Irak'a 5 yeni sınır kapısı

İkisi Hakkari'de; Üzümlü ve Derecik gümrük kapıları. Üç tane de Şırnak'ta; Gülyazı, Aktepe ve Ovaköy. Irak ile biz 5 tane gümrük kapısı açma noktasında çalışmaları sürdürüyoruz

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Kasım 2013 15:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Irak'a 5 yeni sınır kapısı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türkiye-Irak arasında Hakkari'de Üzümlü ve Derecik, Şırnak'ta Gülyazı, Aktepe ve Ovaköy olmak üzere 5 gümrük kapısı açılması için çalışmaların sürdürüldüğünü belirterek, "Sanırım yakında bir heyet geliyor. O heyete bu tür anlaşmaları imzalama yetkisi verilebileceğini ifade etti. Onun da gerçekleşmesi halinde biz bu kapılarla, bu köprüyle ilgili icraata başlar hale geleceğiz" dedi.

Yazıcı, Enerji Gazetecileri ve Medya Derneği üyeleriyle TOBB Sosyal Tesislerde bir araya gelerek akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele konusundaki faaliyetlere ilişkin bilgi verdi. Daha sonra soruları yanıtlayan Yazıcı, akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele ekiplerine ilişkin soru üzerine bu ekibin merkezde 20 kişiden oluşacağını, bu sayının daha sonra artırılabileceğini söyledi.

Taşrada bu çalışma için en yakın mesafedeki kaçak istihbarat müdürlüklerinden, emniyetten takviye alabileceklerini belirten Yazıcı, kaçakçılığın yoğunlukla izlendiği bölgelere yoğunlaşılacağını söyledi. Yazıcı, "Bana göre 20 az ama bir uygulamaya başlayalım bunu artırırız. Bunların mekanını Bakanlığımız temin edecek. Elbette seyahat gibi harcamaları olacak. EPDK ile kaynaklarını sağlayacağız. Çünkü EPDK akaryakıtla mücadelede kaynaklarını vermekle mükellef" diye konuştu.

Bu özel ekiplerin içerisinde polis ve jandarmanın da bulunması konusundaki itirazların ortadan kalktığını dile getiren Yazıcı, "Akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele ekipleri kolluk görevi yapanların birlikte çalışması anlamında bir tim olacak. Yeni bir istihdam yok, belli kurumlardan belirlenmiş elemanlar sadece bu alanda yoğunlaşacaklar" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de bu yıl içerisinde yakalanan kaçak akaryakıt bedelinin piyasa değerinin 130 milyon lira olduğunu kaydeden Yazıcı, başka bir soru üzerine de akaryakıt gibi parasal değeri olan ürünlerde kaçakçılık faaliyetinin ticaret yaşamında her zaman görüldüğünü ifade etti.

- "Akaryakıt envanteri kaçağı ortaya çıkarır"

Bakan Yazıcı, ticaret erbabının sorunlarını ortadan kaldırmak için global teminat getirdiklerini, aynı işi yapanların vergi kaçırmaya dönüştürülmesinin dürüst insanların zarar görmesi anlamına geldiğini belirtti.

Türkiye'nin akaryakıt envanteri çıkarması gerektiğini ifade eden Yazıcı, sanayide, akaryakıt harici şeklinde tüketim kalemlerinin çıkarılması halinde kaçak akaryakıt miktarının tespit edilebileceğini vurguladı. Yazıcı, yurt dışına çıkış yapanlara standart depo kapsamında akaryakıt getirme hakkı bulunduğunu ancak bazı vatandaşların bunu suistimal ettiğini anlattı. Yazıcı, şöyle devam etti:

"Bunu tamamen ticari faaliyete dönüştürenler var. Adam bir günde birkaç sefer giriş çıkış yapıyor. Geliyor ülkeye bir yere boşaltıyor tekrar yurt dışına çıkıyor. Örneğin Şırnak'tan Habur'a, Habur'dan Zaho'ya gidip geliyor. Sarp'tan gidiyor Gürcistan'a dolduruyor deposunu geliyor. Kontrollerde araç takip sistemi var. Habur'a gittiğimde 'bir bak dedim bu araç kaç gitmiş?' Dediler ki, '10 ayda 920 defa girmiş çıkmış.' Bunu da dikkate almak suretiyle bir düzenleme getirdik, dört defayla sınırlandırdık. Bir kişi ancak dört defa standart depo kapsamında yakıtla dönebilir. Bir ay içerisinde beşinci defa yurt dışına çıkmış dönüyorsa onun deposunu ölçüyoruz, deposundaki yakıtın tutarı, KDV, gümrük vergisi ne ise onu alıyoruz. Bu uygulamaya çok direnç oldu ama biz kararlılığımızı gösterdik artık yerleşti. Bazı araçlar altında tank yapıyor, deponun dışında yapıyor. Bunlar da sökülüyor. Bu yolla da getirilen önemli miktarda yakıt var."

- Yardım bidonuyla akaryakıt kaçakçılığı

Akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi için Hatay Valiliğinin önerisiyle bir önlem aldıklarını da bildiren Yazıcı, şunları söyledi:

"Uygulamaya geçirilmiş olması lazım. Türkiye'den Suriye'ye yardım kapsamında bidonlarla zeytin, zeytinyağı, yiyecek maddesi götürüyorlar. Bunlar karşıya gidip boşalınca akaryakıt kaçakçılığına yarayacak bir araca dönüşüyor. Boyutları itibariyle önlem alınması gerekiyordu, hayvanların sırtında taşıyamayacağı tarzda. Yeni oldu, belki başlamamışlardır. Bazı boyutlardaki bidonlarla yardım gönderilemeyecek. 50-60 litrelik var. Onlarla götürmüyor. Onlar herhalde merkebin sırtında olmuyor, taşıyamıyor mu ne oluyorsa Vali Bey'in böyle bir önerisi vardı. 65 litre olanlar çok yoğun kullanılıyor. Onlarla da sınırlardan merkepler üzerinde kaçak yakıt getiriyorlarmış. Şimdi onu yasaklıyoruz. (50 litrenin üzerindeki bidonlar olmaz) diyoruz. Karşıya giden yardım ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor, boşalan bidon Türkiye'ye akaryakıt getirenin aracına dönüşüyor."

- "Teminatların iadesini çabuklaştıracağız"

Bakan Yazıcı, akaryakıt şirketlerinin ithalatı sırasında istenen teminat mektubu tutarlarına yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Teminat uygulamasını değiştiremeyiz. Burada çözüm bu teminatların iadesini çabuklaştırmak. Başka işlemler dolayısıyla sadece akaryakıt değil diğer ithalatlar dolayısıyla da teminat veren ticaret erbabının teminatları geç aldıkları, bunun zaman kaybı olduğu yönünde yakınmaları vardı. Bunu denetim konusu yaptırdık, teminatı hızlandıracağım. Teminata (o gün git, bugün gel deme) arkadaşlarımız, teminatları hemen çözecekler. Yazılım programı gerekiyorsa bunu yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Yazıcı, gümrükteki beyan ile Maliye'deki beyan farklılığı nedeniyle ÖTV farklılığı oluştuğunu, bu durumun da Hazine'nın ÖTV gelirinden mahrum kaldığının tespit edildiğini söyledi. Bu sorunun çözümü için işlemleri elektronik ortamda Maliye Bakanlığına ilettiklerini belirten Yazıcı, "Yönetmelik değişikliğine sebep olan uygulama nedeniyle takip de yapılıyor. Global teminat uygulamamız dolayısıyla mükelleflerin ÖTV konusunda sorumluluk içerisinde oldukları bizim kanaatimiz. Elbetteki bunun büyüklüğünü, maliyetini tespit edecek, o tespiti yaparken de bizdeki bilgileri de paylaşacaklar. O çalışma sonucu ortaya çıkacak. Ben o kaybın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Önemli bir gelir toparlayacak oradan Maliye. Öyle anlaşılıyor" diye konuştu.

- "(Akaryakıt bayileri) Atıl duruma geldiği için kapanmış olabilir"

Başka bir soru üzerine limanlara yönelik incelemelerinde bazı antrepoların lisanslarının iptal edildiğini belirten Yazıcı, limanlarda gemilerin bağlanması için platform yapılması konusunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile çalışma yürüttüklerini bildirdi. Bu çalışmanın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Yazıcı, "Olacaksa bunun maliyetini sektör bile karşılar" ifadesini kullandı.

Bakan Yazıcı, başka bir basın mensubunun 2008 yılında ele geçirilen kaçak akaryakıt değerinin 8 milyon lirayken bu rakamın 2013 yılında 130 milyon liraya ulaştığını belirterek, "Kaçak akaryakıtla mücadele mi artırıldı, kaçak akaryakıt miktarı mı arttı?" şeklindeki sorusuna karşılık, akaryakıt kaçakçılığında yakalamaların arttığını söyledi.

Yazıcı, "Akaryakıttaki fiyat değişikliğinin de burada etkisi var. O gün akaryakıt fiyatları daha düşüktü, bugün daha yüksektir. Belki seneye bunun altına düşerse İran'ın Cenevre'deki anlaşması dolayısıyla Türkiye'nin ithal ettiği akaryakıtta 10 dolarlık bir düşüşün Türkiye'ye yıllık katkısının 4,5-5 milyar dolar olacağı hesaplanmış. Bu doğru. Bu süreç öyle devam ederse parasal değeri dikkate aldığımızda belki seneye çok az fark olur. O zaman 'az mı yakaladınız' denilebilir. Ama yakalama, mücadele noktasında çok iyi durumdayız" değerlendirmesinde bulundu.

Akaryakıt bayi sayısının azaldığı yönündeki bir ifade üzerine de Yazıcı, "Bayi sayısının azalmasına ilişkin bir tespitim doğrusu yok. Tahminimi söyleyebilirim. Büyük olasılıkla yasa dışı bir takım faaliyetleri gerçekleştirmek üzere kurulmuş ve bunu da gerçekleştiremeyince atıl duruma geldiği için kapanmış olabilir. Çok verimli olmayabilir. O müesseseyi çalıştırmanın da bir maliyeti vardır. Belli miktarda günlük akaryakıt satması gerekiyor. Bunların kar marjları çok yüksek değil, 5-6 civarında kar marjıyla çalışıyorlar, vergileri falan hesapladığınız zaman belli miktarda günlük satışı olacak ki verimli hale gelsin" ifadesini kullandı.

- Irak'a 5 yeni sınır kapısı

Türkiye-Irak arasında yeni sınır kapısı açılmasının gündemde olup olmadığına yönelik soruya karşılık Yazıcı, 2-3 senedir Irak ile yeni sınır kapısı açmaya yönelik çalışma yaptıklarını belirtti. Yazıcı, şöyle devam etti:

"Bunlardan ikisi Hakkari'de; Üzümlü ve Derecik gümrük kapıları. Üç tane de Şırnak'ta; Gülyazı, Aktepe ve Ovaköy. Irak ile biz 5 tane gümrük kapısı açma noktasında çalışmaları sürdürüyoruz. Hatta biz bu kapıların açılmasıyla ilgili iç hukuk prosedürlerini gerçekleştirmişiz. Bir yerin gümrük kapısı ilan edilmesi için Bakanlar Kurulu Kararı gerekli. Bu beşini Bakanlar Kurulu Kararı ile gümrük kapısı ilan etmişiz. Resmi Gazete'de yayımlanmış. Bir protokol parafe etmişiz. Bunu anlaşmaya dönüştüreceğiz ki kapılarımızı resmen yapmaya başlayalım. Bu kapılardan 3 tanesi bizim bildiğimiz anlamda bir gümrük kapısı olmaya müsait değil. Bunlar Üzümlü, Devecik ve Gülyazı. Bunlar sınır ticaret merkezi şeklinde faaliyet icra edebilecek gümrük kapılarıdır. Ama Ovaköy ve Aktepe tam gümrük kapısı. Bunlardan birisinde ortak bir lojistik merkezi de kurulabilir. Müzakerelerimizde bunları konuştuk Irak ile.

Irak ile 2-3 yıldır üzerinde durduğumuz, başaramadığımız Habur üzerinde geçişi sağlayacak üçüncü bir köprünün yapılması. Bu köprünün yerinin belirlenmesi noktasında iki ülke heyetlerinin çalışmaları olmuş, bir mutabakat var. Ama bu köprünün bir ayağı Irak'ın bölgesel yönetim bölgesinde olması nedeniyle yapımı konusunda merkezi hükümetin bir iradesi olması veya bölgesel yönetimi bu konuda yetkilendirmesi lazım."

Yakın zamana kadar başarılı olamadıkları bu konuda yeni bir formül üzerinde durduklarını belirten Yazıcı, mevcut köprünün genişletilmesi için Dışişleri Bakanlığına ısrar ettiklerini anlattı. İki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi üzerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na konuyu hatırlattığını kaydeden Yazıcı, "O da görüşmüş. Onay verecekler. Ben dün büyükelçiye de söyledim, böyle gelip gitmek iyi, gelin gidin ama iş görelim, bunu lütfen takip edin, diye. Sanırım yakında bir heyet geliyor. O heyete bu tür anlaşmaları imzalama yetkisi verilebileceğini ifade etti. Onun da gerçekleşmesi halinde biz bu kapılarla, bu köprüyle ilgili icraata başlar hale geleceğiz" şeklinde konuştu.

Köprünün maliyetinin sorulması üzerine de Yazıcı, "30 milyon, 40 milyon, 50 milyon. Çok önemli bir şey değil. Yarısını onlar öder, yarısını biz öderiz. İş dünyasına bile ödetiriz onu. Parası da hazır Ulaştırma Bakanlığında. Enerji sektörüne de söylesek öderler, yaparlar" dedi.

- "2004, Ergenekon olarak nitelenen eylem ve tasarımların hep yoğun olduğu bir süreç"

Bakan Yazıcı, bir basın mensubunun "Bugün bir gazetede yer alan haberde, 2004 yılındaki bir MGK kararında dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasının da bulunduğu, Fethullah Gülen'in faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik eylem planı hazırlandığı belirtiliyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Hiçbir bilgim yok. Gazeteyi okumadım, okuyacağım. Öyle bir şeyin olası olduğunu düşünmüyorum. Biz o tür kararları ortadan kaldırma kararlılığı içerisinde, sosyal dokumuzun her unsurunun çok önemli olduğunu düşünerek faaliyetlerin özgürce icra edilmesini önemseyen ve benimseyen bir anlayışla böyle bir şey olabileceğini tahmin etmiyorum. O süreçlerde biz çok sıkıntılar çektik. Biz 3 Kasım 2002'de iktidar olduk ama bizim devletin yönetim erki içerisinde değişik kurum ve kuruluşların kendi görev ve yetki alanları dışında faaliyet icra etmelerine yönelik çalışmaları dikkate aldığınızda biz çok sıkıntılı süreçlerden geçmiş, onlara karşı büyük direnç göstermişiz. Ama bu direnci sabırla metanetle sürdürmüşüz. Kırmadan, dökmeden. Çünkü haklı olan, doğru yapan mutlaka önünde sonunda hedefine ulaşıyor. Hak üstündür, haklı olan üstündür. Dolayısıyla o süreçte, 2004, tabiki şimdi yargılanıp hüküm giyenler var, onlar doğrudur, yanlıştır, o mevzulara girmeyeyim. Ergenekon olarak nitelenen eylem ve tasarımların hep yoğun olduğu bir süreç. O süreçte oraya öyle bir şey gelmiş, intikal etmiş, onu bilmem. Bir bakayım, irdeleyeyim."

Tüketicinin Korunması Kanunu'nun Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsatan Yazıcı, hayırlı olması temennisinde bulanarak, buna ilişkin bir bilgilendirme toplantısı yapacağını söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber