Müezzinoğlu: Düzenlemeyi Gezi olayları öncesi hazırladık

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ruhsatsız sağlık hizmeti sunumuna hapis cezası öngören düzenlemenin Gezi Parkı olayları öncesinde hazırlandığını söyledi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Aralık 2013 09:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Müezzinoğlu: Düzenlemeyi Gezi olayları öncesi hazırladık

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk oldu, editörlerin sağlık gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.

Torba Yasa'da yer alan acil müdahalelere kısıtlama getirdiği ileri sürülen maddenin Gezi olaylarıyla ilişkilendirildiği belirtilerek, bu düzenlemenin amacının sorulması üzerine Müezzinoğlu, bunun Gezi olaylarıyla hiç bir ilişkisi olmadığını, Torba Kanunu çalışmalarını mart ayında yaptıklarını söyledi.

Söz konusu tasarıyı Bakanlar Kuruluna da Gezi olaylarından önce sunduklarını ve Meclis'e gönderdiklerini anlatan Müezzinoğlu, ''Dolayısıyla bu tamamen ideolojik, birilerinin kamuoyu oluşturmakla ilgili art niyetli bir tavrıdır'' dedi.

Acil müdahalelerle ilgili herhangi bir sınırlama olmadığına işaret eden Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

''Bunun içerisinde burada sağlık hizmeti sunumunun ruhsatlı olup olmayacağı söz konusu, acil müdahalelerde herhangi bir düzenleme yok. Ama bir mekanı yapıyorsunuz, ben burada sağlık hizmeti sunuyorum diyorsunuz ama burada kayıt tutmam, ben kimseye bilgi vermem, ben burayla ilgili izin almam, ama ben burada acil durumlarla ilgili hizmet veririm... Şimdi burada bir caddenin kıyısına trafik kazası olabilir ben burada acil durumlarla ilgili hizmet vereceğim, çadır kuruyorum... Böyle bir şey hukuk devletlerinde olmaz, hele hele sağlık gibi bir konuda olmaz. Şimdi hadiseyi Taksim olaylarıyla, Gezi olaylarıyla bağdaştıranlar var. Bundan sonra çıktı diyenler.. Bundan sonra çıksın, farz edelim ki biz bunu mart ayında yapmadık, Gezi olaylarından sonra yaptık böyle bir ihtiyaç varsa zaten yapılması gerekir.''

Tercih yapmayan hekim 3 ay sonra istifa etmiş sayılacak

Taksim'de Gezi olaylarının olduğu yerde 2 kilometre mesafede 4 tane hastanenin bulunduğuna dikkati çeken Müezzinoğlu, orada devamlı 18 tane ambulansın görev yaptığını ve 9 tane ambulansın tahrip edildiğini söyledi.

''Bunu açıkçası ideolojik buluyorum''

''Bir binanın otoparkında ben burada sağlık hizmet sunuyorum diye kimin sunduğunun belli olmadığı, kime sunulduğunun belli olmadığı, kime hangi tıbbi hizmetin yapıldığının bilinmediği ve ben bu konuyla ilgili hiç kimseye bilgi vermem diyen bir anlayış hukuk devletiyle bağdaştırılabilir mi?'' diyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

''Ben samimiyetle söylüyorum, bu düzenlemeyi Gezi Parkı odaklı olaylar öncesinde hazırladık ama yapmamış olsaydık da Gezi olaylarında da gördük ki böyle bir şeye ihtiyacımız var, bunu da yapardık. Bunda gizleyecek bir durum yok çünkü neticede vatandaşa hizmet ediyorsunuz. Düşünün ki Gezi olaylarında yakalanan vatandaşların bir kısmı hekim değildi, bir kısmı suçlu olarak aranıyordu. Peki orada bir vatandaşımızda herhangi bir komplikasyon olsaydı ne denecekti? Nerede devlet, nerede Sağlık Bakanlığı diye sorulmayacak mıydı? Haklı olarak sorulacaktı ve sorulması gerekli. Dolayısıyla bunu açıkçası ideolojik buluyorum, sağlığın insana verdiği değere de saygısızlık olarak görüyorum.''

Bitkisel ürünlerin internetten satışı

Halkı kandırmaya yönelik ilaç tanıtımı ya da satışı yapanlarla ilgili, Torba yasada cezai müeyyideler uygulanmasının öngörüldüğünü belirten Müezzinoğlu, vatandaşların ilacın karekodu üzerinden sorgulama yapabilecekleri bir sistemi devreye sokacaklarını bildirdi.

Müezzinoğlu, bitkisel ürünlerin internetten satışı ile ilgili olarak, bu ürünlerin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan gıda takviyesi şeklinde ruhsat aldığını belirterek, "Endikasyonun ötesindeki herhangi bir reklam ya da tanıtım yaptıklarında bir yıllık cirolarının 5 misline kadar bir cezai müeyide uygulanacak" dedi.

Hiçbir özelliği olmayan, ilacın orjinal formatının görüntüsü verilerek üretilen sahte ürünlerin hastaya belirli aracılarla satışının söz konusu olabildiğini belirten Müezzinoğlu, Emniyet'in son operasyonuyla hadisenin artık hukuka geçtiğini, kendilerine düşenin bunu engellemek için gerekeni yapmak olduğunu söyledi.

TBMM gündemindeki "torba yasa" ile özellikle ruhsatsız ürünler ya da endikasyonu aşan tanıtımlar için hapis cezası getirileceğini kaydeden Müezzinoğlu, "Ümit ederim önümüzdeki haftalarda cezai müeyyideler artmış olacak" dedi.

"Her ürünü takip ediyoruz"

İlaç Takip Sistemi ile bir ilacı üretildiği yerden hastaya ulaşıncaya kadar takip edebildiklerini anlatan Müezzinoğlu, "İlaç Takip Sistemi üzerinden denetim ağını genişletiyoruz , ilaç olarak vatandaşa giden her ürünü takip ediyoruz" diye konuştu.

Bunun dışında sahte ilaçlarla ilgili de vatandaşların kontrol yapabilme mekanizması getireceklerini bildiren Müezzinoğlu, "Fotoğrafını çekip İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumuna gönderince hemen dönüşü yapılacak bu şekilde orjinal mi sahte mi bilgisini alabilecek. Artık cep telefonları elimizde barkodunu okutup merkeze gönderince ilacıyla ilgili yarım saat içinde tüm bilgilere kavuşabilecek" diye konuştu.

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, bitkisel ürünlerin internet satışına ilişkin olarak hazırlanan ve Torba Yasa içerisinde yer alan düzenleme hakkında bilgi veren Müezzinoğlu, bu ürünlerin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan ruhsat aldığını söyledi.

Hiçkimsenin vatandaşları kandırmaya hakkı olmadığını ve buna asla izin verilmeyeceğini vurgulayan Müezzinoğlu, böyle bir davranış içinde olanın, yanlış yapanın da cezasını ödemesini istediklerini bildirdi. Müezzinoğlu, "Bunun için de cezalardaki caydırıcılığı artırmayı istiyoruz. Bu nedenle internet aracının satışlarını durdurma yetkisi getiriyoruz " diye konuştu.

"Veri tabanı oluşturulacak"

Müezzinoğlu, akılcı, tamamlayıcı ya da geleneksel tıp ile ilgili olarak geçtiğimiz haftalarda Sağlık Bakanlığı'ndan bir açıklama yapıldığını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada uygulanabilir, kullanılabilir olanlarla ilgili Bakanlık olarak çerçevesini belirlediğimiz sertifikasyonu yapılmış olanlara izin ve ruhsatlandırma yapıyoruz. Akupunktur, fitoterapi gibi. Bunları gelişigüzel alıp, gelişigüzel kullanmak yerine, belirli bir sertifikasyonu almış, hekim olması şart... Ancak hekimin de bu sertifikasyon eğitiminden geçmiş olması gerekiyor. Biz, artık kendi üniversite ve eğitim hastanelerimize de bu yetkiyi veriyoruz.

Vatandaşımızın orada bu tedavi ihtiyacını gidereceğiz. Biz de kayıt sistematiği ile takibini yapacağız. Yani bir yıl sonra hangi konularda müracaat geldiğine, nasıl sonuç alındığına, hangi komplikasyonlar çıktığına bakacağız. Bunun çerçevesini genişletip genişletmeyeceğimize, daraltıp daraltmayacağımıza bakacağız. Bir veri tabanı oluşturacağız."

Müezzinoğlu, bu tip hizmetlerin verildiği uygun olmayan "merdivenaltı" diye tabir edilen yerlere kesinlikli izin verilmeyeceğini bildirdi.

"Tercihini yapmayan hekim 3 ay sonra istifa etmiş sayılacak"

TBMM'de görüşülen "tam gün" düzenlemesine ilişkin de bilgi veren Müezzinoğlu, "Hocalarımızın çalışmalarının en az yüzde 50'sini daha çok akademik çalışma, araştırma ve eğitime ayırıyoruz. Sistemi, bu şekilde kurguluyoruz. İstiyoruz ki hocamız günlük mesaisinde gerek akademik çalışmaları gerek uygulamaları yapsın. Bu kanuda kanun tasarımız kanunlaştıktan sonra bir aylık süre zarfında YÖK ile Sağlık Bakanlığı kriterleri belirleyecek. Hocalarımızın çalışmalarının yüzde 50'si akademik çalışmalar, diğer yüzde 50'si de uygulamalar olacak." şeklinde konuştu.

Bu performansı gösteren ve kriterleri uygulayan hekimlere, mesainin ardından akşam saat 17.00'den sonraki sürede alternatif sunulduğunu anlatan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

"Biri, normal mesai sonrasında daha fazla çalışmayacak hekim, evine gitmeyi tercih edebilir, gidebilir, normal bir yaşam tarzını benimseyebilir. İkincisi, 'ben üretiyorum, daha çok emek vermek istiyorum, bilgi birikimi aktarmak istiyorum ve karşılığında da maddi kazanıma ihtiyacım var' diyenler için de iki yol var. Bunlardan ilki, kendi kurumunda saat 17.00'den sonra aynen gündüz gibi mesaisine devam edecek. İster akşam 20.00'ye ister 21.00'e kadar kendi planlamasına göre çalışacak. Burada yapacağı her hizmette ilave ücret alacak. Saat 17.00'den sonra mesaide hekimden hizmet isteyen vatandaştan muayene ücreti bazında baktığımızda Sağlık Uygulama Tebliği (SUT), bir muayene için üniversitelerimize 55 lira veriyor. Kurum, hastadan ilave bir 55 TL alabilecek. Bunu, Bakanlar Kurulunun bir misli artırabilme yetkisi var. Yani bu, 2 muayene ücretine kadar çıkabilir. Dolayısıyla SUT'un verdiği 55 lira hocamızın hesabına yatırılacak, hastadan alınan 55 lira da hocamızın hesabına yazılacak ve 17.00'den sonra tutulan ayrı hesapta, hocamızın yaptığı bir aylık cironun yüzde 50'si hocamızın, bu yüzde 60'a kadar olabilir, hesabına, diğeri de kurumun hesabına geçirilecek.

Bu organ nakli, safra kesesi, by-pass gibi herhangi bir ameliyat ya da müdahale ise 2 brüt asgari ücreti geçmeyecek kadar alabilecek. Hocamızın mesaiden sonra yaptığı hizmet, günlük yaptığı performansın üstünde olmayacak. Yani gündüz hizmet bazında 100 muayene 10 da ameliyat yaptıysa mesai sonrasında 100 muayene ve 10 ameliyat yapma hakkı doğacak. O nedenle biz istiyoruz ki gündüz dinamiklerini tam koysunlar, bir o kadar da mesai sonrası hakları doğsun."

Müezzinoğlu, hekim bir diğer tercih olarak kurum dışında çalışma seçeneğini kullanırsa (vakıf ya da özel hastane) kurumsal yapı ile kurumların sözleşme yapacağını söyledi. Bakan Müezzinoğlu, "Yani Hacettepe Üniversitesinde cerrahi dalındaki bir hocamız, kurumsal sözleşme yapacak. Bu kurumsal sözleşmenin bedeli de yine günlük performansın üst limiti ne kadarsa, bu günlük performansın altında olmayacak bir sözleşme yapacak. Bu sözleşmenin yüzde 50'si kurumun olacak, yüzde 50'si de hocamızın olacak" diye konuştu.

"Hekimler, bu tasarıdan sonra, 'ben devlette çalışmıyorum, ben muayenehanemde çalışıyorum' deme hakkında da sahiptir" ifadesini kullanan Müezzinoğlu, "Zaten bu tercihlerden birini yapmayan hekim, 3 ay sonra kurumundan istifa etmiş sayılacak" dedi.

"Sistemi sağlıklı kurguladık"

Ayrıca üniversite yönetimlerine bir hak da vereceklerini dile getiren Müezzinoğlu, "Diyoruz ki, sizin kadronuzun yüzde 5'ini geçmeyecek şekilde ve ihtiyacınız olan hocalarla eğitim ya da uygulama amaçlı sözleşme yapabilirsiniz" dedi.

Bakan Müezzinoğlu, çok ihtiyaç duyulan alanda, kurumda çalışmayan bir hekimle sözleşme yapılabileceğini söyledi.

Sistemi sağlıklı kurguladıklarına olan inancını dile getiren Müezzinoğlu, 1-2 yıl uygulamaları takip edeceklerini, aksaklıklar olması halinde duruma duyarlı yaklaşılacağını ve gerekli düzenlemenin yapılacağını bildirdi.

Müezzinoğlu, Gümülcine'den yayına bağlanan teyzesinin oğlu ile görüştü

Müezzinoğlu, Gümülcine'den yapılan bağlantıyla, teyzesinin oğlu Hasan Mehmet ve hem çocukluk hem de eski çalışma arkadaşı İsmail Karagöz ile konuşma imkanı buldu.

Teyzesinin oğlu Hasan Mehmet'in babasının çok renkli bir kişilik olduğunu söyleyen Müezzinoğlu, teyzesi ve eniştesiyle tarlada tütün ektiklerini, tırmığı eline alan ve saz gibi tutan eniştesinin türkü söylemeye başladığını, teyzesinin de ona kızdığını, tatlı bir atışmanın başladığını anlattı.

Müezzinoğlu, İstanbul'daki kar yağışı ve Galatasaray-Juventus maçının hava koşulları nedeniyle ertelenmesinin de konuşulduğu Editör Masası'nda, Beşiktaşlı olmasının sebebini de şöyle aktardı:

"Teyzemin oğlu Hasan orada. Rahmetli dayım fanatik Beşiktaşlıydı. Biz de amca oğlum, ağabeyimle, ben 8 veya 9 yaşında, o da 11-12 yaşında, bir gün çağırdı bizi. 'Çocuğum gelin buraya' dedi. Gittik. 'Hiçbir Batı Trakyalının Beşiktaş dışında bir takım durumu yoktur. Niye derseniz? Osmanlı Balkanları kaybedince kırmızı beyaz olan renklerini yas olsun diye kırmızısını siyaha çevirmiştir. Biz, Batı Trakyalıyız, Beşiktaş'tan başka bir takım tutamayız' dedi. Biz de o gün bugün Beşiktaşlıyız. Bence, Balkanları düşünen, Balkanları seven herkes önce Beşiktaşlı, sonra Fenerbahçe ve Galatasaraylı olabilirler. Ben mesela ondan sonra Galatasaraylıyım."

Türkiye'deki herhangi bir takımın yurt dışında oynadığı maçlar söz konusu olduğunda o takımları tuttuğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Yurt dışındaki her başarı bu milletin başarısıdır" dedi.

"Eve erken geliyor mu?"

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu Editör Masası'na Edirne'den bağlanan ve 6 ay önce nişan yüzüklerini taktığı Cankaloğlu çiftiyle de görüştü.

Çifte evliliklerinin nasıl gittiğini soran Müezzinoğlu, olumlu yanıt almasının ardından bebek müjdeleri olup olmadığına yönelik soru yöneltti.

Alpaslan Cankaloğlu, en kısa zamanda Bakan Müezzinoğlu'na müjdeyi vereceklerini ifade etti.

Müezzinoğlu ayrıca Dilek Cankaloğlu'na "Alpaslan eve erken geliyor mu?" diye sordu. Dilek Cankaloğlu'nun, "Erken geliyor. Gelmek zorunda" yanıtı Bakan Müezzinoğlu'nu güldürdü.

Müezzinoğlu, 6 Temmuz'da Alpaslan Cankaloğlu ve ailesiyle Dilek Cankaloğlu'nu istemeye gitmiş ve çiftin nişan yüzüklerini takmıştı. Cankaloğlu çifti 27 Ekim'de evlenmişti.

AA Genel Müdürü Kemal Öztürk, toplantının sonunda Müezzinoğlu'na, 4 Ağustos 2007'de TBMM'de yemin ederken çekilen bir fotoğrafını ve Anadolu Ajansı'nın "haberci güvercini"nin biblosunu hediye etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber