Dünya genelindeki ankete göre, Benciliz

Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Daire Başkanı Davut Gazi Benli, Türkiye'nin Hayır İşleri Yardım Vakfınca yapılan ''Dünya Hayırseverlik Anketi''nde 135 ülke arasında 128. sırada yer aldığını belirterek, ''Sonuçlara göre bir ay içinde 100 kişiden 13'ü bir yardım kuruluşuna maddi destekte bulunurken, 34'ü tanımadığı bir kişiye maddi destekte bulunduğunu, 5'i de sosyal hizmet kurumunda gönüllü çalıştığını ifade etti'' dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Ocak 2014 00:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Dünya genelindeki ankete göre, Benciliz

Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Daire Başkanı Davut Gazi Benli, Türkiye'nin Hayır İşleri Yardım Vakfınca yapılan ''Dünya Hayırseverlik Anketi''nde 135 ülke arasında 128. sırada yer aldığını belirterek, ''Sonuçlara göre bir ay içinde 100 kişiden 13'ü bir yardım kuruluşuna maddi destekte bulunurken, 34'ü tanımadığı bir kişiye maddi destekte bulunduğunu, 5'i de sosyal hizmet kurumunda gönüllü çalıştığını ifade etti'' dedi.

Benli, Hayır İşleri Yardımı Vakfınca her yıl düzenlenen ''Dünya Hayırseverlik Anketi''nin sonuçları ve Türkiye'nin durumu hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Vakfın merkezinin İngiltere'de olduğunu, her yıl dünyaca ünlü araştırma şirketi Gallup aracılığıyla bu anketin düzenlendiğini belirten Benli, anket sonuçlarına göre Türkiye'nin uluslararası alanda hayırseverlik yarışında yapılan faaliyetlerde çok da iç açıcı konumda olmadığını ifade etti.

''Görünürde ülke insanımız, dünyada en fazla yardım yapan ülkelerden birisi olarak görülüyor'' diyen Benli, Türkiye'nin 2013 yılında 2 milyar dolar civarındaki yurt dışı yardımıyla dünyada en fazla yardım yapan 4. ülke gibi gözükse de, vatandaşların bireysel hayırseverlikleri konusunda yapılan uluslararası çalışmaların bunun aksini ifade ettiğini söyledi.

Benli, ''Ülkemiz insanı son 5 yıldır Hayır İşleri Yardım Vakfınca yapılan ankette üst üste son sıralarda yer alıyor. Bu çarpıcı gerçek aslında bazı gerçeklerle yüzleşmemizi, vatandaşlarımızın hayırseverlik konusunda daha hassas olması gerektiğini ortaya koyuyor'' diye konuştu.

-''Geçen ay yardımda bulundunuz mu?''

Ankette yöneltilen sorulara ilişkin de bilgi veren Benli, soruların 15 yaş üzeri, şehir merkezlerinde yaşayan kişilere sorulduğunu, Türkiye'de de bin 500'den fazla kişiye yöneltildiğini belirtti.

Türkiye'de ''Geçtiğimiz ay içerisinde herhangi bir yardım kuruluşuna maddi destekte bulundunuz mu?'' sorusuna 100 kişiden 13 kişinin ''evet'' yanıtını verdiğini söyleyen Benli, ''Geçtiğimiz ay içerisinde tanımadığınız bir kişiye maddi destekte bulundunuz mu?'' sorusuna 100 kişiden 34'ünün, ''Geçtiğimiz ay içinde herhangi bir sosyal hizmet kurumunda gönüllü olarak çalıştınız mı?'' sorusuna ise 100 kişiden 5'inin ''evet'' dediğini belirtti.

Anketin Türkiye de dahil 150'ye yakın ülkede her yıl yapıldığını ifade eden Benli, şunları kaydetti:

''Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda da maalesef durum iyi değil, iç açıcı değil. Son 5 yıldır ülkemiz maalesef son sıralarda yer alıyor. Bu yıl 135 ülkede yapılan bu çalışmada ülkemiz vatandaşları 128. sırayı, dünyanın fakir ülkelerinden Ruanda ile paylaşmış bulunuyor. Bu aslında mahcubiyet verici, yüz kızartıcı bir sonuç olmakla birlikte ülkemizde hemen hemen hiç gündeme gelmeyen bir husus. Diğer ülkelerde bu anketin sonuçları büyük yankılar uyandırıyor. Bütün ülkeler bu anketin sonuçlarını, bakanlar düzeyinde, başbakanlar düzeyinde değerlendiriyor.''

-''Vakıf sayısı yetersiz''

Benli, ''Biz kadim kültürümüzde yer alan, vakıf kültürümüzün, medeniyetimizin övüncüyle yaşıyoruz. Ama bu övüncü 21. yüzyıla getiremiyoruz, taşıyamıyoruz. Tarihimizde dünyaya önderlik eden bir vakıf medeniyetine sahibiz. Bu medeniyet sayesinde Osmanlı'da çok büyük bir medeniyet inşa etmişiz. Ancak geldiğimiz bu noktada, modern cumhuriyette bu vakıf kültürünü geliştiremedik'' diye konuştu.

Türkiye'de yeterli sayıda vakıf kurulmadığını öne süren Benli, ''Bugün itibariyle yaklaşık 4 bin 500 vakıf sayımızın devlet vakıflarını, sosyal dayanışma ve yardımlaşma vakıflarını çıkardığımızda sayıları maalesef 2 bin-2 bin 500'ü geçmiyor'' dedi.

Batı ülkeleriyle kıyaslandığında her yıl kurulan vakıf sayısının yetersiz olduğunu anlatan Benli, vatandaşlara vakıf kültürüne yeniden sahip çıkmaları ve tarihte olduğu gibi kendi mallarından geleceğe hizmetler bırakmaları çağrısında bulundu.

Avrupa'da 110 bin vakfın bulunduğunu, bu vakıfların toplam büyüklüklerinin 300 milyar avrodan fazla olduğu bilgisini paylaşan Benli, ''Bugün vakıf kurma, vakıf sayıları açısından Avrupa'nın çok çok gerisindeyiz. Bir vakıf cenneti olarak tarif edebileceğimiz ABD'de ise 2 milyon 300 bin civarında vakıf ve benzeri kuruluş hizmet ediyor'' diye konuştu.

Vakıf kurmaya ilişkin Türkiye ile diğer ülkeler arasında prosedürde farklar olduğunu, ancak bunların Türkiye'de vakıf kurmanın zor olduğu anlamına gelmediğini vurgulayan Benli, 2013 yılı itibariyle 50 bin TL üzeri ayni ya da nakdi, mal veya para tahsis eden vatandaşların kolaylıkla vakıf kurabileceğini söyledi.

-''Refahı artanlar vakfetsinler''

''Maalesef ülkemiz vatandaşları vakıf kurmaya hevesli değiller'' diyen Benli, bunun nedenlerinin araştırılması, vatandaşların vakıf kurmaya yönlendirilmesi gerektiği üzerinde durdu.

Konuya ilişkin kurum olarak gerekli çalışmaların yapıldığını vurgulayan Benli, ''Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye'nin en iyi tanınan kurumlarından bir tanesi. Ama vatandaşlarımız bizi sadece tarihi eserlerin restorasyonuyla bilmesin istiyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü sadece bir tarih kurumu değildir, aynı zamanda Türkiye'deki hayırseverliğin öncü kuruluşudur'' dedi.

Hayırseverlik konusunda sadece Vakıflar Genel Müdürlüğünün faaliyetlerinin de yeterli olmadığını, toplumun, her kesimden insanın vakfetmeye yönlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Benli, son 10 yıldır Gayri Safi Milli Hasıla'nın neredeyse 5 kat arttığını, insanların refaha kavuştuğunu, ancak kazandıkları kadar vakfetmediklerini belirtti.

Benli, vakıf sayısının Türkiye'nin artan refahıyla doğru orantılı gelişmediğini, refahı artan insanların, kazandıkları malın bir kısmını farklı toplumsal hizmetlere tahsis etmelerini arzuladıklarını dile getirdi.

-''Vergi istisnası yaygınlaştırılmalı''

Maliye Bakanlığı'nın vakfetmenin önündeki engellerden birisi olan vergi istisnası konusunu yaygınlaştırması gerektiğini belirten Benli, vergi istisnasına tabi vakıf sayısının 200'ü geçmediğini, diğer ülkelerde vakfetmenin vergi istisnasının birinci temel koşulu olduğuna dikkat çekti.

Benli, ''Bu mahcubiyeti Türkiye hak etmiyor. Ülkemiz uluslararası arenada vatandaşları hayırsever olmayan bir ülke olmayı hak etmiyor. Uluslararası yarışta geri kaldık'' dedi.

Türkiye'nin uluslararası büyük ölçekte yardımlar yaptığını, ancak bunun vatandaşlara yaygınlaştırılamadığını bildiren Benli, gönüllü çalışma prensibinin kurumlara yaygınlaştırılmadığına da işaret etti. Bununla ilgili yasal düzenlemelerin kurumlarca gerçekleştirilemediğini ifade eden Benli, vatandaşların çok çeşitli hizmetlerde gönüllü çalışmasının önünün açılması gerektiğine işaret etti.

-''Hayırseverliğin zenginlikle bir orantısı yok''

Anket sonuçlarına bakıldığında az gelişmiş ülkelerin de üst sıralarda yer aldığını söyleyen Benli, şöyle devam etti:

''Sıralamada gelişmiş ülkeler ön plana çıkıyor, ancak bizim yardımda bulunduğumuz Myanmar, Sri Lanka gibi fakir ülkelerin vatandaşları da üst sıralarda çıkabiliyor. Bize göre fakir olan Endonezya ilk 20'lerde yer alıyor. Hayırseverliğin zenginlikle bir orantısı yok, bu paylaşabilme, verebilme özelliğidir. Bizler son yıllarda fazla bencil olduk. Ülkemiz bu bencillikten kurtulmalı. Biran önce bu mahcubiyetten kurtulmalıyız. Kurumlarımız bu konuyla ilgili gerekli önlemleri almalıdır.''

Türklerin yaptıkları yardımları söylemek istemeyebileceklerinden dolayı sonuçların istenildiği gibi olmadığını da düşündüğünü anlatan Benli, ''Bizler bir elinin verdiğini diğeri görmesin diyen bir medeniyetin torunlarıyız. Fakat halkı Müslüman olan Katar, Filipinler, Kuveyt, Hindistan, Afganistan'ın yüksek sıralarda olduğu görülünce demek ki bu işin yardımları gizlemeyle bir alakası yok. Bunun bir diğer göstergesi de her yıl üst üste sonuçların negatif çıkmasıdır'' diye konuştu.

Sivil toplum kuruluşlarının kurumsallaşması, kapasitelerini geliştirmesi ve şeffalaşması gerektiğine de işaret eden Benli, bu şekilde toplumun güveninin kazanılabileceğini, hesapları şeffaf olmayan sivil toplum kuruluşlarına halkın güven duymasının mümkün olmayacağını kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber