeki bir yıllık kurs ücreti ortalama olarak 700.000 Yen (12.530 TL) civarındadır. Özel dershaneler, öğrencilerin başarı durumlarını belirten ve Hensachi adı verilen Seviye Belgesi vermektedirler. Bu belge, bir öğrencinin öğrencilik yaşamı boyunca kullandığı önemli bir belgedir. Bu belge üst okullara kayıt sırasında da, toplum içinde de, bir işe girişte de önemli bir belge olarak görmektedir. Öte yandan uzaktan eğitim yöntemleriyle, uydu aracılığıyla dershanecilik sistemi mevcuttur.

İNGİLTERE'de Türkiye'deki özel dershaneler anlamında bir yapılanma bulunmamaktadır. Sadece, ülke çapında yayılmış dil öğretimi veren ve British Council tarafından tanınan dershaneler bulunmaktadır. İlk ve ortaöğretim kurumlarında öğretim programlarına dayalı derslerin takviyesi ve zenginleştirilmesi amacıyla, sınıf öğretimi dışında kurslar dershaneler tarafından verilmektedir. Ancak bu kurslar kar amacı ile hareket etmemektedir. Birçok ilk ve orta öğretim kurumunda "After School Club" şeklinde kulüpler mevcuttur. Bu kulüpler okul yönetimi ile aileler arasındaki işbirliği sonucu, okul bünyelerinde ve belirlenen merkezlerde derslerin takviyesi amacıyla kurslar vermektedir.

ALMANYA'nın Berlin Eyaletinde Türkiye'deki dershanecilik sistemine benzer bir uygulama bulunmamaktadır. Dolayısıyla özel dershane yoktur. Ancak, her çeşit okulun bünyesinde öğrencileri yetiştirmek amacıyla ek kurslar düzenlenmektedir. Bu kurslar maliyeti ilgili belediyeler tarafından karşılamaktadır. Bunlar dışında yaygın eğitim görevini yerine getiren ve "Volkshochschule" denilen bir yapı mevcuttur. Bu kurumlar çeşitli alanlarda kurslar düzenlemekte, finansmanı da yine kamu kaynaklarından sağlanmaktadır.

FRANSA'da Özel dershaneler mevcuttur. Ancak, Türkiye'deki dershanelerin kuruluş amaçlarıyla benzerlik göstermemektedir. Fransa'da bu anlamda açılan dershaneler, öğrencilerin okuldaki zayıf derslerini desteklemek ve çeşitli sosyal, sanatsal, sportif alanlarda kurslar vermek için açılmışlardır.

Diğer Ülkelerde Özel Dershaneler: ABD, Güney Kore, Avustralya, İspanya, Portekiz, İtalya ve İsrail gibi ülkelerde özel dershane türü kurumlar mevcut iken; Belçika, Danimarka, Avusturya ve Hollanda gibi ülkelerde özel dershane sistemi benzeri yapılar mevcut değildir.

TÜRKİYE'DE GENEL DURUM

Bugün (2010) itibariyle özel dershane sayısı ülke genelinde 4.139'dur. Özel dershane sayılarının 2010 yılı içerisinde artış göstermemesinin nedeni, ilköğretim düzeyinde yapılan SBS sınavının tekrar tek aşamalı hale getirilmesi ve ileride de kaldırılmasının planlanmasıdır. Sınav sayısının azalması dolayısıyla özel dershanelere olan talepte de azalmaya yol açmıştır. Buradan çıkan sonuç Türkiye'deki dershanecilik olgusunun varoluş gerekçesini açıklar niteliktedir. Yani seçme sınavının olduğu her sistemde dershanecilik kaçınılmaz olarak var olmaktadır. Özel dershaneler, seçme sınavlarında öne çıkma kaygısı ve seçilen olma isteği ile öğrencilerin, dolayısıyla velilerin talebi sonucunda sisteme girmişlerdir. Talebin olduğu bir düzlemde arz kendiliğinden oluşmuş durumdadır. Arz edilen dershane sayısının belirli bir rakama çekilmesi ya da azaltılması, arzın yasaklanması ile değil, dershaneye olan talebin azaltılmasıyla mümkün olabilecektir.

Özel Dershaneler Süreci denetimi kapsamında, ortaöğretim düzeyinde eğitim alan 411 dershane öğrencisine 10 sorudan oluşan bir anket uygulanmış ve elde edilen sonuçlara göre: Özel dershaneye giden öğrencilerin %72'si dershanlerde verilen eğitimi her bakımdan kaliteli bulmaktadır. Bu durum okulların ikinci plana itilmesine, dersanelerin okulların ikamesi gibi görülmesine neden olmaktadır. Yine öğrencilerin %82'si dershaneye gitmelerine sebep olarak, okuldaki eğitimin üniversite sınavını kazanmada yetersiz kalmasını göstermektedir. Ankete katılan öğrencilerin %48'i dershaneye gitmeden üniversite sınavını kazanmalarının çok zor olduğunu düşünmektedir. Bu durum son yıllarda öğrenciler arasında "dershaneye gitmezsem üniversiteyi kazanamam" algısının ortaya çıktığının somut bir göstergesi niteliğindedir.

2010 yılı rakamlarına göre göre; Türkiye'de büyük şehirlerde dershaneye giden bir üniversite hazırlık öğrencisinin yılda ortalama 2 bin ila 4 bin TL arasında ücret ödemesi gerekiyor. Türkiye'de üniversite sınavına giren öğrencilerin üçte birinin dershaneye gittiği tahmin edilmektedir. Yani 500 bin öğrencinin ortalama 3 bin TL ödediği düşünülürse, dershanelerin yılda sırf üniversiteye hazırlıktan 1.5 milyar TL ciro yaptığı anlamına gelmektedir. Bu, ruhsatlı çalışan dershanelerin oluşturduğu sınav ekonomisinin bir boyutudur. Bir de dershane ruhsatı alamadıkları için kayıt dışı çalışan kurumlar mevcuttur. Kimi zaman etüt merkezi, kimi zaman test bürosu olarak kendilerini adlandıran bu butik dershanelerde 5 ila 8'li gruplar halinde öğrenciler sınava hazırlanmaktadır.

ÖZEL DERSHANELERİN OLUMSUZ ETKİLERİ

Özel dershaneler fırsat eşitsizliğine neden olmaktadır. Seçme sınavlarının varlığı sınavlara hazırlık için bir sektör oluşmasına yol açmaktadır. Bu durum sektörü elinde tutan kesimlere ekonomik olarak çıkar ve ayrıcalık sağlamaktadır. Ekonomik olarak olanakları sınırlı olan ailelerin çocukları daha iyi bir eğitimden yoksun kalmaktadır. Dershane, kurs ve özel ders ücretleri ailelere ağır bir ekonomik yük getirmektedirler. Stajyer öğretmenler çok düşük ücretlerle, hatta stajyerliğinin kaldırılması karşılığında çalıştırılarak bir nevi sömürülmektedir. Özel dershaneler birtakım bilgileri öğrencilere kalıp halinde vermekte, şifre çözer gibi öğrencilere test teknikleri göstermek yoluyla öğretim yapmaktadırlar. Ayrıca, özel dershaneler okulların ikamesi durumuna gelmiştir.

ÖZEL DERSHANELERİN OLUMLU ETKİLERİ

Yapılan bu eleştirilere cevap olarak dershanelerce; fırsat eşitsizliği hakkında, konunun fırsat eşitsizliğinden ziyade olanak eşitsizliği olduğu, özel dershanelere ödenen ücretlerin verilen dersler karşılığında yasal olarak makul bir rayiç üzerinden alındığı, ekonomik durumu iyi olmayan öğrencilerin ücretsiz ya da burslu okutmak suretiyle sosyal dengesizlikleri gidermeye yardımcı oldukları; dershanelerin olmaması durumunda özel ders ve kayıt dışılığın çok fazla artış göstereceği, bu durumda ücretlerin ise çok yüksek olacağı; özel dershanelerde rehberlik servisleri, bilgi işlem merkezleri, veli seminerleri, paneller, konferanslar vb. kültürel sportif faaliyetler gibi eğitim etkinlikleri düzenlendiği, 50 bin civarında öğretmene istihdam sağladıkları için işsizliği azalttıkları, her türlü iş ve işlemlerinin kayıt altında olduğu, vergilerini ödedikleri ve Bakanlığın denetimin her zaman tabi oldukları şeklinde savunmalar yapılmaktadır.

ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Türkiye'deki özel dershaneler meselesi ve sebep oldukları ifade edilen sorunlar, özel dershanelerin ortadan kaldırılması, kesin olarak kapatılmaları ile çözümlenemez. Çünkü herhangi bir idari düzenleme ile kapatılmaları durumunda mevcut özel dershanelerin kayıt dışına çıkarak faaliyetlerine devam edecekleri çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlarca da ifade edilmektedir. Sonuçta sınavın olduğu her sistemde seçme olacak, seçme usulünün olduğu her yerde de özel dershane/özel ders sistemi var olacaktır. Dolayısıyla, konu ile ilgili çözüme ulaşabilmek için ilk adım, üniversiteye giriş sistemindeki yığılmayı önlemek olmalıdır. Üniversiteye girişteki baskı hafiflemeden diğer alanlarda alınacak tedbirler fayda sağlamayacaktır.

Mesleki teknik eğitim veren liseler yeniden yapılandırılmalı, özel yetenek gerektiren liselere öğrenci kabulünde özel yetenek sınavları düzenlenmelidir. Genel öğretimi (%65) ve mesleki öğretimi talep eden öğrenci sayıları (%35) arasındaki korelasyonun tersine döndürülebilmesi için ortaöğretim düzeyinde bilimsel yollarla yönlendirme yapılmalıdır. Bu anlamda mesleki eğitim, istihdam boyutu da dikkate alınarak cazip hale getirilmelidir.

Okullar arası başarı farklılıkları ve eşitsizlikler azaltılmalıdır. Bunun için mevcut öğretmen dağılımında nitelik ve nicelik farklarının azaltılmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Okulların teknolojik altyapısı da dengeli olarak desteklenmelidir. Yükseköğretim kapasitesi öğrenci talebine paralel olarak artırılmalıdır. Bunun sonucunda ortaya çıkacak öğretim elemanı açığının planlı bir şekilde kapatılması için çalışmalar yapılmalıdır.

Getirilen önerilerin uygulanması sadece Milli Eğitim Bakanlığı'nın tek başına yapacağı idari düzenlemelerle mümkün olmayıp, topyekün bir reform çalışması kapsamında gerçekleştirilebilecek hususlardır. Dolayısıyla görev en üst düzeyde karar alıcı makamlara düşmektedir. Bu kararlar alınırken, önerilerin değerlendirilmesi durumunda, eğitim kademelerini ayrı ayrı düşünmek yanlış olacaktır. Okul öncesinden yükseköğretime kadar kademelerin birbirine bağlı olduğu, birbirini etkilediği unutulmamalıdır. Bu tedbirler uygulandığında özel dershaneler azalan talep karşısında kendiliğinden çekirdek sayıya düşecek ve daha çok takviye kursları şekline dönüşecektir.

Milli Eğitim Bakanlığının web sayfasında yer alan rapora ulaşmak için TIKLAYINIZ.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber