Terörle mücadele yasası, hafta sonuna kadar Meclis'e gelecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Nisan 2006 14:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, terörle mücadele yasa tasarısının muhtemelen bu hafta sonuna doğru meclise sevk edileceğini bildirdi.

Gül, yeni reform paketini açıklamak üzere Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin, terörle mücadele yasa tasarısına ilişkin sorusu üzerine, en büyük temel hak ve özgürlüğün, demokratik ortamda güven içinde yaşamak olduğunu vurguladı. Bu durumu tehdit eden unsur varsa onunla mücadele etmenin de demokrasinin devlete verdiği görev olduğuna ve dolayısıyla burada bir tezatın kesinlikle söz konusu olmadığına işaret eden Gül, ''Türkiye'nin şimdiye kadar kendi halkına verdiği hak ve özgürlüklerden geriye gidiş söz konusu olacak mı, olmayacak mı, bu önemlidir. Böyle bir şey de söz konusu olmayacaktır'' dedi.

Gül, terörle mücadele için güvenlik birimlerinin ihtiyaçlarının da mutlaka yerine getirileceğini kaydetti.

Bakan Gül, ''Eğer bir ülkede terörle mücadelede güvenlik birimleriniz etkin değilse, gereğini yapamıyorlarsa istediğiniz kadar özgürlükten, demokrasiden bahsedin. Dolayısıyla bunlar birbirine zıt şeyler değildir. Bu yasa çok yakın zamanda, muhtemelen bu hafta sonuna doğru meclise sevk edilecektir ve mecliste de en kısa zamanda ele alınacaktır'' diye konuştu.

Terörle mücadelenin herkesin en öncelikli görevi olduğunun altını çizen Gül, ''Demokrasi burada şöyle kıymetlidir; teröristleri halktan izole eder, tek başına terörizmle savaşamaz ama teröristle halk arasındaki mesafeyi açar ve teröristlerin halkı istismar etmesini önler. Hükümetimiz bunun bilinci içinde hareket etmektedir'' dedi.

'SESSİZ DEVRİMLE ONUR DUYUYORUZ'

Gül, ''Vakıflar Yasa tasarısında, mülkiyeti üçüncü şahıslara geçmiş mülklerin iadesi konusunda AB'nin istediği düzenlemelerin bulunmadığı'' eleştirilerinin hatırlatılması ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılıp açılmayacağına ilişkin sorular üzerine de şunları söyledi:

''AB'nin muhakkak çeşitli beklentileri olacaktır. Bunlar karşılıklı hep görüşmelerle ilgilidir. Her ülkenin kendi şartları vardır, hukuki ve tarihi bazı gerekçeleri söz konusu olabilir. Biz tabii bu kanunu meclise sevk ediyoruz. Meclisin iradesinde bunlar değiştirilir, eklenir, çıkartılır. O sürece bir şey söyleyemem ben.

Mecliste kanunlar milletvekillerinin kararlarıyla onaylanacaktır. Bunlar onaylanırken eklerler, çıkartırlar, bunlar meclisin bileceği şeylerdir.'' Bu reformların AB bağlamında yapıldığını, ancak bugünkü konjonktüre bakıldığında, bunların hükümetin sahiplendiği reformlar olduğunu vurgulayan Gül, herhangi bir nedenle AB süreci kopmuş olsa bile bu reform sürecini kesinlikle durdurmayacaklarının altını çizdi.

Gül, ''Tüm bunlar, siyasi liderliğimizin, hükümetimizin, partimizin kendi halkımıza verdiği sözlerdir. Türkiye'de daha evrensel demokrasinin şartlarını oluşturmaktır, halkımızın daha mutlu olmasıdır, halkımızın Avrupa'daki, ABD'deki, gelişmiş demokrasilerdeki gibi özgürlüklerden geniş şekilde faydalanmasıdır. Sadece özgürlükler değil, bu söylediklerimiz şeffaflıktır, hesap verebilirliktir, etik kurallardır. Biz bunları herhalükarda yapmaya devam edeceğiz, bu sessiz devrimle de onur duyuyoruz'' diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Gül, ''AB'nin belgelerinde, Türkiye'de bölgeler arası farklılıkların giderilmesi taleplerinin yer aldığı'' ifade edilerek, buna ilişkin bir eylem planının gündemde olup olmadığının sorulması üzerine de şöyle konuştu:

''AB'nin böyle bir belgesi olmasa biz Türkiye içerisinde bazı bölgelerin daha az gelişmiş olmasını kabullenip, bunu düzeltmek için hiçbir şey yapmayacak mıyız? Dolayısıyla bu da AB'nin dışında bir konu. Tabii ki onlar kendilerine tam üye olacak bir ülkenin ekonomik ve sosyal yapısıyla ilgileneceklerdir ama bilin ki onlar hiç ilgilenmeseler bile, kendi ülkemizin içerisinde gelir dağılımı ve ekonomik kalkınmanın dengeli olması için uğraşmak bizim görevimizdir.'' Ekonomik ve sosyal açıdan çok önemli çalışmalarının olduğunu belirten Gül, hükümetin en önemli hedeflerinden birinin Türkiye'deki gelir dağılımını adaletli hale getirmek olduğunu vurguladı.

'ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYAÇ VAR'

Gül, Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, bu yasaya sadece AB değil, Türkiye içerisinde de birçok düşünür ve yazarın aynı eleştiriyi getirdiğine dikkati çekerek, ''Reform süreci için tabii ki bir zihniyet değişikliğine çok ihtiyaç var, bu bir gecede olacak iş değildir'' dedi.

Türk Ceza Kanunu'nun büyük bir paket olarak çıktığına ve bunun en iyi şekilde uygulanması, bununla ilgili içtihatların oluşturulmasıyla ilgili bir sürece ihtiyaç olduğuna işaret eden Gül, ''Önemli olan Türkiye'nin gittiği istikamettir, bu istikamet de daha çok demokratikleşme ve daha çok çağdaşlaşmadır'' diye konuştu. Gül, bu istikametin tersine uygulamalar olursa o zaman yasalarda da değişiklik olacağını belirtti.

Gül, şöyle devam etti:

''Ama uygulamaya bakarsanız böyle olmamıştır. Tam tersine hep arzu ettiğimiz istikamette gitmiştir. Mahkeme kararlarına bakın. Geçtiğimiz aylar içinde birçok tartışmalı konu oldu. Birçok konu öyle yanlış yansımıştır ki, sanki Türkiye geriye gidiyor, Türkiye'de insanların ifadelerini açıkça paylaşmaları yasaklanıyor gibi bir hava yansıdı. Ama neticede mahkemeler de, hakimler de verdikleri kararlarla bunun böyle olmadığını göstermiştir. Bu açıdan şu anda uygulama takip edilmektedir. Şu anda düşüncesini, görüşünü ifade etti diye kimse Türkiye'de hapiste değildir. Zihniyet değişimiyle ilgili muhakkak ki biraz süreye ihtiyaç vardır. Biz şu anda herhangi bir kanun değişikliği ihtiyacı görmüyoruz ama böyle ihtiyaç görülürse bunlar da yapılabilir.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber